“Metabolik cerrahi, her Tip 2 diyabet hastası için bir çözüm değildir”

“Tip 2 diyabet hastaları, tüm diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturmaktadır”

“Metabolik cerrahi, her Tip 2 diyabet hastası için bir çözüm değildir”


“Metabolik cerrahi, her Tip 2 diyabet hastası için bir çözüm değildir”

Son yıllarda dünya çapında obezitenin büyük bir hızla artış göstermesi, diyabetin en yaygın türü olan Tip 2 diyabet hastalığının da artmasına sebep oldu. Metabolik cerrahi prosedürleri, bu alanda hem Tip 2 diyabetin hem de fazla kilonun çözümünde  ‘altın standart’ olarak kabul edilmekte ve tüm dünyada uygulanmakta. Peki tüm Tip 2 diyabet hastaları, metabolik cerrahi ile bu sorundan kurtulabilir mi? Doçent Doktor Hasan ERDEM, obezite ve tip2 diyabetin tedavisinde uygulanan metabolik cerrahi hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.

“Tip 2 diyabet hastaları, tüm diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturmaktadır”

Söze önce Tip 1 ile Tip 2 diyabet rahatsızlıklarının tanımıyla başlayan Doç. Dr. Erdem, bu iki türün arasındaki en önemli farkın insülin rezervi olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Yediğimiz besinler, vücudumuza enerji veren glukoza (şekere) dönüştürülür ve glukozun da enerji sağlayabilmesi için vücut hücrelerinin içine girmesi gerekir. Pankreasın salgıladığı insülin hormonu, bu glukozların vücut hücrelerine girmesini sağlar. Tip 1 diyabet hastalarında bu glukozları vücut hücrelerine sokacak insülin hormonu salgılanamamaktadır. Bu rahatsızlık genellikle küçük yaşlardan itibaren görülmeye başlar ve bu hastalar sürekli insülin tedavisine ihtiyaç duyarlar.

Tip 2 diyabet hastalarını ise pankreasları yeterli seviyede insülin üretemeyen kişiler oluşturur. Buna sebep olarak özellikle obeziteye varan aşırı kilolar, hareketsiz yaşam ve bol kalorili beslenme alışkanlıkları örnek gösterilebilir. Bu hastalık Tip 1 diyabetin tersine özellikle 30 - 40’lı yaşlardan sonra başlar ve genetik bir hastalık özelliği taşır. Bu yüzden Tip 2 diyabet hastaları, tüm dünyadaki diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturmaktadır. Tip 2 diyabetin tedavisi ise öncelikle uygun beslenme alışkanlıkları, ilaç ve spor aktiviteleridir. Ancak bu yöntemlerden herhangi bir sonuç alamayan, kilosunu kontrol edemeyen aşırı kilolu Tip 2 diyabet hastaları için metabolik cerrahi prosedürleri gündeme gelebilir.”

“Tip 2 Diyabetin tedavisinde en önemli iki etken aşırı kilo ve insülün rezervidir”

Tip 2 diyabetin tedavisinde uygulanan metabolik cerrahi prosedürlerinin bazı koşulları olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Erdem, Tip 2 diyabet hastası olsalar bile ameliyat önermedikleri birçok hasta profili bulunduğunu söyleyerek şu bilgileri veriyor: “Tip2 diyabet için metabolik cerrahinin uygulanıp uygulanamayacağı hekimin yapacağı değerlendirme ile anlaşılır. Burada karar verebilmek için bir dizi laboratuvar analizi yapılmalı ve uzman değerlendirmesi ile sonuca ulaşılmalıdır. Örneğin kişilerin açlık ve tokluk kan şekeri değerlerine, C-Peptit açlık ve tokluk düzeylerine bakılmalı, HbA1c testi uygulanarak sonuçlar gözlenmelidir.

Ayrıca tüm bunlara ek olarak kişinin obez ya da aşırı kilolu olması gereklidir. Dolayısıyla ‘metabolik cerrahi her Tip 2 diyabet hastası için kesin çözümdür’ demek doğru değildir. Bu hastalığın tedavisinde en önemli iki etken aşırı kilo ve insülin rezervidir.”

“Tip 2 Diyabet, Bir Obezite Hastalığıdır”

Tip 2 diyabetin, bir obezite hastalığı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Erdem, obez bireylerin büyük bir çoğunluğunun insülin direnci problemi yaşadıklarına işaret ederek şu açıklamayı yapıyor: “İnsülin direncinin kaynağında, aşırı yağlanma nedeniyle endokrin sisteminin verimli bir şekilde çalışmaması yatar. Karaciğer yağlanması, pankreas ve tiroid anomalisi neticesinde aşırı kilolar doğrudan Tip 2 diyabet sonucunu ortaya çıkarır. Tıbbi kaynakların neredeyse tamamında obezite bir hastalık olarak tanımlanır ve giderilmesi hayati öneme sahiptir. Metabolik cerrahi, hem obezitenin hem de Tip 2 diyabetin tedavisi için uygulanmaktadır.”

Son olarak obezite ve tip 2 diyabet arasındaki ilişkinin oldukça dikkate alınması gerektiği uyarısında bulunan Doç. Dr. Erdem, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Yüksek şekere bağlı kalp ve damar hastalıklarının ölümcül olma durumu, kilolu kişilerde daha yaygındır. Benzer risk oranları; organ yetmezliği, inme, sinir uçları hasarları gibi durumlarda da geçerlidir. Yüksek başarı standartları sayesinde bu alanda oldukça fazla tercih edilen metabolik cerrahi yöntemleri, tüm bu sorunları ortadan kaldırmanıza yardımcı olabilir.”