Merkez Bankası Faiz İndirimine mi Hazırlanıyor?
Erdoğan sık sık faiz indirimi talebini dillendiriyor
Merkez Bankası Faiz İndirimine mi Hazırlanıyor?
Bu yüksek faizden en çok rahatsız olanların başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geliyor.
Erdoğan sık sık faiz indirimi talebini dillendiriyor
Her fırsatta faizlerin düşürülmesini isteyen ve son yirmi altı ayda üç Merkez Bankası Başkanı değiştiren Erdoğan, 20 Mart’tan bu yana görevde olan ancak şu ana kadar faizi hiç düşürmeyen son başkan Şahap Kavcıoğlu’ndan faizi indirmesini istediğini saklamıyor.
Erdoğan, en son 5 Ağustos’ta katıldığı bir televizyon programında ‘‘Buradan ben sinyalimi belli yerlere vermiş oluyorum. Bundan sonra enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Zira faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz’’ sözleriyle bu beklentisini yineledi. Ancak 4 Eylül tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Ağustos ayı enflasyon oranı Erdoğan’ın tahminlerinin aksine artış göstererek bir önceki aya oranla yüzde 1,12 artışla yüzde 19,25’e ulaştı.
Türkiye enflasyon oranında da Ağustos ayı itibariyle dünya liginde 12. sırada yer alıyor.
Üstelik enflasyonun ulaştığı seviye 29 Temmuz’da yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 1,9 arttırarak yüzde 14,1 olarak güncelleyen Merkez Bankası’nın son güncellemesinin tutturulmasının çok da kolay olmayacağını ortaya koyuyor.
23 Eylül’de gündem faiz indirimi mi?
Peki bu şartlarda 23 Eylül’de yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nda bir enflasyon indirimi mümkün olabilir mi?
Reuters haber ajansı, geçtiğimiz hafta Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yerli ve yabancı yatırımcılarla biraraya geldiği toplantıya katılan uzmanlarla yaptığı röportajlarla oluşturduğu haberinde faiz indiriminin gündemde olduğunu savundu.
Bugün Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın Ankara’da düzenlediği toplantıya katılan Merkez Bankası Başkanı’nın ‘‘çekirdek enflasyon’’ vurgusu Reuters’ın haberini doğrular nitelikte.
Kavcıoğlu, ‘‘Küresel merkez bankacılığında, para politikası duruşu belirlenirken, para politikasının etkisi dışında olan kısa vadeli arızi unsurlardan arındırılmış çekirdek enflasyon göstergeleri esas alınır. Özellikle salgının getirdiği olağanüstü koşullar, az önce bahsettiğim sebeplerden ötürü, enflasyonun kısa vadeli oynaklıklardan arındırılmış ana eğilimini ölçmeye yarayan çekirdek enflasyon göstergelerinin önemini artırmakta. Diğer merkez bankalarında olduğu gibi bizim de salgının getirdiği arz ve talep şokları neticesinde ortaya çıkan fiyat hareketlerinin geçiciliğine dair analizlerimizin bulunduğunu paylaşmak isterim. Para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve bunların orta vadeli enflasyon hedefimizle uyumlu seyretmesine ilişkin analizler yanında, önümüzdeki dönemde arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına biraz daha fazla ağırlık verilecektir’’ dedi.
Kavcıoğlu: ‘‘Son çeyrekte gıda dışı enflasyonun manşet enflasyonun altında kalmasını bekliyoruz’’
Merkez Bankası Başkanı, Türk ekonomisiyle ilgili pozitif geliştirmelere dikkat çekerken son bir yılda yüzde 11,27’den yüzde 19,25’e yükselen enflasyonda da düşüş eğiliminin başlayacağı görüşünü paylaştı.
Kavcıoğlu, ‘‘Kısa vadede enflasyon görünümünde etkili olan geçici unsurların etkisini yitireceğini ve son çeyrekte düşüş eğilimine gireceğini düşünüyoruz. Son çeyrekte gıda dışı enflasyonun manşet enflasyonun altında kalmasını bekliyoruz. ÜFE ve TÜFE arasındaki fark son dönemde birçok ülkede uzun dönem ortalamasının oldukça üzerinde seyretmektedir. Açılma ve ekonomik normalleşme sürecinde dünyada enerji fiyatlarında artış görüldü. Bu unsurlar önümüzdeki dönemde ülkemizde de enflasyonu düşürücü yönde etki edecektir. Salgından olumsuz etkilenen ve salgından sonra talebin canlı olduğu sektörlerde fiyatlarda daha yüksek artışlar görüyoruz. Ancak ortaya çıkan bu fiyatlama davranışlarının, ekonomik ve sosyal normalleşme hız kazandıkça önümüzdeki dönemde yeniden salgın öncesi haline yakınsayacağını değerlendiriyoruz’’ dedi.
Açıklamalar sonrası Türk lirası yüzde 1’den fazla değer kaybetti
Merkez Bankası Başkanı’nın bu açıklamaları piyasada faiz indirimine dair bir işaret olarak algılandı.
Kavcıoğlu’nun sözleri sonrası Amerikan Doları/Türk Lirası kuru hareketlendi. Dün piyasa kapanışında 8,35 olan kur, 8,48’i gördükten sonra 8,44-8,45 aralığında seyretti.
Bu hareketlilik olası bir indirimde kurun yukarı yönlü harekete geçeceğini de göstermiş oldu.
Prof. Ulusoy: ‘‘Yüksek enflasyon ortaminda ‘Biz faizi indirdik’ demek hata olacaktır’’
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Veysel Ulusoy, üretici fiyatlarının yüzde 45 arttığı bir dönemde enflasyonda düşüş beklentisinin gerçekçi olmadığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Ulusoy, ‘‘Merkez Bankası kararlarının amacı şok edici olmasıdır. Karar gününe kadar kimse nasıl bir tutum izleneceğini bilmemeli. Tabii ki özellikle akademisyenler ve uzmanlar tahminde bulunabilir. Ama Merkez Bankası’nın ne yapacağını önden ima etmesi doğru değildir. Bugün açıklamalar sonrası, dolar kurunun yüzde 1’den fazla değer kazanması bu sinyalden dolayı. Zaten geçtiğimiz hafta yayınlanan Reuters haberi de bu indirim işaretini dillendirmişti. Peki gerçekten indirim mümkün mü? Yüksek enflasyon yaşanan bir ekonomide ‘Biz faizi indirdik’ demek hata olacaktır. Bugün dövizdeki artış ne olabileceğinin az çok işaretini verdi zaten. Kaldı ki Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Ağustos’ta yüzde 45,52’ye çıktı. TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ise yüzde 19,25. Normal şartlarda TÜFE’nin Yİ-ÜFE’ye doğru yakınsaması ve ortanın üst kısmında buluşması beklenir. Her şey güzel gitse bile yüzde 35’te buluşur. Üstelik Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı yıl sonu enflasyonunda bile anlaşamıyor. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini yüzde 14,1 iken Maliye Bakanlığı’nın daha birkaç gün önce açıkladığı Orta Vadeli Program’da 2021 yıl sonu enflasyonu hedefi yüzde 16,2. Devletin iki kurumunun enflasyon ve işsizlik beklentileri birbirinden farklı’’ dedi.
voa