Meral Akşener’den Erdoğan’a: Hangi yüzle helallik istiyorsun kardeşim?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Meral Akşener’den Erdoğan’a: Hangi yüzle helallik istiyorsun kardeşim?


Meral Akşener’den Erdoğan’a: Hangi yüzle helallik istiyorsun kardeşim?

İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız çalışanımız olduysa, hepsinden helallik istiyoruz" sözlerine ilişkin açıklama yaptı. Akşener," Saray'da beslediğin yandaşlardan helallik iste. Daha dün iş yerleri kapanıyor diyenler abartıyor diyordun. Bugün utanmadan helallik istiyorsun" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Akşener'in konuşmasından satır başları:

* Dünya siyasetinde bir değişim var. Ergen tavırlı popülist liderler, seçimleri birer birer kaybedip, tarihin tozlu sayfaları arasına karışıyor.

* Ama her biri, giderayak bir kriz üretmekten kendini alamıyor. Nitekim bunun son örneğini, Filistin'de yaşıyoruz. Gözümüzün önünde bir insanlık dramı yaşanıyor. Siviller, kadınlar ve çocuklar insafsızca katlediliyor.

* Bildiğiniz üzere, Mart ayında, İsrail'de seçimler yapıldı ve oluşan tablo, İsrail'in en uzun süreli başbakanı Netenyahu'nun, yeni bir hükümet kurmasına imkan vermedi.

* İsrail Cumhurbaşkanı da, hükümeti kurma görevini, Yeş Atid partisine verdi. Birdenbire, İsrailli Arap partileri kritik bir öneme sahip oluverdiler. Çünkü hükümet ortağı olma, yeni iktidarı belirleme ihtimalleri doğdu.

* Bu gelişmeler üzerine, bir anlamda Sayın Erdoğan'ın İsrail versiyonu olan, Benyamin Netenyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için, gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kast etmekten geri durmadı. Önce Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra kışkırtmaları yaşandı, ardından da, Gazze'ye operasyon başladı.

* İsrailli Arap partileri de, yaşananlara tepki olarak koalisyon görüşmelerinden çekildi. Kim kazandı? Savaş tüccarları kazandı. Koltuk meraklıları kazandı. Değişim istemeyen statükocular kazandı. Peki kim kaybetti? İsrail'de yaşayan Araplar kaybetti. Gazze'deki siviller, kadınlar ve çocuklar kaybetti .İsrail demokrasisi kaybetti.

ERDOĞAN’A SERT SÖZLER…

* Ülkemizi yönetenlerden bir somut adım görmedik. Mesela İsrail ile aramızda 6 milyar doları aşan ticari ilişkiler var. Bunlar askıya alınmadı. Mesela Kürecik Radar Üssü var. Bu üs kapatılmadı? Ne var peki? Bol miktarda hasamet var. A Haber’de, Yeni Şafak’ta ateşli haberler var.

* Doğu Türkistan için bu kadarını bile yapamadılar. Sayın Erdoğan, Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz için ağzını bile açamamıştı.

* Milletimiz televizyonda estirilen hasamet rüzgarlarına artık inanmıyor. Filistin için çok şey yapıyormuş gibi görünme şovlarını artık kimse yemiyor. Liderlik hamasetle değil icraatla olur. Boş konuşmayı bırakıp, gerekeni yapacaksınız.

“19 MAYIS BÜYÜK DESTANIN ADIDIR”

* Yarın 19 Mayıs. 19 Mayıs’ın yeri bir başkadır. 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim bir sonuçtur ama 19 Mayıs milletimiz için tarihi bir başlangıçtır.

* Bu adım binlerce yıllık tarihimizden süzülen inanç ve kararlılığın tüm dünyaya ilanıdır. 19 Mayıs iç cephedeki sayısız gediğe rağmen Türk milletini aynı kutlu ülküde buluşturan bir büyük destanın adıdır.

AŞILAMADA EKSİKLİK 

* Sözde tam kapanma sürecinde bir kez daha gördük bu zor günlerde millet olarak yapayalnızız. Neticede yarı sürü bağışıklığı, yarı kapanma, yarı açıklık, yarı toklukla yalan yanlış bir süreci daha yaşadık. 14 aylık süreçte gelişmiş ülkelerde işler yoluna girmeye başladı.

* Biz ise iktidarın türlü yalanlarıyla oyalanıp hastalanmayıp, ölmemek için türlü çaba harcıyoruz. Ekonomik ve sosyal destek paketleri olmadan, aşı kampanyası olmadan uygulanan politikalar büyük bir belaya dönüştü.

* 16 Mayıs itibariyle yaklaşık 26 milyon doz aşılama yapılabilmiş. Yani partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ile zincirlerini kırmış sayın Erdoğan ve arkadaşlarının olağanüstü hızlı yönetim anlayışıyla gidersek 13 ay daha lazım. Beceriksizliğe bakar mısınız?

HELALLİK TEPKİSİ

* Bunca haramın arasında bir de utanmadan milletinden helallik isteyecek kadar yüzsüz. Sayın Erdoğan, yeter artık milletimizin yakasından bir düşün. Çileyi ,yoksulluğu reva gördüğün bu milletten hangi yüzle helallik istiyorsun. Mesela git arpalığa çevirdiğin yönetim kurullarına atadığın gelin, damat ve kayınçolardan helallik iste.

* Saray’da beslediğin yandaşlardan helallik iste. Daha dün iş yerleri kapanıyor diyenler abartıyor diyordun. Bugün utanmadan helallik istiyorsun.

* Ekmeği haram ettiğin işçiden helallik alamazsın. Hayalleri haram ettiğin gençten helallik alamazsın. Siftahı haram ettiğin esnaftan helallik alamazsın. Siftahı haram ettiğin esnaftan helallik alamazsın. Huzuru haram ettiğin kadınlardan, günahına girdiğin nice masumdan helallik alamazsın.

Kaz dağlarında, İkizdere’den Harran’dan, Soma’da helallik alamazsın. Böyle yüzsüzlük, böyle utanmazlık olmaz. Sen haram içinde sefa sürerken, darda bıraktığın milletten helallik alamazsın.

* Siyasetçi milleti ile kürsüden attığı nutukla helalleşmez. Siyasetçi milleti ile sandıkta helalleşir. Önce milletimizin önüne sandığı getireceksin, helalliği öyle göstereceksin. Öyle kürsülerden üfürmekle olmaz. Madem helallik alacağına eminsin, getirin sandığı. Hodri meydan.

* Yolsuzluk da Türkiye’yi bir dünya markası haline getirdiler. Rüşvetle, yolsuzlukla anılan Afrika ülkelerinden biri haline getirdiler. Yolsuzlukla mücadele edeceğiz dediler, denetleyen kurumların içini boşalttılar. Araştıran, sorgulayan gazetecileri hapse attılar.

“NEREDEYSE HER AY YÜZDE 5 ZAM GELİYOR”

* Yoksul bir ailenin ne gibi gelirleri olur? Kira, elektrik, doğalgaz bir de yiyecek içecek giderleri olur. Sakarya milletvekilimiz Ümit Dikbayır arkadaşımız 8 aydır markette, pazarda enflasyonu ölçüyor.

* Her ay, aynı ürünleri satın alarak farkı gözlemliyor. Neredeyse her ay yüzde 5 zam geliyor. Bu arkadaşların çıkardığı enflasyon rakamı bunun yanından bile geçmiyor.

* Yalnızca son 2 yılda Ankara, Bursa ve İzmir’in toplam nüfusu kadar insanımız yoksulluğun pençesine düşmüş. Sokaktan geçen her 100 kişiden 13’ü mutlak yoksulluk içinde.

* Sayın Erdoğan; Siyasetçinin sözü namusudur. İşte o nedenle, bir siyasetçi için en kötüsü, Sözünün kıymet-i harbiyesinin kalmamasıdır.

* Geldiğimiz noktada, senin sözünün de bir değeri kalmadı. Çünkü ne dediysen, millete tersini yaşattın. Zenginlik dedin, fakirliği yaşattın.
İş dedin, gençleri işsiz bıraktın. Aş dedin, vatandaşı aç bıraktın. Güçlü Türkiye dedin, itibarımızı iki paralık ettin.

* Uçacağız dedin, memleketi uçuruma sürükledin. Siyasetçi, milletine projelerini anlatır, çözümlerini anlatır, vaatte bulunur. Vaatlerini gerçekleştiremezse de çıkar, milletinden özür diler. Bütün yanlışlarına ve eksiklerine rağmen, istifini bozmayandan siyasetçi olmaz. Devlet insanı hiç olmaz. Böyle devlet yönetilmez.

* Peki yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla nasıl mücadele edilir? İnanın bu hiç de zor değil. Önce milletinizi seveceksiniz. Sonra kararlı olacaksınız ve çok çalışacaksınız.

* Bunlar olunca, Türkiye'nin gücü, her tür yanlışı yenmeye yeter. Türkiye, imkanları olan, zengin bir ülke. Yeter ki önce millet, önce memleket diyenler başa gelsin.

* Ben bu gerçekleri söyleyince; İktidara “Nasıl batırdın?” diye sormaya cesareti olmayanlar, bize “nasıl yöneteceksin?” diye soruyor.

*Allah'ın izniyle, İYİ Parti iktidarında, tüm bu sorunların üstesinden geleceğiz. Çünkü bu bir zihniyet meselesi. Bizi onlarla karıştırmayın, biz onlara benzemeyiz.

“YASAKLARKA DEĞİL, HUKUKLA YÖNETİRİZ”

* Onlar milletimizi düşünmüyor olabilir, biz düşünüyoruz. Onlar başaramıyor olabilir, biz başarırız. Onlar memleketi yönetemiyor olabilir, biz yönetiriz.
Çünkü biz İYİ Parti'yiz. Biz, haram yemeyiz, haram yedirmeyiz, çalmayız, çaldırmayız.

* Memleketi aile şirketi gibi değil, layık olduğu gibi yönetiriz. Bir kişinin yarım aklıyla değil, ortak akılla yönetiriz. Hafta sonları, gece yarıları, alelacele alınan kararlarla değil, vizyonla, planla, programla, çok çalışarak yönetiriz.

Keyfiyetle değil, şeffaflıkla, gizleyerek değil, hesap vererek, yönetiriz. Torpilli değil, liyakatli kadrolarla yönetiriz.

* Yasaklarla değil, adaletle, hukukla yönetiriz. Milleti bölmeden, kimseyi iteklemeden, demokrasiyle, millet iradesiyle el ele yönetiriz.

* İkna ederek, doğruda, güzelde buluşarak yönetiriz. Şahsi hırslarımızla değil, kibrimizle değil, akılla, irfanla, tevazuyla yönetiriz.
Bizi onlarla karıştırmayın.

*  Biz, önce millet, önce memleket diyenleriz. İşte o nedenle, memleketi aslanlar gibi yönetir, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'le, Türkiye'yi düze çıkartırız.

SÖZCÜ