Mukaddesatçı Yayınlar Kara Propaganda Yapıyor: Katili Saklıyorlar

İsmail Haniye Suikastı ve Medyanın Tutumu

Mukaddesatçı Yayınlar Kara Propaganda Yapıyor: Katili Saklıyorlar


Mukaddesatçı Yayınlar Kara Propaganda Yapıyor: Katili Saklıyorlar

Soner Yalçın yazdı...

Türkiye’de son günlerde yaşanan olaylar, medyanın nasıl manipülatif bir araç olarak kullanılabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sabiha Sultan, Vahdettin’in küçük kızı, güzelliği ve soyluluğu nedeniyle birçok önemli isim tarafından talep edilmişti. Ancak, bu tarihi detayların ardında saklanan daha derin bir mesele var: Türkiye'deki mukaddesatçı yayınların mezhepçi tutumu ve bu tutumun yansıttığı kara propaganda.

İsmail Haniye Suikastı ve Medyanın Tutumu

Geçtiğimiz hafta, Filistin'in eski başbakanı ve Hamas Siyasi Büro şefi İsmail Haniye, Tahran'da düzenlenen bir suikastla öldürüldü. Bu olay, dünya genelinde büyük yankı uyandırdı ve Türkiye'deki muhafazakâr medyanın tepkileri dikkat çekti. Ancak, bu tepkilerde İran'ın suçlanması, dikkatleri asıl niyetten uzaklaştırmaya yönelik bir propaganda olarak değerlendirildi.

Tarihsel Bağlar ve Siyasi İttifaklar

İran ve Hamas arasındaki ilişki, tarihi ve stratejik bir ittifaka dayanıyor. Humeyni, 1979'da İsrail'in Tahran Büyükelçiliğini kapatarak yerine Filistin Büyükelçiliği açtı. Bu adım, İran'ın Filistin davasına verdiği önemin bir göstergesiydi. Humeyni'nin ilk ziyaretçilerinden biri olan Yaser Arafat, bu ilişkilerin başlangıcını oluşturdu. Sovyetler Birliği'nin dağılması ve ABD'nin küresel imparatorluk haline gelmesiyle, Filistin'e Arap ülkelerinin desteği azalırken, İran'ın desteği arttı.

Mezhepçi Yaklaşımlar ve Psikolojik Savaş

Türkiye'deki mukaddesatçı yayınlar, suikastin asıl nedenini sorgulamak yerine, İran'ı hedef alan bir dil kullanarak mezhepçi bir propaganda yürüttü. Bu yayınlar, İran-Hamas ilişkilerini görmezden gelerek, suikastin arkasındaki gerçek niyetleri gizlemeye çalıştı. Halbuki, İran ve Hamas arasındaki ittifak, ABD ve İsrail'e karşı Ortadoğu'da kurulan bir siyasi birlikteliktir.

Vahdettin ve Mezhepçilik

Mukaddesatçı yayınların mezhepçi tutumu, Vahdettin'e kutsallık atfetmeleriyle de ortaya çıkıyor. Vahdettin'in kızı Sabiha Sultan'ı bir Şii hükümdara vermeyi reddetmesi, mezhepsel farklılıkların tarih boyunca nasıl kullanıldığını gösteriyor. Ancak, tarihsel bağları ve siyasi ittifakları göz ardı ederek mezhepçi bir dil kullanmak, Türkiye'deki medya manipülasyonunun ne kadar derin olduğunu ortaya koyuyor.

Sonuç

Türkiye'deki mukaddesatçı yayınların mezhepçi tutumu, suikastin arkasındaki gerçek niyetleri gizlemeye yönelik bir kara propagandadır. İran ve Hamas arasındaki ittifak, Ortadoğu'da ABD ve İsrail'e karşı kurulan stratejik bir birlikteliktir. Medyanın bu manipülatif tutumu, Türkiye'deki siyasi ve sosyal dengeleri olumsuz etkilemeye devam ediyor.

www.yerelgundem.com

Kaynak:  Odatv.com