Midem bulanıyor paranız batsın
Batı'nın kuşkusuz bir numaralı düşmanı oldu.
Soner Yalçın yazdı...
Midem bulanıyor paranız batsın
Batı'nın kuşkusuz bir numaralı düşmanı oldu. Hakkında küresel medyalarında yazmadıkları yalan kalmadı. Hiç utanmadılar...
Macron ile görüşüldü…
Merkel ile görüşüldü…
Conte ile görüşüldü…
Lavrov ile görüşüldü…
Moskova'da yuvarlak masa görüşmeleri yapıldı.
Yok Sarrac'mış…
Yok Hafter'miş…
Türkiye'nin diplomatik zaferini küçümseyecek değilim. Ama… Mideme giren sancıyı gideremiyorum… Bir adamın görüntüsü gözümün önünden gitmiyor. Kim mi o?
Hakkında söylenmedik yalan kalmamış bir politik lider:
Trablusgarp çöllerinde Sirte kasabası dışında fakir Bedevi ailesinin bebeği olarak çadırda doğdu. Doğum tarihi belirsizdi…
İlkokulu Sirte'de okudu; geceleri camide kaldı; hafta sonları 20 km. yürüyerek ailesinin yanına gitti. Bedevi olduğu için okulda hep taciz edildi. Yılmadı.
Ortaokulu Fezzan'da okudu. Babası oğlu okusun diye bekçilik yaptı.
O dönem… 1948 Arap-İsrail Savaşı, 1952 Mısır Devrimi, 1956 Süveyş Krizi ve 1958-1961 yılları arasında Birleşik Arap Cumhuriyeti kurulması gibi Arap dünyasında önemli olaylar siyasete ilgi duymasına sebep oldu.
Kahramanı Mısır lideri Nasır idi. Onun “Devrimin Felsefesi” kitabından etkilendi. Arap sosyalist-milliyetçiliğini savunuyor, Batı sömürgeciliğinden nefret ediyordu…
Biyografilerini okuduğu üç kurucu liderden etkilendi: Abraham Lincoln, Sun Yat-Sen ve Atatürk…
BEYAZ DEVRİM
Bingazi'deki Libya Üniversitesi Tarih Bölümü'nde okudu. Fikrini değiştirip Askeri Akademi'ye yazıldı.
Libya silahlı kuvvetleri İngiliz ordusu tarafından eğitiliyordu; İngiliz subaylar ile sürekli atıştı. Emperyalistlerin ülkesinde bulunmasını hazmedemiyordu. (Ki büyükbabası Abdessalam Bouminyar, İtalyan'ın 1911 işgali sırasında katledilmişti.)
Libya'yı özgürleştirmek amacıyla Nasır'dan etkilenip, Özgür Subaylar Hareketi Merkez Komitesi'ni kurdu gizlice…
Başarılıydı. Dil öğrenmesi için İngiltere'ye gönderildi. Yine… İngiliz subaylarının ırkçı olduklarını söyleyip tartışmalar yaptı. Arap kimliğini göstermek için hafta sonları geleneksel Libya kıyafetini giyerek Londra'da dolaştı. (Liderliği döneminde Roma, Paris, Madrid, Moskova ve New York'a yaptığı geziler sırasında Bedevi geleneklerine uygun çadırda oturmayı tercih etti.)
Libya'ya döndüğünde ülkesi karışıktı. Mısır'ın, Altı Gün Savaşı'nda İsrail'e yenilmesi Libya'yı da karıştırdı. Çünkü Batı yanlısı Kral İdris, İsrail yanlısı görülüyordu. Trablus ve Bingazi'de Batı/idris karşıtı ayaklanmalar patlak verirken, Libyalı işçiler Mısır ile dayanışma içinde petrol terminallerini kapattı.
CIA sürekli, Abdül Aziz Shalhi liderliğindeki “Siyah Çizmeler Devrimci Grubu” tarafından darbe yapılacağını rapor ediyordu.
Batı'nın desteklediği Kral İdris'in tatil için Türkiye'ye gitmesini fırsat bilen Özgür Subaylar Hareketi, kansız askeri harekatla monarşiyi yıkıp, Libya Arap Cumhuriyeti'ni ilan etti. Devrimin hedefi “özgürlük, sosyalizm ve birlik” idi…
YAZILMADIK YALAN BIRAKMADILAR
İlk icraatı ülkesindeki BP petrol payını; ve İtalyan mülkiyetindeki tüm varlıkları kamulaştırarak yaptı…
GSMH 1969'da 3.8 milyar dolar iken 1974'te 13.7 milyar dolara, 1979'da 24.5 milyar dolara yükseltti.
Libyalıların yaşam standardı on yılda büyük ölçüde iyileşti; kişi başına ortalama gelir 1951'de 40 dolardan 1979'da 8 bin 170 dolara çıktı.
Akdeniz'den NATO'yu çıkarmak için Malta'ya ekonomik yardımda bulunma sözü verdi. Kıbrıs Barış Harekâtı'nda Türkiye'ye yardım yaptı. İsrail-Filistin çatışmasındaki Filistinlilerin yanında yer aldı…
Sömürgeye karşı bağımsızlık mücadelesi veren Tupamaros, Sandinista, İrlanda Cumhuriyet Ordusu, ETA, Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi gibi örgütleri destekledi…
İslam'ı yayma niyetiyle Afrika'da 132 İslami Çağrı Topluluğu kurdu. Zaire'den Uganda'ya Afrika ülkelerine yardımlarda bulundu. Nelson Mandela, onun için şöyle diyordu: “Mücadelemizin en karanlık anlarında yanımızda sadece o vardı.”
Kişi kültüne hep karşı çıktı…
O, “İslam Sosyalizmine” inanan anti-kapitalist Müslüman idi.
Batı'nın kuşkusuz bir numaralı düşmanı oldu. Hakkında küresel medyalarında yazmadıkları yalan kalmadı. Hiç utanmadılar; “Kadınları bodrum katına hapsedip tecavüz ediyor” diye kitap çıkardılar! (Batı'nın “papağanları” da Türkiye'de benzerlerini yazdı!)
Libya'ya ağır ambargo uyguladılar. Berlin'de diskotek bombalamasından Lockerbie uçağının düşmesine kadar olayları sebep gösterip, 1986'dan itibaren aralıklarla Libya'yı bombaladılar. Torunlarını, çocuklarını, gelinlerini öldürdüler…
Sonunda… Onu da linç ederek katlettiler.
O, Libya-Arap halkının lideri Muammer Kaddafi idi…
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
Odatv.com