Nijerya’nın dul kadınlara eziyet geleneği: Saçlarını kazıma, çırılçıplak soyma, kocasının cesediyle yatırma...

Rose'un yüzü, kimliğini gizlemek için flulaştırıldı (CNN)

Nijerya’nın dul kadınlara eziyet geleneği: Saçlarını kazıma, çırılçıplak soyma, kocasının cesediyle yatırma...


Bir zamanlar Türkiye'deki tekstil merkezlerine düzenli olarak gelip giden Nijeryalı Rose, kocası öldükten sonra ülkesinde gördüğü eziyeti anlattı

Rose'un yüzü, kimliğini gizlemek için flulaştırıldı (CNN)

Batı Afrika ülkesi Nijerya’nın en büyük şehri Lagos’un kadınları, bir etkinlik olacağı zaman yeni kıyafetler almak için Rose’un dükkanını tercih ediyordu. Türkiye’ye gelerek aldığı kaliteli tekstil ürünlerini ülkesinde satan Rose’un mutluluğu 2015’te kesildi. 

Doktorların o yıl kronik böbrek yetmezliği teşhisi koyduları kocası, iki sene sonra 55 yaşında yaşamını yitirdi. 

Şimdi 45 yaşında olan Rose, kocasının diyaliz masraflarını karşılamak için ellerindeki her şeyi ucuza sattı. Ama o dönem geçirdiği maddi sıkıntıları, 2017’de kocasının ölümünden sonra yaşadıklarıyla karşılaştırınca küçük görüyor.

Nijerya’nın güneyindeki Delta eyaletinde düzenlenen cenaze töreninin ardından, Rose kocasının ailesi tarafından maruz kaldığı zulmü anlattı. Saçı ve bikini bölgesindeki kılları tamamen kesilen kadın, kocasının mezarının yakınında zorla soyulduğunu da ifade etti. 

Rose, bütün bunlara itiraz etse de, karşı gelirse kendisinin ve çocuklarının eylaete giremeyeceklerinin söylenmesi üzerine başına gelenleri kabullendiğini söyledi. 

CNN International’dan Bukola Adebayo’ya konuşan kadın, “Bu süreçten geçmeyi hiç istemezdim, fakat yapmasaydım bunun kocamı benim öldürdüğüm anlamına geleceğini söylediler” dedi. 

Yaşadıklarını anlartırken hala sesi titreyen Rose, merhum eşinin ailesinin evindeki bir odada iki hafta boyunca tecrit edildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

Bana köpekmişim gibi yemek fırlattılar (...) Kimse benimle fiziksel temasa geçmedi çünkü dokunduğum her şeyin kirli olduğunu düşünüyorlardı.
Gece ikide uyandırıp kocamın mezarının etrafında bağıra bağıra bütün herkes uyanana kadar ağlamamı istediler. 
Kıllarımı ve tırnaklarımı getirmemi istediler, ertesi gün de saçlarımı tıraş ettiler. Beni soyup giydiğim her şeyle birlikte saçlarımı ve kıllarımı yaktılar. O noktada yıkanmamı istediler. Güpegündüz yapamayacağımı söyledim, ısrar ettiler. Gece ikiden öğleden sonra 4’e kadar oradaydık ve sadece bitmesini istiyordum. 

Ertesi gün köy toplantısına götürülen Rose’a kocasının kardeşleri ya da köyden biriyle evlenmesi söylendi:

Kocamın yerine bir koca seçmem gerektiği söylendi. Şoke olmuştum. Adamlardan biri ‘Oğlunu seçebilirsin’ dedi ve ben de öyle yaptım. Çoğu bundan hoşlanmadı. Ben aşağılanmış dullardan biriyim.

Kadın hakları örgütleri, Rose dışında pek çok kadının özellikle Nijerya’nın güneyindeki bazı bölgelerde benzer eziyetlerle karşı karşıya kaldığını vurguluyor. Haftalarca tecrite alınabiliyorlar, yemek verilmiyor ve hijyen dışı koşullarda yaşamaya maruz bırakılıyorlar. “Kirli” görüldükleri için saçları kazınarak veya kocalarıyla bağı olan bir başka adamla evlendirerek “temizlemeye” çalışıyorlar.

 

International Journal of Humanities and Social Science’ta 2015‘te yayımlanan bilimsel bir makaleye göre, kocanın genç yaşta öldüğü bazı durumlarda, dul kalan kadın eşini öldürmediğini kanıtlamak için cesedin yıkandığı suyu içmek ya da cesetle birlikte yatmak zorunda bırakılıyor. Bu şartları reddedenlerse çoğunlukla “kocasının katili” olarak görülerek toplumdan dışlanıyor. 

Delta eyaletinin kadınlardan sorumlu yetkilisi Flora Alatan, 2015‘ten beri dul kadınlara yapılan eziyete karşı iki yıla kadar hapis ve 500 bin Nijerya Nairası (yaklaşık 8 bin 500 TL) para cezası verildiğini, ancak ülkedeki 36 eyaletten çoğunun bu kanunu onaylamadığını belirtti. 

Ülkede gelişen kadın hakları örgütleri, bu tarz ayrımcılıkların önüne geçmeye ve kanunları değiştirmeye çalışıyor. 

Artık bir restroran işletmeye başlayan Rose da artık kendisinin yaşadığını yaşayan kadınlarla birlikte mücadele veriyor. Birisinin eşinin ölmesi durumunda, hemen kadının yanına gittiğini söylüyor: 

Onlara neler yaşadığımı anlatıyorum, bunları yaşamak zorunda olmadıklarını söylüyorum. Sadece reddetmeliler. 
Karıları öldüğünde erkekler böyle adetlere maruz bırakılmıyor. Bu kadınlara yönelik bir ayrımcılık biçimi.

Kadınları geliştirmek için bir merkez kuran Chinyere Anokwuru ise, kadınları aşağılayan bu geleneklerin, bu tecrübeyi yaşamış kadınlar tarafından da sürdürüldüğüne işaret ediyor: 

Daha yaşlı dullar bunları yaşadıkları için, diğerlerinin de aynı süreçten geçmesi gerektiğine inanıyor.


CNN International