Merkez Bankası’nın tepe yönetimindeki değişim uluslararası piyasalara mesaj mı?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yönetiminde dün gece itibarıyla köklü bir değişime gidildi. Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararıyla başkan yardımcıları Emrah Şener, Taha Çakmak ve Mustafa Duman görevlerinden alındı. Bu isimlerin yerine Cevdet Akçay, Fatih Karahan ve Hatice Karahan’ın atamaları yapıldı.
Mustafa Duman ve Taha Çakmak, BDDK Başkanlığı’na atanan Şahap Kavcıoğlu’nun guvernörlüğü sırasında TCMB Başkan Yardımcısı olarak görevlendirilmişlerdi. Emrah Şener ise 2016 yılından bu yana başkan yardımcısı görevindeydi.
Merkez Bankası’nın üst yönetimi Boğaziçi Üniversitesi mezunu
Hafize Gaye Erkan başkanlığında görev yapacak üç isim de kendisi gibi Boğaziçi Üniversitesi mezunu.
Boğaziçi Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra New York Üniversitesi’nde doktora yapan Prof. Cevdet Akçay Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olarak görev yaptı. Profesör Akçay 2006-2008 yılları arasında Yapı Kredi Bankası’nda başekonomist olarak çalıştı.
2017 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan Prof. Hatice Karahan ise Boğaziçi Üniversitesi’nde lisans ve yüksek lisans yaptıktan sonra Syracuse Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. 2015’te İstanbul Medipol Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü’nün kurucu başkanlığını üstlendi.
Boğaziçi Üniversitesi Matematik ve Endüstri Mühendisliği bölümlerini bitiren Fatih Karahan ise doktorasını Pennsylvania Üniversitesi’nde tamamladı. 2012 yılında New York FED’de çalışmaya başlayan Dr. Karahan, “Büyük Beşli”nin bir üyesi olan teknoloji şirketi Amazon’da son 15 aydır şef ekonomist (principal economist) olarak görev yapıyordu.
Erdem Başçı ve Hakan Kara’dan atamalara destek
Bu atamalar ekonomi çevrelerinde çoğunlukla beğeni ile karşılandı. 2011-2016 yılları arasında Merkez Bankası Başkanlığı görevinde bulunan ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından faiz politikasındaki uyuşmazlığı nedeniyle görevden alınan Erdem Başçı, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla yeni üst yönetime başarılar diledi.
Önceki dönemin para politikalarını eleştiren Merkez Bankası’nın eski başekonomisti Hakan Kara da “tepe yönetimine” yapılan atamaları liyakatli bulduğunu söyledi ve Merkez Bankası içinden bir uzmanın dördüncü başkan yardımcısı olarak atanmasını faydalı olacağını dile getirdi.
Hakan Kara’nın ismi cumhurbaşkanlığı seçimini Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde Merkez Bankası Başkanlığı için geçiyordu.
Doçent Çakmaklı: “Bu isimlerle dışarıya ‘rasyonel politikalara dönüldüğü’ mesajı veriliyor”
Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Cem Çakmaklı, yeni TCMB başkan yardımcılarının liyakatli isimler olduğunu ve bu tercihin uluslararası piyasalara mesaj olduğunu söylüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Doçent Çakmaklı, “Cevdet Akçay Türkiye ekonomisini çok iyi bilenlerden. AKP ile de alışmış bir isim. Özellikle 2010 yılına kadar destek verdiğinden içeriden de biliyor. Yapı Kredi’de başekonomistti. Fatih Karahan CV’si çok yeterli. New York FED ve Amazon. Hatice Karahan’ı çok tanımıyorum ama o da ekonomist. Tabi Gaye Erkan da çok parlak isim. Bu atamaların dünyaya mesaj olduğu muhakkak. Mehmet Şimşek ile Londra piyasalarında, Gaye Erkan ve Fatih Karahan ise Amerika piyasalarında karşılığı olan, karşılığı olan aktörler. Bu isimlerle dışarıya rasyonel politikalara dönüldüğü mesajı veriliyor” dedi.
“Faiz kısıtı ile karşı karşıyalar”
Ancak Cem Çakmaklı’yı düşündüren bir konu var. O da Merkez Bankası’nın ne kadar bağımsız hareket edebileceği, dahası faiz politikalarında elinin ne kadar rahat ve güçlü olduğu.
Çakmaklı, “Bunun için Enflasyon Raporu toplantısı iyi işaret. Yeni guvernör dünkü toplantıda iletişim açısından oldukça iyiydi. Ortodoks politikalara dönülmeye çalışılıyor. Ancak faiz kısıtı ile karşı karşıyalar. Hal ve tutumundan bu durum net anlaşılıyordu. Dinamik optimizasyon ve bütünsel yaklaşım kavramlarını kullandı. Bu ‘kademeli gideceğiz, faizi zorlayamıyoruz’ demek. Faizi arttırmadan piyasa ekonomisine dönmeye çalışacaklar. Erkan başkanlığındaki Merkez Bankası faizi iki kez ama beklentilerin altında arttırdı. Faizin ana amacı fiyatlara yol gösterici olmaktır. Ancak enflasyon faiz makası olduğundan bu yapılamıyor. O yüzden çeşitli kurallarla bir yol açılmaya çalışılıyor. Ama gerçeklerden uzaklaşmak Merkez Bankası’nın kredibilitesini azaltıyor” dedi.
Prof. Başlevent: “Vitrin çalışmasında ana amaç lastiğin seçimlere kadar patlamasını engellemek”
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Cem Başlevent, faiz konusunda fazla alanları olmayan yeni Merkez Bankası tepe yönetiminin özellikle yerel seçimler yaklaştığında daha da zor durumda kalabileceği kanaatinde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Cem Başlevent, “Rasyonel zemine geleceği söyleniyordu ekonominin ama faiz artışlarının sınırlı kalacağı, Saray’dan fazlası için izin alınamadığını gördük. Belli ki politika faizi yüzde 20 civarında olacak. Regülasyonlarda değişiklik yaptılar ama bunun nedeni faizi arttıramamak. Dünkü basın toplantısında da mesela ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ yaklaşımına dair soruları yanıtsız bıraktı. Evet Cevdet Akçay saygın bir ekonomist. Fatih Karahan iyi bir isim. Ama yedi yıldır Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan Hatice Karahan rasyonel politikalara geçişte ne kadar istekli olacak orası şüpheli. Ben bunun bir vitrin çalışması olduğunu ana amacın yerel seçimler öncesi lastiği patlatmamak olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Yetersiz olan sıkılaştırmadan seçimler yaklaşınca geri adım olur mu?”
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi, enflasyon raporundaki yıl sonu enflasyon tahminiyle açıklanan faiz oranı arasındaki farkı bir Temel fıkrasıyla anlattı: “Bir gün Temel yolda bir muz kabuğu görmüş. Muz kabuğuna bakıp, ‘buna basıp düşeceğim şimdi’ demiş ve basıp düşmüş. Şimdi Merkez Bankası yıl sonunda enflasyonun yüzde 58 olacağını düşünüyorsa daha 32 puanlık bir enflasyon yaşanacak, bu korkunç bir düzey. O zaman ne yapılması gerekir. Para politikasını sıkılaştırmak. Peki ne kadar yapılıyor? Sıradan bir vatandaş gibi bu durum seyredilemez. Hem kredibiliteye zarar verir hem de geleceği umutlu bakmayı engeller. Sonra yerel seçimler geliyor. Orada ne yapılacak. Yukarıda bir rahatsızlık olursa şu anda bile yetersiz bulduğumuz sıkılaştırmadan geri adım olur mu?”
“Bunlar iyi günlerimiz”
Doçent Cem Çakmaklı yerel seçimlere kadar bu şekilde idare edilse bile sonrasında çok ciddi kemer sıkma politikalarının gelmek zorunda olacağı görüşünde.
“Merkez Bankası yüzde 58 olarak enflasyon tahminini açıkladı. Bizim ekonometrik modellerimize yüzde 70 olabilir. Asıl soru burada Temmuz’la birlikte enflasyon yüzde 40’lara hatta belki 50’lere doğru gelecek. Yıl sonunda 70 civarında olursa faiz yüzde 20’lerde kalırsa ne olacak. Merkez Bankası üst yönetimi büyük baskı ile karşı karşıya kalır. İktidar, muhalefet dağınık halini sürdürürse Merkez Bankası çok müdahale etmeyebilir ama Mayıs 2023 öncesi olduğu gibi muhalefet konsolide olursa rekabet artarsa yine kur baskılanmaya çalışılır. O yüzden bunlar iyi günlerimiz. Seçimden sonra acı reçete mi, sıkılaştırma mı, adı her neyse tüm kesimler bunun etkisini görecek. Son reçeteyi ağırlıklı olarak orta sınıf içti ama bu kez alt gelir gruplarının da etkileneceği bir süreç ile karşı karşıya kalabiliriz.”
Doçent Çakmaklı, Merkez Bankası’nın 20 yıldır orta vadeli enflasyon hedefini yüzde 5 olarak açıklayıp bunu gerçekleştirmemesini de güven azaltıcı bir durum olarak değerlendirdi.