MHP’Lİ AKÇAY: Türkiye Mavi Vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazırdır.

Milliyetçi Hareket Partisi; ilkeli, sorumlu, sorun çözen, çözüm üreten, meselelere ve gündemine hakim bir partidir.

MHP’Lİ AKÇAY: Türkiye Mavi Vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazırdır.


MHP’Lİ AKÇAY: Türkiye Mavi Vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazırdır.

Soma ilçe kongresinde konuşan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “ Ege ve Doğu Akdeniz’de hiçbir hakkı hukuku olmayan bazı ülkeler, Türkiye’yi haklarından mahrum etmeye, Ege ve Doğu Akdeniz’de kara sınırı içine hapsetmeye çalışmaktadır. Mavi Vatanımıza göz dikenler ve bunların piyonu Yunanistan bilmelidir ki, hiçbir güç bizi Ege ve Doğu Akdeniz’de hapsedemeyecektir. Türkiye Mavi Vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazırdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti ile hükümetle ve milletimizle bir ve beraberdir.” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk Milletinin sesi ve vicdanı olduğunu söyleyen MHP’li Akçay, “Milliyetçi Hareket Partisi, toplumun ve bütün sosyal kesimlerin beklentilerini dikkate alarak milletin vicdanı ve sesi olarak çalışmalarını yürütmektedir. Genel Başkanımız sayın Devlet Bahçeli çocukların cinsel istismarı, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile terör suçları hakkında idam cezası getirilmesini, bebek katilleri, sapıklar, alçaklar ve tecavüzcülerin layık oldukları cezalara çarptırılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu zaruret milletimizin mahşeri vicdanından ortaya çıkmış bir beklentidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli milletin vicdanını dile getirmiştir. Ancak ömürlerini ve siyasi faaliyetlerini terör örgütlerini desteklemek ve onlara hamili yapmak, onları güzellemek ve MHP’ye düşmanlık üzerine oturtan bir kısım siyasetçi ve yazar-çizer takımı apsesine dokunulmuş gibi zıplamaktadır. Ne kadın cinayetleri ve istismarları ne çocuk cinayetleri ve istismarları bunların zerrece umurunda değildir. Bunlar destekledikleri, hamisi oldukları terör örgütlerine ve teröristlere bir zarar gelmesinden, idam cezasının bunlara uygulanmasından korktukları için hemen tepki göstermeye ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve mümtaz liderimize saldırmaya başlamışlardır.” dedi.

Uyar Maden çalışanlarının haklarını alması gerektiğini söyleyen MHP’li Akçay, “ 23 Temmuz 2020’de yasalaşan kanun ile; TKİ’nin taraf olduğu Soma Kömür İşletmelerine bağlı redevans sözleşmesiyle çalıştırılan Işıklar, Geventepe, Atabacası işletmelerinde çalışan ve 2014 yılından bu yana tazminatlarını alamayan işçilerin tazminatların TKİ tarafından ödenmesine yönelik düzenleme yapılmıştır. Ancak Uyar Madencilik tarafından 2012 yılında işten çıkartılan 804 madencimiz tazminatlarını alamamıştır. Hatta kaza geçiren ve yargı kararına rağmen kazandığı tazminatlarını alamamış gözünü, bacağını kaybeden çok mağdur durumda olan işçi arkadaşlarımız var. Uyar Madencilikten tazminatlarını alamamış, mağdur durumdaki 804 madencimizin hakkının, hukukunun temini bakımından hem yasal çalışmalar hem de ilgili bakanlıklar tarafından idari çalışmalar yürütülmektedir. İnşallah önümüzdeki süreçte de bu çalışmalar sonuçlandırılacak ve madencilerimizin mağduriyeti giderilecektir.”

Milliyetçi Hareket Partisi; ilkeli, sorumlu, sorun çözen, çözüm üreten, meselelere ve gündemine hakim bir partidir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk siyasetinin amiral gemisi olduğunu söyleyen MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin çok partili siyasi hayatında daima var olmuş, daima kendi gündemine hakim olmuş, başkalarının gündemine asla kapılmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin 51 yılının bir özetini yaptığımızda; Milliyetçi Hareketin Partisi’nin Türk siyasetinin amiral gemisi olduğunu, Türkiye’nin ufkunda bir yıldız gibi parladığını, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamaların ve partimizin politikalarının sadece Türkiye’de, bölgede değil bütün dünyada dikkatle izlendiğini ve takip edildiğini görüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi, bütün meselelere Dünya ve Türk tarihi çerçevesinde milli tarih şuuru içeresinde dün-bugün-yarın perspektifiyle bakan, görüşleri, teşhisleri isabetli ve öngörüleri çıkan bir partidir. Bunu 51 yıldır Partimizin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş ve Bilge Liderimiz Türkmen Beyimiz Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli yüzlerce kez ispatlamış ve ortaya koymuştur. O bakımdan bizler ve bütün milletimiz ve yurtdışı odaklar MHP’nin attığı adımı, söylediği sözü ve temsiliyetini dikkatle takip etmektedir. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi ilkeli, sorumlu, sorun çözen, çözüm üreten, meselelere ve gündemine hakim bir partidir.” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Türk Milletinin Vicdanıdır

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk Milletinin vicdanı olduğunu söyleyen MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Milliyetçi Hareket Partisi, millet vicdanında ve toplumumuzun, insanımızın ve bütün sosyal kesimlerin beklentilerini dikkate alarak milletin vicdanı, milletin sesi olmaya gayret ederek çalışmalarını yürütmektedir. Bu kapsamda yüzlerce binlere örnek vardır. En son geçtiğimiz günlerde Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin idam cezasıyla ilgili yapmış olduğu açıklama Türkiye gündemine oturmuştur. Bu açıklama ile; çocuk cinayetleri ve istismarları, kadın cinayetleri ve istismarları ile terör suçlarına verilecek cezalar gündeme gelmiştir. Sayın Genel Başkanımız çocukların cinsel istismarı, cinsel dokunulmazlığa karşı canavarca işlenen cinayetler ile terör cinayetleri hakkında idam cezası getirilmesinin önyargısız şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, TBMM’nin 1 Ekim 2020 tarihinde açılmasıyla birlikte milletimizin haklı beklentisi doğrultusunda milletvekillerinin mutabakatıyla bu konunun çözüme kavuşturulması, bebek katilleri, sapıklar, alçaklar, tecavüzcülerin layık oldukları cezalara çarptırılması gerektiğini ifade etmiştir. Sayın Genel Başkanımız, daha önceki yıllarda da yaptığı açıklamalarıyla “idam cezasının gündeme getirilme zaruretini vurgulamıştır. İdam cezası AB’ye giriş müzakerelerinin de etkisiyle iktidar ve muhalefetin mutabakatıyla gerçekleşen çeşitli yasal düzenlemelerle kaldırılmıştır. Aradan geçen zamanda çocuk, kadın istismarı ve cinayetlerinde ve ülkemizin varlığına ve birliğine kasteden teröristlere verilecek cezaların ağırlaştırılması gerekliliği, konunun üniversitelerimiz, aydınlarımız ve çeşitli meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarınca tartışılmasında fayda vardır. Ayrıca bu hususun TBMM’de gündeme gelerek bir mutabakatla, müzakereyle bahsettiğimiz suçlarda idam cezasının yeniden getirilmesinde ülkemiz ve milletimiz adına fayda vardır. Bu zaruret milletimizin mahşeri vicdanından ortaya çıkmış bir beklentidir. Sayın Genel Başkanımızın açıklamalarında ifade ettiği gibi biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak idam meraklısı değiliz. Ama bir hakikat var, millet vicdanından ortaya çıkmış bir beklenti var. İdam cezasının getirilmesi konusunda olumlu değerlendirmeler olduğu gibi, bazı kesimler de sanki apsesine dokunulmuş gibi zıplamaktadır. Bunlar ömürlerini ve siyasi faaliyetlerini terör örgütlerini desteklemek ve onlara hamili yapmak, onları güzellemek ve MHP’ne düşmanlık üzerine oturtan bir kısım siyasetçi ve yazar-çizer takımıdır. Ne kadın cinayetleri ve istismarları ne çocuk cinayetleri ve istismarları bunların zerrece umurunda değildir. Bunlar destekledikleri, hamisi oldukları terör örgütlerine ve teröristlere bir zarar gelmesinden, idam cezasının bunlara uygulanmasından korktukları için hemen tepki göstermeye ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve mümtaz liderimize saldırmaya başladılar. Bu da gösteriyor ki Milliyetçi Hareket Partisi ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli millet vicdanının sesini dile getirmiştir. Bunların itirazlarının dikkate alınır bir tarafı yoktur. Bebek katillerini koruma güdüsüne sahip teröre destek veren bu unsurlar açık açık ‘Devlet Bahçeli bebek katili ibaresini kullandı, kimi kastetti?’ diye yazıyorlar.” dedi.

Türkiye Mavi Vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazırdır.

Türkiye’nin Mavi vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazır olduğunu söyleyen MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “ 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türkiye’nin milli bekasına, vatanımızın, devletimizin, milletimizin birliğine bütünlüğüne sahip çıkmak adına 7 Ağustos 2016’da İstanbul Yeni Kapı Mitingi’yle millet vicdanıyla mahşeri bir arzu olarak kurulan Cumhur İttifakı 4. Yılını doldurmuştur. Cumhur İttifakı’nın gerçekleştirdiği Anayasa değişikliği sonucu 24 Haziran 2018 seçimleriyle birlikte yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci yılını idrak ediyoruz. Bu 4 ve iki yılın muhasebesini yaptığımızda şunları görüyoruz: Türkiye birlik ve beraberlik açısından daha fazla kenetlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti daha güçlü hale gelmiştir. Türkiye daha gür bir sesle, tam bağımsız bir şekilde istiklalini ve istikbalini temin etme yolundadır. Öteden beri etrafımızı saran tehdit ve tehlikelere karşı çok etkili bir mücadele yürütülmektedir. Etkin ve kararlılıkla yürütülen terörle mücadeleyi çok iyi görüyoruz. 2-3 terörist dağlarda dolaşamaz hale gelmiştir. Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimiz huzur beldeleri haline gelmiştir. Bunu milletimiz de görmektedir. Bütün terör unsurları yok edilene kadar bu mücadele devam edecektir. Diğer yandan güvenliğimizi ve geleceğimizi tehdit eden, hak ve çıkarlarımızı yakından ilgilendiren Irak ve Suriye’nin kuzeyinde, İdlib’de ve Mavi Vatan Doğu Akdeniz’de, Karadeniz, Akdeniz, Marmara ve Ege’yi kapsayan 460 bin kilometre karelik Mavi Vatan’da mücadelemiz devam etmektedir. Mavi Vatanımızda bizleri sınırlarımıza mahkûm etmeye, sınırlarımızın dışında ayağımızı uzatamaz, balık tutamaz hale getirmeye, bizi her türlü hak ve çıkarımızdan mahrum etmeye, 100 yıl önce dayattıkları ve yırtıp attığımız Sevr’i değişik yollardan yeniden gündeme getirmeye çalışan güçlere karşı şanlı mücadelemiz devam etmektedir. Türkiye tam bağımsız, istiklaline sahip bir ülkedir. Bu mücadelelerle istikbalimizi temin etmeye çalışıyoruz. Hiçbir hakkı hukuku olmayan ülkeler Doğu Akdeniz’de hak iddia etmeye çalıştığı gibi Türkiye’yi de haklarından mahrum etmek için küstahça faaliyetler içindedirler. Bu devletler tarihte defalarca kullanıp attıkları piyon olan Yunanistan’ı ayağımıza dolaştırmaya çalışmaktadır. Doğu Akdeniz’de ne Fransa’nın ne Avrupa Birliğinin ne Amerika’nın ne de başka bir devletin söz sahibi olması mümkün değildir. Çünkü Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de bir sınırı yoktur. Zamanında tarihi şartlar nedeniyle Antalya’ya 2 kilometrelik mesafedeki Meis Adası elimizden çıkmış, Yunanistan’a verilmiştir. Yunanistan ana karasına 580 kilometre uzaklıkta bulanan Meis Adası üzerinden hak sahibi olmaya çalışarak bizi Ege ve Akdeniz’e hapsetme oyununun piyonu olmaya çalışmaktadır. Adalar ve o karasuları deniz yetki alanları hakkını Yunanistan’a vermiyor. Bu uluslararası hukukta böyledir. Ayrıca Yunanistan bir ada devleti değil, yarımadadır. Doğu Akdeniz’de söz söylemeye hakkı yoktur. Fransa’nın kışkırttığı Yunanistan uluslararası hukuka aykırı olarak büyük bir haksızlıkla bizi Ege ve Doğu Akdeniz’de hapsetmeye çalışmaktadır. Türkiye Mavi Vatan için her türlü bedeli ödetmeye ve ödemeye hazırdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti ile hükümetle ve milletimizle bir ve beraberdir. İşte kongremizin ruhu burada, bu beka mücadelesinin kararlılığında yatmaktadır.” dedi.

Uyar Maden çalışanları haklarını almalıdır

Milliyetçi Hareket Partisi’nin her zaman Türk Milletinin sesi olduğunu söyleyen MHP’li Akçay, “ Milliyetçi Hareket Partisi her zaman Türk Milletinin vicdanı ve sesi olmuştur. Bu çerçevede Manisa’daki tüm çalışmalarımızı teşkilatlarımızla birlikte toplumun, insanımızın ve bütün sosyal kesimlerin beklentilerini dikkate alarak milletin vicdanı ve milletin sesi olmaya gayret ederek yürüttük. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığımız binlerce konuşma, binlerce soru önergesi ve yüzlerce kanun tekliflerinde Türk Milletinin vicdanının sesi olduk. Bu çalışmalarımızın önemli bir kısmı da Manisa’yı yakinen ilgilendiren çalışmalardır. Bu çerçevede Soma has hususları da TBMM ve Türkiye gündemine getirdik. Bu çalışmalarımızı teşkilatlarımızla, mensuplarımızla birlikte koordineli ve istişareli bir şeklide yürüttük. 13 Mayıs 2014’te Türkiye’yi yasa boğan Soma maden faciasında 301 madencimiz hayatını kaybetmiş, yüzlere madencimiz yaralı kurtulmuştur. Bu vesileyle maden kazalarında hayatını kaybeden bütün madencilerimize, bütün maden şehitlerimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Biz de hem onların hatıralarını yaşatmak, hem ailelerine ve yakınlarına sahip çıkmak adına devam eden sorunların da sürekli takipçisi olduk. Sadece maden kazasından sonra değil, ondan evvelki Soma ziyaretlerimizde de sık sık maden ocaklarına inmek, işçilerimizle hem hal olmak suretiyle bu meselelere vakıf olduğumuzu düşünüyorum. 13 Mayıs 2014’te yaşanan Soma maden faciasından beri hatta Uyar Madenciliği de kapsayacak dahil edecek olursak 2012 yılından beri madencilerimizin hak ettikleri kanuni tazminatlarını alamaması sorunu var. Bunun çeşitli hukuki şartları, kapsamları olmakla birlikte maalesef bazı işletmelerinin bu konudaki duyarsızlığı ve art niyetli tutumları işçilerimizin mağduriyetine yol açmıştır. Somalı madencilerimizin bu sorunları için gerek çok sayıda kanun teklifi ve önerge verdik. Son olarak 23 Temmuz 2020 tarihinde TBMM’de görüşülen bir kanun teklifine TKİ’nin taraf olduğu ve redevans mahiyetindeki Işıklar, Geventepe, Atabacası işletmelerini kapsayan ve 2014 yılından bu yana tazminatlarını alamamış işçilerin TKİ’nin vekaletiyle ödenmesini sağlamaya yönelik madde ekledik ve kanun 23 Temmuz 2020 tarihinde yasalaştı. Elbette TKİ Soma A.Ş’ye rücu etmek üzere çalışmalarına ve hukuki sürece devam edecektir. Kanun maddesinde kanunun yürürlüğe girmesinden sonra iki ay içinde müracaat edilmesi ve en geç 6 ay içinde de bu tazminatların ödenmesi öngörülüyor. Bugün Soma ilçe başkanımızdan aldığım bilgilere göre müracaatlar devam etmektedir. İnşallah en kısa süre içinde bu ödemeler tamamlanacaktır, bunların da takipçisi olacağız. Ancak mesele bitmedi. Bir de 2012 yılından bu yana 804 maden işçimizin ödenmeyen tazminatları var. Hatta kaza geçiren ve yargı kararına rağmen kazandığı tazminatlarını alamamış gözünü, bacağını kaybeden çok mağdur durumda olan işçi arkadaşlarımız var. Bu çalışanlar Uyar madencilik kapsamında çeşitli statülerde redevans dışında hizmet sözleşmesi şeklinde de çalıştığı ve sürekli çeşitli ocaklarda devir daim şeklinde çalıştırıldıkları için bunların hizmet yılının hesaplanması teknik bir çalışmayı gerektirmektedir. Uyar madencilikten tazminatlarını alamamış, mağdur durumdaki 804 madencimizin hakkının, hukukunun temini bakımından hem yasal çalışmalar hem de ilgili bakanlıklar tarafından idari çalışmalar yürütülmektedir. Uyar Madencilikten tazminatlarını alamamış, mağdur durumdaki 804 madencimizin hakkının, hukukunun temini bakımından hem yasal çalışmalar hem de ilgili bakanlıklar tarafından idari çalışmalar yürütülmektedir. İnşallah önümüzdeki süreçte de bu çalışmalar sonuçlandırılacak ve madencilerimizin mağduriyeti giderilecektir. Bu konuda çok büyük gayretler gösteren bütün milletvekili arkadaşlarımıza teşkilatlarımıza, ilçe başkanımıza ve bu süreç içerisinde aylarca büyük bir gayret içerisinde hukuki ve teknik çalışmaları yürüten Sayın Enerji Bakanına teşekkür ediyorum.” dedi.