MİT Başkanı Hakan Fidan, AYM Başkanı Zühtü Arslan ve devletin duyarsızlığı!

MİT’e ve MİT Başkanı Hakan Fidan’a güçleri yetmeyenler, hınçlarını bizden ve beşikteki çocuklarımızdan çıkarıyor.

MİT Başkanı Hakan Fidan, AYM Başkanı Zühtü Arslan ve devletin duyarsızlığı!




MİT Başkanı Hakan Fidan, AYM Başkanı Zühtü Arslan ve devletin duyarsızlığı!

YUSUF İNAN  / SEHITLEROLMEZ.COM

Ben gazeteciyim. Kendi yaptığım gazetecilikten sorumluyum. Yazdığım yazılardan ve haberlerden mesulüm.

Gazeteci kamu adına görev yapar.

Kamuoyunu bilgilendirir.

Yeri gelir devlet görevlilerinin önünü aydınlatır.

Yanlışı, doğruyu gösterir.

Ne gariptir ki, doğru kimsenin hoşuna gitmez.

Yalan ve yalakalık içeren haberler yazarsan sevenin çok olur.

Yandaş olursan, destekçin de bir o kadar fazla olur.

Evlerin, katların, yatların, bankalarda paraların arttıkça artar!

Bu ülkede herkes yaşıyor.

Herkes keyf çatıyor.

Evinin kapısı ve çatısı olmayan Mehmetçikler şehit oluyor.

Şehit çocukları, şehit eşleri acılarıyla baş başa bir ömür sürüyor.

O acıları kimsecikler duymuyor.

24. yıla girdik, o acıları, çekilen çileleri duyurmaya, Şehit Aileleri ve Gazilerin acılarına ortak olmaya, azaltmaya çalışıyoruz.

Çözüm sürecinde devletin yanında olduğumuz için bedel ödüyoruz.

Çözüm süreci ile ilgili davada MİT Başkanı Hakan Fidan mağdur sıfatıyla yer aldı. Devlet, MİT Başkanı Hakan Fidan'a sahip çıkarken, Şehit Aileleri ve Gazilerle birlikte çözüm sürecine destek veren ŞehitlerÖlmez.com sitesinin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf İnan'ı sahipsiz bıraktı.

İşte o süreçle ilgili DW’nin haberi:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, PKK ile yürütülen görüşmeler nedeniyle ifadeye çağrılması olayıyla ilgili "7 Şubat MİT Kumpası" davasında karar açıklandı.

Oslo ve çözüm süreci

2009'da Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Türk hükümetiyle PKK arasında Oslo'da yürütülen görüşmelere ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı 13 Eylül 2011'de Dicle Haber Ajansında yayınlanmış, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, hem İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan'la hem PKK'lılarla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ve "özel temsilcisi" sıfatıyla görüştüğü bildirilmişti.

7 Şubat 2012'de Fidan, eski müsteşar Emre Taner, eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş ve üç MİT çalışanı, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmış, 8 Şubat'ta 22 kişi tarafından Ankara Cumhuriyet Basvsavcılıgıı'na, Erdoğan ve MİT görevlileri hakkında 18 sayfalık dilekçeden oluşan suç duyurusunda bulunulmuştu.

Erdoğan "Ben gönderdim" demişti

Fidan'ın ifade vermesi 17 Şubat'ta TBMM'den geçirilen MİT Kanunu ile engellenmiş, kanunla Fidan'ın ve diğer MİT mensuplarının görevleri kapsamındaki konularla ilgili ifade vermesi Başbakanlık iznine bağlanmıştı. Erdoğan 12 Nisan'da yaptığı açıklamada MİT Müsteşarı Fidan'ı Kürt meselesiyle ilgili kendisinin görevlendirdiğini belirterek "Oslo'ya da İmralı'ya da ben gönderdim. O benim sır küpüm" açıklamasını yapmıştı.

"MİT kumpası" davasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, "emniyet ve yargı kurumlarının içine sızan FETÖ'cülerin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Çözüm Süreci'nde yürüttüğü politikalardan dolayı MİT'i terör örgütü PKK/KCK ile ilişki içindeymiş gibi göstererek, 7 Şubat 2012'de MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu bazı görevlileri ifadeye çağırma ve yakalama kararı çıkarma şeklinde kumpas kurguladıkları" belirtilmişti.

Çözüm Sürecinde  Şehit Aileleri ve Yusuf İnan'ın rolü!

Bu sürecin diplomasi ayağında MİT Başkanı Hakan Fidan varsa, Şehit Aileleri ve Gaziler tarafından da Şehit Aileleri ve Gazilerle birlikte  Yusuf İnan vardı.

Biz o gün, Şehit Aileleri ve Gazilerle birlikte “Akan kan duracaksa, devletin asi evladını affetmesine razıyız” demiştik.

Şehit Aileleri bağrına taş basıp, devletin terörü diplomatik yollarla bitirme stratejisine destek vermiştik.

Doğu Perinçek o günleri iyi hatırlar. Şehit Aileleri ve Yusuf İnan Doğu Perinçek ile birlikte hareket etmediği için hedef gösterilmişti.

Doğu Perinçek ve ekibi o günkü hıncını bugün çıkarıyor.

Soruyorum, devlet nerede?

Devletin hafızası nerede?

MİT Başkanı Hakan Fidan’ı ve MİT’in üst düzey yöneticilerini hedef haline getirenler, bize de aynı şekilde muamele etti.

Şirketlerimizi batırdı.

23 yıllık emeğimizi, gazetemizi batırdı.

Hakkımızda sayısız dava ve sayısız soruşturma açtırdı.

Bu konuda CHP’yi de kullandı. CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu da kullandı.

Çözüm süreci barış sürecidir.

Barışmak hiçbir zaman kötü değildir. Devletin asi evladına fırsat vermesi, kendi çocuklarını dış güçlerin elinden kurtarmak istemesi, akan kanı durdurmak için acı reçeteye rıza göstermesi yüceliktir.

Devlet, Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’i ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ı sahiplenirken, bu sürecin en önemli aktörlerinden biri olan Şehit Aileleri ve Gazileri, onların sözcüsü Yusuf İnan’ı neden sahipsiz bıraktı?

Yusuf İnan’ın şirketlerinin ve gazetesinin FETÖ ve CHP eliyle batırılmasına neden sessiz kaldı?

Yusuf İnan ve Şehit Aileleri, o süreçte bağırlarına taş basarak devletin yanında olmakla suç mu işledi?

Ukrayna’da Türk bayrağını dalgalandırmakla suç mu işledi?

Yaptığı ticareti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin yüceltilmesi için  kullanmakla suç mu işledi?

AYM Başkanı Zühtü Arslan yine konuştu. AYM ve AİHM kararlarına uyulması gerektiğini vurguladı. Yerel mahkemelerin AYM ve AİHM kararlarına uymaması sistemin güvenilirliğini sarsıyor, dedi.

Daha yalın ifadesiyle, hakim ve savcılar, yerel mahkemeler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni verdikleri yanlış kararlarla yıkıyorlar, dedi.

Daha ne desin?

24 yıldır adliyelerde sürünüyorum.

Son dört yıldır da devlet erkini kullanan, hak, hukuk tanımayan hakim ve savcılar eliyle işkence görüyorum.

MİT’e ve MİT Başkanı Hakan Fidan’a güçleri yetmeyenler, hınçlarını bizden ve beşikteki çocuklarımızdan çıkarıyor.

Devlet, bunları görmüyor mu?

Devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Devlet Başkanının, Türk Milleti’nin gözbebeği MİT’in itibarsızlaştırılmasına, Ukrayna’da dalgalanan Türk bayrağının indirilmesine, çöpe atılmasına neden sessiz kalıyor?

Devlet bir fiil işgal edildi de haberimiz mi  olmadı?

Bu devlet, bizim devletimizse, neden Türk Milleti’nin elinden tutup kaldırmıyor?

Hainleri sevindiriyor!

Vatanseverleri cezalandırıyor...

Hainleri cesaretlendiriyor!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]