Müslümanların ‘itaat’ sorunu

YÜZYILLARDAN BUGÜNE

Müslümanların ‘itaat’ sorunu




Taha Akyol

Taha Akyol yazdı...

Müslümanların ‘itaat’ sorunu

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ile Karar TV’de yaptığımız programda Müslümanlardaki ‘itaat kültürü’nü sordum. Zamanımızda bunun örneği, Erdoğan’a partisinde ve hatta seçmen tabanının önemli bir bölümünde mutlak itaat edilmesidir. Ekonomide vahim bir düşüş yaşıyoruz, bu sorun Ak Parti’de değil tartışma, soru konusu bile yapmıyor.

Soruma Sayın Karamollaoğlu şöyle cevap verdi:

“İslam’da itaat ‘mâruf’ yani doğru olanıdır. Lider doğru kararlar aldığında veya alenen temel hükümlere karşı gelmemek kaydıyla bir karar aldığı zaman ona itaat edilir. Birlik böyle sağlanır ama alenen hakkı, hukuku çiğniyorsa, yolsuzluklar kural haline gelmişse, israfı bir prensip olarak benimsemiş ise bir iktidar, onun aldığı kararlar beni bağlamaz...”

Temel Bey, Erdoğan ve arkadaşlarının, “itaat” kavramını eleştirerek Erbakan’a karşı çıktıklarını hatırlattı. “O zaman emre itaat doğru değildi, şimdi emre itaat doğru oldu” diye konuştu.

Gerçekten AK Parti ve Erdoğan 2001’de “lider sultası”nı eleştirerek yola çıktı. Bunu parti program ve tüzüğüne yazdılar. Erdoğan lider egemenliğini eleştiren konuşmalar yaptı. O metinleri okusanız başka bir parti, liberal bir parti sanırsınız.

YÜZYILLARDAN BUGÜNE

İslam’daki “ulul emre itaat” kuralının Ortadoğulu yorumu antik itaat kültürünü dinî bir “nass” gibi ruhlara işledi.

Antik Ortadoğu kültürü diyorum, mesela ateşe tapan Sasani hükümdarları, kisralar, “Tanrı’nın yer yüzündeki gölgesi”ydi, bu Müslümanlara geçti. İslam tarihini ‘laboratuvar’a bakar gibi okuyanların dikkatini çekmiştir, Muaviye’den itibaren, halifelere, hükümdarlar, İran kisralarına, Bizans imparatorlarına özendikleri için eleştiriler yapılmıştır. Bunun ilki, büyük devlet adamı Hz. Ömer’in Muaviye’yi eleştirmesidir.

İbni Haldun, bunu anlatırken, mesela aslında rızai bir işlem olan “biat” kurumunun “el etek ve ayak öpmek suretiyle hükümdarlara Kisralar gibi davranmaya” dönüştüğünü yazmıştır. (Mukaddime, Uludağ tercümesi, I, s. 580)

Zamanımızda hadis âlimi muhterem hocamız Prof. Said Hatiboğlu’nun “İslami Tenkid Zihniyeti” adlı eserini bütün Müslümanlara tavsiye ederim. (OTTO Yayınları)

Hocaların hocası Hatiboğlu, imparatorlaşma sürecinde emîrlerin, hükümdarların otoritesini güçlendirmek için uydurulmuş hadisleri anlatır. Mesela “Emîri dinler ve itaat edersin, sırtına vurulsa, malın alınsa dahi dinle ve itaat et!”

Kanlı aşiret ve mezhep kavgalarını bastırmak ve otoritelerini kutsallaştırmak için Emevi ve Abbasi halifeleri bu yola başvurdular, böyle bir ‘itikat’ teşekkül etti, asırlar içinde edilgen bir Müslüman tipi oluştu.

Asırları kapsayan itaat kültürü yirminci yüzyılda ‘inkılapçı’ CHP’de, 1950’lerden beri de geleneksel sağ partilerde lider kültü halinde ortaya çıktı. Bütün yetkiler liderde toplanır. Parti kurulları ve üyeleri ise “davanın neferi” olarak hizmet ederler.

HÜRRİYET FELSEFESİ

İnkılapçı Falih Rıfkı Atay, kalemşörlüğünü yaptığı Tek Parti devri CHP’sinin şu görüntüyü verdiğini yazmıştı:

“Yukarıdan aşağı buyurma, aşağıdan yukarı boyun eğme sistemi…” (Ulus, 13 Temmuz 1947)

21. Yüzyılda hangi partiler böyle, herkes partisine bir baksın!

Lider elbette önemlidir, etkili de olmalıdır ama ‘otokrat’ değil!

Dikkat ediniz; ister inkılap, ister din, ister milliyetçilik, ister sosyalizm adına olsun, söz konusu olan mutlak itaatçi bir emir-kumanda kültürüdür. İster istemez dogmatiktir ve lider kültü üretir.

İster inkılap, ister din, ister milliyetçilik, ister sosyalizm adına olsun bu kültürde eksin olan hür insandır, hürriyet kavramıdır. Böyle olunca da hukuk hak ve hürriyetleri korumak için değil, otoriteyi takviye etmek için kullanılır. 21. yüzyılda CB hükümet sisteminin temelinde bu var.

İster inkılapçı, ister dindar, ister milliyetçi, ister sosyalist olalım, artık inanç ve ideolojimizi temel hak ve hürriyetler felsefesiyle yoğurmak zorundayız. Evrensel hukuktaki temel hak ve hürriyetler ile temelindeki felsefi değerler.

Siyasette davanın, devrimin neferi değil, demokratik partilerin fikri hür, vicdanı hür üyeleri olmak özetle.

Genelde Müslümanları, özelde vatanımız Türkiye’yi muasır medeniyete ulaştıracak insan tipi.

TAHA KIVANÇ / KARAR