"Milliyetçi dil", Kürt seçmende ciddi bir kırılma yarattı
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da AK Parti'den kaçış hızlandı
"Milliyetçi dil", Kürt seçmende ciddi bir kırılma yarattı: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da AK Parti'den kaçış hızlandı
Bölgeyi iyi bilen akademisyenlere göre, HDP'ye tek alternatif olarak görülmesi nedeniyle AK Parti'ye oy veren Kürt seçmen, "milliyetçi söylem" nedeniyle yeni arayışlara yöneldi
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Kürt seçmenin yoğunlukta olduğu illerde özellikle 2004 yerel seçimlerinden sonra iki partili yapı öne çıktı.
Bir tarafta HDP yer alırken, diğer tarafta "muhafazakar" oya talip olan AK Parti bölge insanında ilgi gördü.
Mevcut siyasi oluşumların içinde bu iki siyasi parti, önemli bir taban buldu.
Bu partiler neredeyse her seçimde ciddi bir mücadele içerisinde oldu.
İl bazında dağılım değişse de bazen HDP, bazen de AK Parti daha fazla oy aldı.
Söz konusu tablo uzun süre böyle devam etti.
AK Parti'nin 2015 sonrası Kürt meselesine bakışında değişim yaşanması sonucunda tabloda ciddi değişim yaşandı.
Muhafazakar kitleye hitap eden iki yeni partinin -Gelecek ve DEVA'nın- kurulması, bölgedeki siyasi yapının değişeceğinin göstergesi olarak algılandı.
Habertürk'ten Kübra Par'ın kulis bilgilerine dayandırdığı haberine göre geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne konulan bir ankette DEVA Partisi'nin oyu yüksek çıktı. Bu durum muhafazakar Kürt seçmenden gelen desteğe bağlandı.
Bu gelişme yeni dönemde siyasi yapının AK Parti aleyhine değişeceğine dair bir işaret olarak görüldü.
Bölgede örgütlenmesini hassasiyetle dizayn eden Gelecek Parti ve DEVA Partisi, etkili isimleri kadrolarına katarak muhafazakar Kürtlerin oyuna talip olduğunu gözler önüne serdi.
İki partinin ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek. Ancak bölgenin nabzını yakından tutan akademisyenler Mesut Yeğen ve Vahap Coşkun, muhafazakar Kürt seçmenin AK Parti'den uzaklaştığı ve yeni arayışlar içerisinde olduğu görüşünde.
"Sistem ile ekonomik olarak irtibatlı olmayan çok kişinin şikayeti var"
Konuya ilişkin Independent Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Eski İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Yeğen'e göre, muhafazakar Kürt seçmenin AK Parti'den uzaklaşmasının birçok nedeni var.
Son bir yıl içerisinde bölgeyi birçok defa ziyaret ettiğini kaydeden Yeğen, "Muhafazakar Kürtlerin AK Parti'den uzaklaştığı gözlemine sahip olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Gittiğimde daha önce AK Parti içerisinde siyaset yapmış pek çok Kürt ile görüştüm. AK Parti ve cumhurbaşkanının bölgede takip ettiği Kürt meselesi siyasetine dair olarak sistem ile ekonomik olarak irtibatlı olmayan çok kişinin şikayeti var" diye konuştu.
"Kürtçe'ye dönük hoşgörüsüz tutum, AK Parti'den soğumanın önünü açtı"
Muhafazakar Kürtlerin AK Parti'den soğuduğunun açık olduğunu aktaran Yeğen, 2015'ten beri takip edilen ve Kürt meselesini bir güvenlik meselesine indirgeyen siyasetin bunun esas sebeplerin başında geldiğini belirtti.
Hem Suriye Kürtlerine yönelik tutum hem de referandum esnasında Irak Kürtlerine yönelik hükümetin izlediği politikanın muhafazakar Kürtlerin hayal kırıklığını daha da artırdığını belirten Yeğen, "Bunun üstüne kayyumların atanması, bölgedeki seçmen iradesinin tanınmaması ve belediye başkanlığına vekalet eden vali ve kaymakamların, HDP'liler dışında sıradan Kürtlere yönelik olarak da fazla üstten tutum almaları ve Kürtçeye dönük hoşgörüsüz tutum, bunlar muhafazakar seçmenlerin AK Parti'den soğumasının önünü açtı" değerlendirmesinde bulundu.
"Milliyetçi dil, Kürt seçmende ciddi bir kırılma yarattı"
Yapılan son kamuoyu araştırmalarına göre AK Parti'nin oylarında bir erimenin olduğunu ifade eden Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, özellikle AK Parti'ye oy veren muhafazakar Kürt seçmenlerin olduğu bölgelerde bu düşüşün kendini gösterdiğini söyledi.
Son dönemlerde AK Parti seçmeninde bir rahatsızlığın baş gösterdiğine dikkati çeken Coşkun, "Özellikle 2015'ten sonraki süreçte MHP ile ittifaka girmesi, MHP dilinin devlete hakim olmaya başlaması, AK Parti'nin son derece milliyetçi bir dile odaklanması gibi unsurlar AK Parti'ye oy veren ve Kürt kimliğini de önemseyen muhafazakar seçmende ciddi bir soru işareti, ciddi bir kırılmayı beraberinde getirdi" dedi.
Başka alternatiflerin olmamasında dolayı seçmenin ne kadar kırılsa ve politikalarından memnun olmasa da AK Parti'ye oy vermeye devam ettiğini kaydeden Coşkun, "Şimdi önümüzdeki süreçte bu tablonun değişmesini mümkün kılacak yeni faktörler var. AK Parti'den ayrılan Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu. İki isim muhafazakar camianın çok yakından tanıdığı isimler. AK Parti'de en üst düzeylerde görev almış kişiler. Dolayısıyla diğer siyasal partileri mahkum edecek gibi bunları mahkum etmesi AK Parti için zor. AK Parti içerisinde bu alternatiflerin ortaya çıkması tablonun değişmesine sebebiyet verebilir" şeklinde konuştu.
"AK Parti'nin Kürt kimliğine sahip çıkması, ciddi bir oy almasını sağladı"
AK Parti'nin zamanında bölgede taban bulmasını ve Kürt seçmenden oy almasını sağlayan bazı temel özeliklerden söz eden Coşkun, o özelikleri şöyle sıraladı:
"Birincisi, AK Parti gerçekten bu insanların hayatında özellikle ilk dönemlerinde maddi anlamda ciddi manada bir iyileşme sağladı. AK Parti'nin alt yapı yatırımları kentleşme, okullaşma, sağlık sisteminin çalışması gibi konular insanların maddi hayatların düzeltirken siyasetten beklentilerini nispeten karşılayan önemli odak oldu.
İkincisi, belki çok daha önemlisi AK Parti'nin Kürt meselesinin demokratik siyasetle çözüleceğine duyulan bir inanç söz konusuydu. Özellikle 2005'li yıllardan sonra çeşitli şekillerde Kürt meselesini demokratik siyaset içerisinde çözmeye çalışması gösteren bir performans sergilemesi, Erdoğan'ın 2005 konuşması, daha sonra demokratik açılım süreci, Oslo süreci, çözüm süreci gibi konuların hepsi Kürt meselesinin klasik devlet perspektifiyle çözülmeyeceği, bu meseleyi çözecek siyasetin devreye girmesi, daha fazla hak, hukuk ve daha fazla insan haklarının temin edilmesi gerekir diyen bir anlayışın hakim olması gibi konular vardı.
Üçüncüsü, Kürtlerin önemli bir kısmı dindar ve muhafazakar insanlar. AK Parti de dindar ve muhafazakar bir kimlikten gelen bir parti. Bu iki kimlik Cumhuriyet projesinden dışlanmış bir kesimdi. Dolayısıyla AK Parti'nin Kürt kimliğine sahip çıkar bir tavır alması ve Kürt meselesini demokratik yollarla çözmek istemesi ciddi bir taban ve oy almasını sağladı"
"MHP kimliği AK Parti kimliğinin yerine geçti"
Söz konusu üç parametre açısından konunun değerlendirildiğinde üçünün de gerilediğini, AK Parti'nin ekonomik politikalarında ciddi bir sıkıntının baş gösterdiğini ve yaratılan maddi refah düzeyinin giderek kayıp yaşadığını belirten Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer taraftan AK Parti artık Kürt meselesini demokratik siyasetin içerisinde çözmek iddiasından tamamıyla vazgeçti. Dindar ve muhafazakar bir kimlikten ziyade çok milliyetçi bir kimliğe savruldu. Yani, MHP kimliği AK Parti kimliğinin yerine geçti ve baskın bir hale geldi. Özellikle Orta Anadolu ve Karadeniz'de AK Parti tabanına 'ikinci partiniz hangisi' diye sorulduğunda çok büyük bir kısmı MHP diyor. Yani AK Parti'nin milliyetçi bir siyasete savrulması Kürt muhafazakar seçmende bir kırılma yarattı. Hiç kuşkusuz gerek ekonomik sosyal hayatta yaşanan gerileme, gerek Kürt meselesini demokratik siyasetle çözmekten kaçınma ve gerek milliyetçi bir dile savrulma bu insanların yeni bir sorgulama yapmasını, parti ile olan ilişkilerini gözden geçirmelerine neden oldu."
"AK Parti'nin içerisinden doğan iki parti bu arayışlara bir cevap teşkil edebilir"
AK Parti'nin bu üç faktöre itiraz eden Gelecek ve DEVA Partisi gibi partilerin ekonominin çok kötü yönetildiğini, demokratik standartların gerilediğini, AK Parti'nin giderek milliyetçi bir dile savrulduğunu ve hukuk devletinin gereklerinin yerine getirilmediği gibi konuları eleştirmesinin arayışta olan seçmenlere bir cevap olabileceğini kaydeden Coşkun, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gelecek ve DEVA Partisi'nin yaptığı eleştiriler aynı zamanda Kürt muhafazakar seçmenin de paylaştığı eleştiriler. Dolayısıyla bu üç noktada AK Parti’nin zaaf göstermesi bu seçmenleri yeni arayışlara iter, yeni adresler aramalarına sebebiyet verebilir. AK Parti'nin içerisinden doğan iki parti bu arayışlara bir cevap teşkil edebilir. Onlarında ortaya koyacakları performans, aday profilleri, siyaset dilleri, siyaset karşısındaki tavır daha çok belirleyici olacaktır. Ama potansiyel olarak bunların bu arayışlara cevap teşkil edebileceğine ihtimallerinin olduğunu söyleyebiliriz."
The Independentturkish