Nazım’ın Vasiyetini kim yerine getirecek?
Nazım'ın bedeni Moskova'da, ruhu Anadolu’da geziyor. Endişe etmeyin.
Nazım’ın Vasiyetini kim yerine getirecek?
Türkiye’nin en çok tartışılan şairlerinden Nazım Hikmet, 15 Ocak 1902’de Selanik’te doğdu. 3 Haziran 1963’te Moskova’da vefat etti.
Hayatı mücadelelerle geçti.
1980 öncesi Komünist şair, sonrasında MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in "Davet" şiirini okumasından sonra Türk Milliyetçisi oldu.
“Dört nala gelip uzak Asyadan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim”
İlk olarak, Ertuğrul Günay 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanı olduğu dönemde, Nazım’ın Vasiyet şiirini hatırlatarak, mezarını Anadolu’da bir köy mezarlığına getirmek istemişti.
Eşi Vera Tulyakova, mezarının Türkiye’ye getirilmesine karşı çıktı. Rusya’da evet demedi.
Daha sonra 2017 yılında dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ mirasçıları evet derse Nazım’ın mezarını Türkiye’ye getirebiliriz demişti.
Ak Parti’nin, Adalet ve Kalkınma Partisi olduğu dönemde, 2009 yılında, Nazım’ın vatandaşlıktan çıkarılma kararı kaldırılmıştı.
Bugün, Ak Parti neden eriyor, diye soranlara sadece bu örneği versek yeterli olur.
Ak Parti Türkiye’nin prangalarını kırmıştı. Kırmaya da devam ediyordu.
Biz, tüm dünyayı karşımıza alarak, Ak Parti’nin kuruluşunda dünyaya adalet getireceğiz düşüncesiyle yer almıştık.
Ak Parti Yönetimi ve Genel Başkan Erdoğan, o günden bu güne bir analiz yaparsa, Ak Parti’deki eksen kaymasını ve oy kaybının nedenlerini görebilir.
Bu yazının konusu siyasi analiz olmadığı için dokunup geçiyoruz.
Benim görüşüm, Nazım’ın mezarı Türkiye’ye getirilmemelidir.
Nazım'ın bedeni Moskova'da, ruhu Anadolu’dadır.
Endişe etmeyin.
Biz Türklerin en büyük hatası, Orta Asya’dan kopmak olmuştur.
Said Nursi’nin risalelerinde “Rusya’da hamamlarda kadın - erkek birlikte yıkanıyor” diye yazması, Türkiye’nin SSCB ülkelerinden uzak yaşamasına neden olmuştur.
Yeni kurulan Türkiye, iki bloktan birini seçmek zorunda kalmış, kökünden koparılmıştır.
Hekimoğlu İsmail, Avrupa ülkelerine yaptığı seyahatlerin benzerilerini SSCB'ye, Orta Asya’ya yapmış olsaydı, Türkiye bugün çok daha güçlü olabilirdi.
Ruslar, Türkiye’ye geliyor, şakır şakır Türkçe konuşuyor. Bizim bürokratlarımız bile Rusça bilmiyor.
Türk gençleri, Rus üniversitelerine yönlendirilmiyor.
O coğrafyada köklerimiz var, biz köklerimizden uzakta yaşıyoruz.
Yunus Emre Vakfı 18 Mayıs 2007 tarihinde çıkarılan 5653 sayılı kanun ile kuruldu. Bugün birçok ülkede faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitülerinin etkileri çok düşük.
Türkiye’nin Orta Asya’da söz sahibi olabilmesi için, Türk gençlerinin Rus Üniversitelerinde okuması, o kültüre hakim olması gerekiyor.
Türkiye açılımını hem batıya, hem doğuya, hem de Asya’ya yapmalıdır.
Nazım, Moskova’daki Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nden mezun olmuştur. Serbest şiir tarzına da o dönemde başlamıştır.
Nazım’ın Moskova'da Novodeviçiy Mezarlığı'nda uyuması, o coğrafya da güçlü bir kökümüz olduğunu gösteriyor.
Türk gençleri, Moskova üniversitelerine gitmeli, Nazım’a Anadolu’dan bahar esintileri götürmelidir.
Nazım, Türk gençlerini karlı kayın ormanlarında, kendisine amca diye seslenecekleri hayaliyle bekliyor.
Mezarını getirmek yerine, biz oraya gidelim.
Güçlü Türkiye’yi inşa etmek istiyorsak, o coğrafyada yaşayıp, kök salalım.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]