NATO'nun İskandinavya stratejisi 'İsveç ısrarını' açıklıyor

İsveç’in üye olması NATO’ya ne gibi katkılar sağlayacak?

NATO'nun İskandinavya stratejisi 'İsveç ısrarını' açıklıyor




NATO'nun İskandinavya stratejisi 'İsveç ısrarını' açıklıyor

11-12 Temmuz’da yapılacak NATO zirvesinde İsveç’in üyelik başvurusu masaya yatırılacak. İsveç’in üye olması NATO’ya ne gibi katkılar sağlayacak? Türkiye üyeliği onaylayacak mı?

Gözler Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesine çevrilmişken İsveç’in üyelik başvurusu zirvenin en önemli meselesi olarak tartışılmaya devam ediyor. Macaristan ve Türkiye’nin henüz onaylamadığı başvuru için Batı’da baskılar giderek artıyor.

Bu arada, Türkiye ile ABD arasında yılan hikayesine dönen yeni F-16’lar ve modernizasyon kitlerinin kaderi dahi İsveç’in üyeliğine bağlandı. Hatta önde gelen Cumhuriyetçi senatör Mitch McConnell, F-16’ların Türkiye’ye sadece İsveç'in üyeliğini onaylaması karşılığında verileceğini açıkça dile getirdi.

Bir çokları, Finlandiya’nın üyeliğinin Rusya’ya sınırı dolayısıyla NATO için çok daha önemli olduğunu iddia ediyor. Peki Batılılar, İsveç’in üyeliği için neden bu kadar çaba harcıyor ve İsveç’in NATO’ya katkısı ne olacak?

GELECEĞİN SAVAŞ ALANI: KUZEY

NATO'nun, Soğuk Savaş sonrası stratejisi terörle mücadeleye odaklanmaktaydı. Daha küçük orduları ve gayrinizami savaş unsurlarını önceleyen bu konsept, son yıllarda tekrar değişim geçirdi. NATO, çok kutuplu dünyada kendisine karşı durabilecek güç odaklarını hesaba katan ve dünyanın geçireceği coğrafi değişiklikleri göz önünde bulunduran yeni konseptler inşa etti. Bu güç odaklarının başında tabii ki Çin ve Rusya geliyordu. 

Mart 2022’de “Cold Response 2022” isimli bir tatbikat yapıldı. NATO’nun, ilkini 2006’da Norveç’te yaptığı bu tatbikat, İskandinavya'da olası bir savaş simülasyonunu içeriyor ve NATO’nun kabiliyetlerini test ediyordu. Her iki yılda bir yapılan bu tatbikatta küresel ısınmanın güney ülkelerini kuraklaştırdığı, kuzey ülkelerinin tarıma daha elverişli hale geldiği ve bu yüzden politik kutuplar arasında çatışma alanına döndüğü bir senaryo geçerliydi.

Tatbikat Rusya’nın Ukrayna işgalinden sadece bir kaç hafta sonra yapılsa da planlanması 8 ay öncesine dayanıyordu. Dahası dönemin İsveç Başbakanı Magdalena Andersson da dahil olmak üzere bir çok İsveçli siyasetçi  tatbikata katılan 1600 kadar İsveç askerine eşlik etmişti. Bu denli yoğun bir hazırlık, İskandinavya’nın NATO için daha büyük bir anlam ifade ettiğini gösteriyor. İsveç’in de katılması ihtimalinde NATO tatbikatları muhtemelen Norveç’in ötesine geçecek ve bütün İskandinavya’yı kapsayacak.

NATO’NUN DENİZ HAKİMİYETİ

NATO’nun her yıl yaptığı BALTOP tatbikatı da Baltık denizi üzerindeki gücünü hatırlatıyor. İsveç’in katılımıyla Baltık denizine kıyısı olan Rusya hariç tüm ülkeler NATO üyesi olacak. Böylece Rusya’nın Baltık’taki varlığı baskılanmış olduğu gibi Rusya’ya ait ana karadan bağımsız bölge olan Kaliningrad’a ulaşım da iyice zorlaşmış olacak. Olası bir savaş senaryosunda Rusya’nın bölgeye erişimi daha kolay kısıtlanabilecek.

NATO’nun Rusya’yla denizlerdeki tek çekişmesi Baltık denizinde değil. Kuzey Kutbu ve Atlantik Okyanusu’ndaki ticaret ağlarının Rus donanması tarafından tehdit edileceği düşünülüyor. ABD’nin donanma etkinliğinin yüksek olmadığı Kuzey Kutbu bölgesinde NATO’nun donanma gücünü arttıracak bir ülkenin daha varlığı NATO için fark yaratabilir. 

İSVEÇ’İN SAVUNMA ENDÜSTRİSİ

İsveç’i NATO gözünde değerli kılan bir başka etkense sahip olduğu savunma endüstrisidir. Finlandiya’nın aksine uzun yıllardır yatırımlarını büyüten İsveç, NATO içinde ve dışında bir çok ülkeye askeri ihracat yapmaya devam ediyor. NATO gibi hava gücüne ağırlık veren bir savunma ittifakına mevcut hava araçlarından farklı özelliklere sahip Gripen uçaklarının dahil olması NATO’nun hava kabiliyetlerini ciddi anlamda arttıracaktır. 

Tabii İsveç’in savunma endüstrisi uçaklarla sınırlı değil. İskandinav ülkesinin ürettiği çeşitli mühimmatlar, zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri, roket sistemleri, küçük silahlar ve çeşitli bakım-onarım ürünleri Ortadoğu’dan Güney Amerika’ya dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor. İsveç savunma endüstrisinin çok çeşitli üretimler yaptığını ve  ürettiği savaş araçlarının sofistike donanımlar olduğunun da altını çizmek gerekir.

RUSYA NE YAPACAK?

Ukrayna işgalinin başlamasıyla iki tarafsız İskandinav ülkesinin NATO başvurusunda bulunması Rusya’nın ağır tepki göstereceği endişesini yaratmıştı. Ancak Vladimir Putin, büyük bir rahatsızlık duymadıklarının altını çizdi. Rus ordusunun Ukrayna’da verdiği kayıplar düşünüldüğünde yeni bir maceradan kaçınmayı tercih etmesi normaldir.

2. Dünya Savaşı’yla paralel yaşanan Kış Savaşı, Sovyetler Birliği ve Finlandiya arasında gerçekleşmiş, Sovyetlerin ağır kayıplar verdiği ama masada kazanılan zoraki bir zaferle sonuçlanmıştı. Bu dönemden sonra Ruslar, İskandinavya’yı nüfuz alanları içine dahil etmeye çalışmadılar. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girişi Rusya’ya bir tehdit olsa da Putin’in şu anda bunu caydırma imkanı yok.

İsveç’in üyeliği şuan için Türkiye’nin ve Macaristan’ın tutumuna bağlı. Tabii üyeliğe karşı çıkmak için daha ikna edici gerekçeleri olan ülke Türkiye. İsveç’in PKK terör örgütüne gösterdiği toleransın devam etmesi durumunda üyelik süreci giderek uzayabilir. ABD’li yetkililer aylar belki yıllar bile sürse İsveç’in bir şekilde Türkiye’yi ikna edeceğine inansalar da bunun yarın başlayacak NATO zirvesinde olması beklenmiyor.

CUMHURİYET