Miçotakis de kolayını buldu: Türkiye'nin ekonomisini çökertirim
"AB'NİN YAPTIRIM DIŞINDA SEÇENEĞİ YOK GİBİ"
Miçotakis de kolayını buldu: Türkiye'nin ekonomisini çökertirim
Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Doğu Akdeniz'de yaşanan gerginlik nedeniyle Türkiye'ye yönelik yaptırımların konuşulacağı kritik AB zirvesi öncesi başta The Times olmak üzere birçok gazetede yayımlanan bir makale kaleme aldı. Miçotakis, AB zirvesine kadar 'sağduyulu bir tutum' benimsememesi halinde AB'nin, Türkiye'ye yaptırımlar dışında bir seçeneği olmadığını söyledi. Miçotakis, Türkiye'nin ya görüşmelere başlayıp ortak bir zemin arayışına gireceğini ya da 'saldırgan' tutumunu sürdürerek bunun ekonomik bedelini ödeyeceğini iddia etti.
Yazıda, Yunanistan'ın güvenlik ve istikrarını yönelik tehditlerin, tüm AB üyelerinin refahını tehlikeye attığını yazdı.
"AB'NİN YAPTIRIM DIŞINDA SEÇENEĞİ YOK GİBİ"
"Türkiye'nin zirveye kadar sağduyulu bir tutum benimsememesi halinde, Avrupalı lider dostlarımın önünde anlamlı yaptırımlar uygulamak dışında başka bir seçenek olduğunu düşünmüyorum. Çünkü konu artık Avrupa dayanışmasının ötesine geçti. Mesele, artık Avrupa'nın stratejik çıkarlarının, hayati çıkarlarının tehlike altında olduğunu kabul etmekle ilgili. Avrupa, gerçek anlamda jeopolitik gücünü göstermek istiyorsa, saldırgan bir Türkiye'ye taviz vermeyi göze alamaz.
"TÜRKİYE YENİDEN MASAYA DÖNMELİ"
Türkiye'nin yaptırımları engellemek, geri adım atmak ve bu krizden çıkış için bir yol belirlemek için hala zamanı var. Türkiye'nin sınırlandırılan alanların dışında kalan sularda her türlü denizcilik ve bilimsel faaliyetlerden kaçınması ve saldırgan söylemini dizginlemesi gerekiyor.
Türkiye'nin sakinleşmesi, masaya geri dönmesi ve 2016 yılında çekildiği istikşafi görüşmelere bıraktığı yerden yeniden başlaması lazım. Tüm bunları yapmamıza rağmen bile hala anlaşma sağlayamıyorsak o zaman çözümü Lahey'de aramalıyız."
Miçotakis, kendi ülkesinin istikrar ve güvenliğine yönelik her tehdidin AB'nin bütün üyelerinin refah ve güvenliğine yönelik tehlike arz ettiğini belirtti.
"TÜRKİYE TEK BAŞINA HAREKET EDİYOR"
Türkiye'nin oluşan yeni jeopolitik ortamda giderek yalnızlaştığını vurgulayan Miçotakis, "Yunanistan; İsrail, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle güçlü ortaklıklar kurarken, Türkiye ise tek başına hareket ediyor, Doğu Akdeniz'de güç gösterisi yapıyor, Suriye ve Libya'ya müdahale ediyor ve Hamas'a açıktan destek veriyor" dedi.
Miçotakis, Türkiye'nin önündeki seçeneğin çok açık olduğunu öne sürerek, ya görüşmelere başlayıp ortak bir zemin arayışına gireceğini ya da Avrupa'nın yanı başındaki 'saldırgan' tutumunu sürdürerek, bunun ekonomik bedelini ödeyeceğini yazdı.
"KAVGACI BİR ÜSLUP, MİLLİYETÇİ BİR PROPAGANDA"
Türkiye'yi her geçen gün gayrimeşru taleplerde bulunmak veya doğru olmayan bilgileri yaymakla suçlayan Miçotakis, şunları yazdı: "Kavgacı bir üslup, milliyetçi bir propaganda, Rusya'dan satın alınan silah sistemleri, Dünya Miras Listesi'ndeki yapıların camiye dönüştürülmesi, yasadışı deniz faaliyetleri ve savaş tehdidi.
Türkiye, geçmişte kalan bir üslup kullanıyor. Düşmanlardan, şehitlerden, mücadeleden ve bunun için her türlü bedeli ödemekten bahsediyor. Yalnızca Yunanistan ve Kıbrıs gibi iki AB üyesini değil, Birliğin tamamını tehdit eden aday bir ülke, böyle üslup ve tutum benimsiyor."
Miçotakis, Türkiye'nin tutumunun NATO ittifakına da zarar verdiğini ve uluslararası hukukun üstünlüğü ilkesini riske soktuğunu belirterek, "Yunanistan'ın Türkiye'den gelecek her türlü saldırganlığa karşı koyacak askeri kapasitesi vardır. Ancak, iki ülke arasında herhangi bir askeri olayın yaşanmasının kimsenin çıkarına olmadığı da aşikardır" diye yazdı.
"BİR ANLAŞMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNA İNANIYORUM"
Miçotakis yazısında, Yunanistan'ın Türkiye ile AB arasında ortaklık ve ilerleme sağlanmasında bir köprü ya da engel işlevine sahip olabileceğini belirterek, buradaki tercihin Ankara'da olduğunu aktardı:
"Türkiye'nin köprü seçeneğini tercih etmesi halinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB ile herkesin ortak faydasına olan iddialı ve geniş kapsamlı bir anlaşmaya varmasının halen mümkün olduğuna inanıyorum.
"MESELENİN ÇÖZÜMÜ BASİT"
Uyuşmazlıklar, kaba kuvvet, hile veya manipülasyonlarla değil, barışçıl şekilde, ortak saygı ve anlayışla çözüme kavuşturulabilir. İşlerin böyle olmasına hiç gerek yok. Meselenin çözümü basit. Oturur ve görüş ayrılıklarımızı tartışırız ve bir anlaşmaya varmaya çalışıyoruz. Yapamıyorsak o zaman Uluslararası Adalet Divanı'na gideriz. Peki Ankara'nın hukukun üstünlüğünden korkacak neyin var?"
NE OLMUŞTU?
AB, 24-25 Eylül'de Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Yunanistan arasında doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle yükselen gerilimi ele alacağı özel bir zirve toplantısı yapmayı planlıyor. AB yetkilileri, Türkiye'nin 'saldırgan' olarak nitelendirdikleri tutumunu değiştirmemesi halinde yaptırım uygulanabileceği çıkışında bulundu.
AB Konseyi Başkanı Charles Michael, 24-25 Eylül'de yapılacak zirvede Türkiye için bir 'havuç ve sopa' yaklaşımı belirleyeceklerini dile getirmiş, "Dış politikamız için gerekli araçları belirleyeceğiz; bir havuç ve sopa yaklaşımı. İlişkileri iyileştirmek için hangi araçları kullanacağımızı, eğer bize saygı gösterilmezse hangi araçları kullanacağımızı seçeceğiz" açıklaması yapmıştı.
Daha önce de AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB'nin Doğu Akdeniz krizine misilleme olarak Türkiye'ye karşı yeni yaptırımlar hazırladığını, bunların 24-25 Eylül'deki liderler zirvesinde ele alınabileceğini söylemişti.
Ağustos sonunda Berlin'de düzenlenen gayriresmi AB toplantılarının ardından Reuters'e konuşan bir üst düzey AB diplomatı da "Ankara'nın ciddi şekilde diyaloğa girmesini sağlamak için sopa (yaptırım) kadar havuç da devrede olacak. Bu havuçlar yeni gümrük birliği konusunda ilerleme ve sığınmacı programı için daha fazla para olabilir" demişti.
KARAR