Müslüman Türkiye'de LGBTİ neden yayılıyor?

Kadınların ortaya koyduğu sorunlar, polisiye yöntemlerle çözülemez.

Editor

Mart 7, 2021 - 18:35 Updated: Mart 7, 2021 - 20:29

Müslüman Türkiye'de LGBTİ neden yayılıyor?

Müslüman Türkiye'de LGBTİ neden yayılıyor?

Türkiye, hiçbir şeyi ciddiye almıyor. Bedelini de ağır ödüyor. LGBTİ ilk ortaya çıktığında ciddiye alınsaydı ve doğru strateji üretilseydi, bugün aşırı tedirgin olmazdık.

Türkiye, şimdi LGBTİ’den daha ciddi bir sorunla karşı karşıya. Bu sefer Türkiye nüfusunun yüzde 50’si özgürlük istiyor.

Tüm kadınlar homurdanıyor, can güvenliği istiyor.

Kadınların ortaya koyduğu sorunlar, sadece polisiye yöntemlerle çözülemez.

Sokakta basit kalabalıkların çığlıklarına duyarsız kalırsak, bedelini yine ağır öderiz.

İstanbul Kadıköy’de düzenlenen "Büyük Kadın Buluşması" etkinliğiyle ilgili haberin bir bölümü:

Özgürlüğümüzü Kazanacağız" sloganıyla düzenlenen eyleme katılanlar, "Sokakları terk etmiyoruz, terk etmeyeceğiz, homofobiye, transfobiye, kadın cinayetlerine, erkek şiddetine, tacize, tecavüze, cinsel istismara, nefrete, bizim adımıza konuşanlara, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, canımız pahasına ailenin korunmasına, kadınları yoksullaştıranlara, haklarımıza, hayatlarımıza göz dikenlere, şiddet varsa bile 'boşanmayın çay ikram' edin diyenlere, erkek devlet şiddetine, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına, hayırlarımızı duymayanlara hayır diyoruz"

İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve yeni kurulan Strateji ve Kriz Yönetimi Başkanlığı bu açıklamayı kelime, kelime okumalıdır!

Bu ateş büyürse, tüm Türkiye'yi sarsar, aileyi yok eder.

Sloganları ve sorunları alt alta sıralayalım:

“Özgürlümüzü Kazanacağız"

"Sokakları terk etmiyoruz, terk etmeyeceğiz,

Homofobiye,

Transfobiye,

Kadın cinayetlerine,

Erkek şiddetine,

Tacize,

Tecavüze,

Cinsel istismara,

Nefrete,

Bizim adımıza konuşanlara,

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine,

Canımız pahasına ailenin korunmasına,

Kadınları yoksullaştıranlara,

Haklarımıza, hayatlarımıza göz dikenlere,

Şiddet varsa bile 'boşanmayın çay ikram' edin diyenlere,

Erkek devlet şiddetine,

İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına, hayırlarımızı duymayanlara hayır diyoruz"

Bu infiali görmezden gelemeyiz.

Çünkü hepsi gerçek.

Hepsini yaşıyoruz.

Tüm bu olup bitenler karşısında, çözüm olarak ortaya konulan bir şey göremiyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın eşini darp eden bir şahıs ile ilgili yaptığı açıklama:

“Hukuk gereğini yaptı ve Samsun'daki cani tutuklandı. Umarım en ağır cezayı alır. Aileye gerekli destek veriliyor. Yeterli mi? Değil. Aile, arkadaş, işveren, mahalle, uzak-yakın hepimiz bu canilerin bir daha insan içine çıkamayacağı bir ortam ve kültür geliştirmek zorundayız. “

İbrahim Kalın, Türkiye’de yürütmenin ve fikir üreten bir ekibin içinden bir isim. Ortaya koyduğu çözüm önerisi; “bu canilerin bir daha insan içine çıkamayacağı bir ortam ve kültür geliştirmek”.

İbrahim Kalın’ın önerisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti genişliğinde bir bataklık oluşturmakla eşdeğer.

İbrahim Kalın gibi bir devlet görevlisinin önerisi, etrafı tel örgülerle çevrili dev bir bataklık yerine, bataklığı kurutacak, sorunları kökten çözecek stratejik yol haritası olmalıydı.

Görünen o ki, devleti yönetenler bu sorunun gerçek boyutunun farkında değil.

Sorunu göremeyenler, çözüm de üretemez!