MHP'li Semih Yalçın'dan oğlunun ölümüne ilişkin açıklama

"Liderim Sayın Devlet Bahçeli’ye hassaten hürmet ve teşekkürlerimi arz ediyorum"

MHP'li Semih Yalçın'dan oğlunun ölümüne ilişkin açıklama




MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın Ankara Kalesi'nden düşerek hayatını yitiren oğlu Turan İlteber Yalçın'a ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Liderim Sayın Devlet Bahçeli’ye hassaten hürmet ve teşekkürlerimi arz ediyorum" ifadeleri yer aldı.

 

MHP'li Semih Yalçın'ın oğlu Turan İlteber Yalçın, Ankara Kalesi'nde kayalıklardan düşerek yaşamını yitirmişti. Olayla ilgili de 3 kişi gözaltına alınmıştı. Yalçın, oğlunun ölümünün ardından bir açıklama yaptı.

MHP lideri Bahçeli'ye de teşekkür ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle:

Sevgili oğlum Turan İlteber Yalçın, Ankara’da 17 Ekim gecesi meydana gelen elim bir kaza sonucu hayatını kaybetmiş ve aynı günün ikindi vakti sonrasında kılınan cenaze namazının ardından toprağa verilmiştir. Bugün vefatının yedinci gününü tamamladık.

Acımız çok büyük lakin rıza, tevekkül ve inkıyadımız kuvvetlidir.

Mukadder vakit gelmiş; Allahuteala, ruhundan üfleyerek can verdiği bir fani vücudu daha sonra fena yurdundan beka âlemine çağırmıştır.

Yüce kitabımız Kur’an’da “Her nefis ölümü tadacaktır.” kelamıyla haber verilen emriilahî bir kere daha tecelli etmiş, insanoğlunun dünyaya gönderildiği günden bu yana ruhun sahibince teslim alınmasının sayısız tatbikatından birine daha şahit olunmuştur.

“Sonunda hepiniz O'na döndürüleceksiniz!” ayetinde somutlaşan ilahî takdir; kim bilir kaçıncı defa gerçekleşmiştir.

Bununla birlikte geçici dünya hayatı; insanı eleme gark eden tecellilerden ve ölümden ibaret değildir.
Elhak, hayat devam etmektedir. Bize canla birlikte verilen emanetlerin değerinin bilinmesi, sunulan imkân ve fırsatların istikamet üzere kullanılması, uhdemize yüklenen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi kaçınılmaz bir mecburiyettir.

Ayrıca gündelik hayatın içinde kimi zaman beklenmedik keder ve üzüntülerle beraber insanı mesut ve mesrur kılan, hayatı yaşanabilir ve dayanılabilir hâle getiren hususlar vardır.
Bunların başında; sevinç ve mutlulukları paylaşarak çoğaltmanın yanında, acı ve kederleri tesanütle hafifletmek gelmektedir.
Yüce dinimiz İslam; yeryüzünde barış, esenlik, dayanışma ve paylaşma iklimini egemen kılmayı hedefleyen kâmil bir dindir.

Bu ulvi iklimin bütün hususiyetleri milletçe binlerce yıldır biriktirdiğimiz güzide kültürel geleneklerimiz ve toplumsal değerlerimizle birleşince ortaya güçlü ve muazzam bir sosyal yapı çıkmaktadır.

Oğlum Turan İlteber’in vefatı dolayısıyla aziz milletimizin bütün bu yüksek beşeri değerlerle mücehhez fertleri tarafından gösterilen tesanüt, beni ve kederli ailemi ziyadesiyle duygulandırmış ve onurlandırmıştır.

Peygamberimizin, Müslüman’ın Müslüman üzerindeki haklarını sayarken buyurduğu “Müslüman kardeşin hasta olunca ziyaret et, ölünce cenazesine git.” buyruğu bu vesileyle hakikate dönüşmüş, oğlum Turan İlteber Yalçın’ın cenaze törenine tanıdık tanımadık çok sayıda insanımız katılmıştır.
Gündelik hayatta insanı meşgul eden siyasi ve kişisel mücadelelerin, kavga ve çekişmelerin yerini, ölüm gibi insanı uyaran ilahî ikaz karşısındaki teslimiyet ve rıza almıştır.
Küskünlüklerin, dargınlıkların ve husumetin yerini; hoşgörü, itidal ve kalplerdeki yumuşama doldurmuştur.

Zira her ölüm, insanoğlu için ayrı birer ibret levhasıdır.
Sevgili Peygamberimiz Sahabe ile bir aradayken yoldan geçen Yahudi cenazesi için ayağa kalkarak, yolcunun kim olduğundan çok, nereye ve Kim’e gittiğinin önemine işaret etmiştir.
Ölüm, sağ kalanlar için bir kıyamdır. Müslümanlar ölülerini iman ve sabır yüklü bir duruşla ayakta karşılar; teessürle yoğrulmuş bir rıza içinde ebedî âleme, Yüce Yaradan’a uğurlarlar.

Yaşadığımız tarifsiz acıyı bir nebze hafifletmek ve yüreğimizi burkan kederleri paylaşmak üzere kaza sonrasında yanımızda yer alarak büyük bir tesanüt örneği gösteren, cenazemizin teşyi edilmesi dolayısıyla yağmur yaş demeden cami ve kabristanı dolduran, arayan soran, bize ulaşan taziyelerini ileten herkese en kalbî şükranlarımı sunuyorum.

Sevgili oğlumun vefatı dolayısıyla gerek bizzat evimize ve MHP Genel Merkezine gelen ve arayan Türk siyasetinin seçkin temsilcilerine, gerekse telefonla arayıp mesaj yollayarak acımızı paylaşan bütün teşkilat mensuplarımıza, dava arkadaşlarımıza, akraba ve yakınlarımıza ve değerli basın mensuplarına en derin minnetlerimi arz ediyorum. Dostlarımıza olan minnettarlığımız ilerleyen günlerde ayrıca ve tekraren ifade edilecektir.

Oğlumun vefatı dolayısıyla MHP genel merkezini taziye evimizin mekânı yapan, ‘acılar paylaşıldıkça azalır’ diyerek yürekleri ferahlatan, kamuoyuna dönük anlamlı bir açıklama yaparak acımızı paylaştığını kalbî ifadelerle hissettiren Genel Başkanım, Liderim Sayın Devlet Bahçeli’ye hassaten hürmet ve teşekkürlerimi arz ediyorum.

Yüce Rabbimden; çoluk çocuk sahibi hiçbir Müslüman’a, hiçbir siyaset erbabına, hiçbir vatandaşımıza, hiçbir Ülküdaşıma evlat acısı tattırmamasını, tahammülü zor ve böylesine ağır bir imtihanla hiç kimseyi sınamamasını bütün kalbimle niyaz ediyorum.

 

CUMHURİYET