Ne Soğuk Savaş ne 3. Dünya Savaşı
SAVAŞIN STRATEJİK BOYUTLARI
Ne Soğuk Savaş ne 3. Dünya Savaşı
BARIŞ DOSTER YAZDI...
Ukrayna - Rusya Savaşı, yeni döneme ilişkin adlandırmaları da beraberinde getirdi. Kimileri, 3. Dünya Savaşı diyorlar, kimileri yeni bir Soğuk Savaş’ın başladığını öne sürüyorlar.
Üçüncü Dünya Savaşı’nın başladığını söyleyemeyiz. İlk iki dünya savaşına, katılan ülkelerin sayısı, savaşların yaşandığı alanın genişliği, ölen insan sayısı, savaşlarda kullanılan teknik, taktik ve stratejiler, doğurduğu sonuçlar açısından bakıldığında, böyle bir benzetme abartılı olur. Mesela, 1. Dünya Savaşı, tarihin ilk topyekûn savaşıdır. Siper savaşlarıyla anılır. Dönemin teknolojisi buna göre gelişmiştir. Bilimsel buluşların ve teknolojinin gelişmesindeki önemli itici güçlerden birinin savaşlar olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır bu savaşta. 2. Dünya Savaşı’nda ise siperin önemi azalmıştır. Uçakların yaygın kullanımıyla stratejik derinlik, cephe gerisindeki tesislerin, kentlerin vurulması, denizaltı teknolojisinin gelişmesiyle açılan yeni cepheler öne çıkmıştır. İlk savaşın sonunda dönemin önde gelen imparatorluklarının çoğu dağılmış, yeni devletler kurulmuş, savaşın sonuçları ve imzalanan barış anlaşmaları, ikinci savaşa zemin hazırlamıştır. İkinci savaşın sonunda ise ideolojik, politik, ekonomik, teknolojik, askeri güçleri ve ittifaklarıyla, küresel ölçekte iki büyük güç öne çıkmıştır.
Yeni bir Soğuk Savaş benzetmesi de gerçekçi değildir. Çünkü dönem, ittifaklar, ülkeler arası ekonomik ilişkilerin ölçeği, insan hareketliliği, iletişimin boyutu, toplumlar arası etkileşim, tedarik zincirleri, büyük güçler arasındaki ticaretin hacmi farklıdır. Dahası, ikili değil, çok kutuplu bir düzene yönelik ciddi işaretler söz konusudur. Bir yanda ABD ve AB, diğer yanda Rusya ve Çin üzerinden yapılan bir ayrım, ABD ve Çin arasındaki ticaret hacmi, Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığı, Çin’in Batı’daki, Batılıların Çin ve Rusya’daki yatırımları, ara kuvvetlerin tavrı dikkate alındığında, pek çok açıdan temelsiz kalmaktadır.
SAVAŞIN STRATEJİK BOYUTLARI
Jeopolitik bir hedef için, ülkenin askeri stratejisini de içeren bir siyasal strateji gerekir. Buna büyük strateji, yüksek strateji denir. Savaş da bu stratejik hedefe ulaşmanın araçlarından biridir. Nitekim Carl von Clausewitz, “Savaş Üzerine” adlı ünlü eserinde, savaşın siyasetin başka araçlarla (silahla) yapılan devamı olduğunu belirtir. Her savaşta jeopolitik hassasiyetlerin, ihtirasların, çıkarların, tercihlerin, önceliklerin rekabeti vardır. Ulusal güvenlik stratejisini de içermesi gereken ulusal strateji, amaçlara ulaşmak için milletin siyasi, iktisadi, askeri, toplumsal, kültürel, bilimsel, teknolojik tüm güçlerini kullanmasını ve geliştirmesini gerektirir. O nedenle dış politikada, ulusal güvenlik, savunma, jeopolitik, strateji, diplomasi, ekonomi, teknoloji, sanayi, ordu, siyaset, liderlik, güç kavramları birlikte kullanılırlar.
Ukrayna-Rusya savaşının üçüncü haftasında en net görülen gerçek, ABD’nin Rusya’yla hesaplaşırken Ukrayna’yı kullandığı, feda ettiğidir. Savaş ne kadar uzarsa, ABD o kadar memnun olacak, müttefikleri üzerinde nüfuzunu artıracak, NATO’yu tahkim edecek, silah satacaktır. ABD için önemli olan Ukrayna değil, Rusya’nın yorulması, yıpranması, yoksullaşması, yalnızlaşmasıdır, zayıflamasıdır.
BARIŞ DOSTER / CUMHURİYET