Nijer'deki askeri darbede Rusya rol aldı mı?
2020'den bu yana Sahel bölgesinde beş askeri darbe yaşandı.
Nijer'deki askeri darbede Rusya rol aldı mı?
Nijer'de cunta lideri General Tchiani, Muhammed Bazoum'un ülkenin güvenliğini tehdit ettiğini, ekonomik sıkıntılar ve yolsuzluk getirdiğini iddia etti ve bu 'hataları' darbeye gerekçe gösterdi. Batılı uzmanlarsa bu açıklamaların sadece Kremlin'in propagandasına yarayacağı görüşünde.
Nijer, son yıllarda aşırılık yanlılarıyla mücadelenin yanı sıra yasa dışı göçü engelleyerek sadece Sahel bölgesi için değil, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) için de bir güvenlik bekçisi oldu.
Son günlerde ise başkent Niamey sokaklarındaki Rus bayrakları ülkedeki askeri darbenin sembollerinden biri haline geldi.
Medyaya yansıyan görüntülerde, darbe destekçilerinin ellerinde "Kahrolsun Fransa, yaşasın Putin" sloganlarının yazılı olduğu dövizler görülüyor.
Rus özel güvenlik şirketi Wagner'e ait paralı askerler 2019-2020'de Mali'de ortaya çıktı.
Bu noktada, Batılı askerler ve özellikle de radikal İslamcı cihatçılarla savaşan Fransızlar ülkeyi terk etti.
Ancak Batılı uzmanlar Rusya'nın Nijer'e müdahalesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğu görüşünde.
Birleşmiş Milletler (BM) insani yardım çalışanları dahil yabancı gözlemciler de şu ana kadar Nijer'de Rus paralı askerlerine dair bir kanıt görmediğini belirtiyor.
İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House'dan Afrika uzmanı Alex Vines, ülkedeki durumu abartmaktan kaçınılması gerektiği görüşünü dile getiriyor ve ekliyor:
"Birkaç Rus bayrağı dağıtmak zor değil. Rus bayraklarının sergilenmesi Rusya desteğinden ziyade Batı karşıtı, özellikle de Fransa karşıtı duyguların bir ifadesi."
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden araştırmacı Lauriane Devoize de Moskova'nın Nijer'e müdahale edip etmediğini söylemek için henüz çok erken olduğu görüşünde.
"Rusya bir dereceye kadar darbeyi kınadı ve hem Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Rusya-Afrika zirvesi sırasında) darbecilere gitmeleri ve iktidarı başkana iade etmeleri çağrısında bulundu" diyen Devoize, "Nijer hem Avrupa hem de Rusya ile iş birliği yapıyor. Rusya'dan silah satın alıyor. Dolayısıyla darbenin Rusya'nın lehine olduğunu düşünmüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Bununla birlikte Kremlin, AB'nin Afrika'daki siyasi konumunu zayıflatarak en azından dolaylı olarak bu durumdan faydalanabiliyor.
Nijer'in devrik Devlet Başkanı Muhammed Bazoum, ülke tarihinde özgürce, demokratik yollarla seçilmiş ilk devlet başkanı olarak kabul ediliyordu.
Bazoum, Nijer'de başkanlık muhafızlarının darbe yaptığı sırada gerçekleşen Rusya-Afrika zirvesi için St Petersburg'a gitmeyen Afrikalı liderler arasındaydı.
Vines, "Rusların bu fırsatı kaçırmayacağı açık, özellikle de Ukrayna'daki çatışma göz önüne alındığında bunun Batı'yı zayıflattığını görürlerse." diyor.
Ayrıca Vines, bu durumu endişe verici olarak gördüğünü belirtiyor.
Ona göre Bazoum yönetimi Batı yanlısıydı, dolayısıyla darbecilerden farklı bir tutum görülebileceği öngörüsünde bulunuyor.
AB, darbecileri Nijer'in meşru liderleri olarak tanımayı reddetti.
Niamey Fransa'ya uranyum ve altın sevkiyatını durdurduğunu açıkladı.
Nijer dünyanın yedinci en büyük uranyum tedarikçisi konumunda.
Fransız medyasına göre ülke Fransa'nın nükleer enerji santrallerinin yakıtının yüzde 15-17'sini sağlıyor.
Ancak Batılı uzmanlar, Avrupa'nın (ve Batı'nın) bu ülkeyle ilişkilerini belirleyen ana konunun ticaret olmadığını savunuyor.
Sahel, istikrarsız doğal koşullara ve düşük verimliliğe sahip bir bölge.
Radikal İslamcılık ve cihatçılığın yükselişine tanıklık eden sürekli bir değişim kaynağı. Tüm bunlar yasa dışı göçü teşvik ediyor.
Devoize, "Nijer, Sahel'deki aşırılık yanlılarıyla mücadelede yer alan tüm Avrupa devletleri için kilit bir müttefik konumunda. Almanya, Belçika ve İtalya'dan bahsediyoruz" diyor ve devam ediyor:
"Ve AB, Nijer'deki eylemleriyle bu sorunlarla mücadelede Afrikalılarla nasıl işbirliği yapmak istediğini göstermiştir."
EURO NEWS