Ukrayna ile Rusya’nın savaşın eşiğine geldiği bir dönemde ABD yönetimi, Rusya yönetimine karşı çok sert yaptırımlar açıkladı. ABD, savaş gemilerini Karadeniz’e geçirmedi ama açıkladığı yaptırım kararlarıyla Moskova’ya bir nevi ekonomik savaş ilan etti.
SON haftalarda Rusya’nın Ukrayna’nın Moskova yanlısı ayrılıkçıların kontrolündeki sınırına ve 2014’te ilhak ettiği Kırım’a asker yığdığı haberleri tansiyonu yükseltmişti.
ABD ve NATO, Ukrayna’ya tam destek açıklamalarında bulunmuştu. Kiev ve Batı, Kırım’ın aksine bu kez ‘Hazırlıklıyız’ mesajı vermeye başlamıştı.
Yine bu dönemde ABD’nin iki savaş gemisini 14-15 Nisan’da Türkiye Boğazları’ndan Karadeniz’e geçireceği haberleri geldi. Buna göre ABD, Montrö Anlaşması uyarınca 15 gün önceden Türkiye’ye bildirim yapmıştı.
Rusya da aynı günlerde Hazar Filosu’ndan irili ufaklı 15 savaş gemisini Volga ve Don Nehri’ni bağlayan kanal üzerinden Karadeniz’e indirmeye başladı.
GEMİ YOLLAMAMA KARARI
GERİLİM üst perdeden devam ederken ABD Başkanı Joe Biden, verdiği bir röportajda ‘katil’ diye tanımladığı Rus mevkidaşı Vladimir Putin’i aradı.
Biden, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek açıklayarak Rusya’nın sınıra ve Kırım’a asker yığmasından duyduğu endişeyi dile getirdi, Moskova’dan gerilimin düşürülmesini istedi. Çünkü Ukrayna’ya göre Rusya sınıra 40 bin, Kırım’a 40 bin asker yığmıştı.
Biden ayrıca Putin’e tarafsız bir ülkede zirve yapma önerisinde de bulundu. Salı günkü bu görüşme sonrasında da ABD’nin Türkiye’ye sözlü bildirimde bulunarak savaş gemilerini geçirmeme kararını ilettiği bildirildi.
YAPTIRIM SİLAHINI ÇEKTİ
ABD’nin bu adımı tabii ‘Tansiyon düşüyor mu’ sorusunu akıllara getirdi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un ilk yorumu “ABD’nin gemi göndermeme kararı neticesinde tansiyonun düştüğü yorumunu yapmak için erken” dedi. Nitekim haklıydı.
Çünkü ABD, Moskova’ya gemiden daha ciddi bir hamleyle karşılık verdi. ABD geçen yılki seçimlere müdahale ve Solarwinds yazılımına yerleştirilen kötü amaçlı kodlarla ABD bakanlık ve kurumlarına düzenlenen siber saldırılar, Ukrayna’ya baskı ve diğer ‘kötücül’ eylemleri gerekçe göstererek Moskova’ya ağır yaptırımlar açıkladı.
Buna göre ABD’de ‘istihbaratçı’ 10 Rus diplomat sınır dışı ediliyor, ayrıca siber faaliyetlerde bulunan altı Rus şirketi ve ABD seçimlere yönelik dezenformasyon eylemlerinde bulunan 32 birey ve kurum yaptırım listesine alınıyor.
KIRIM İÇİN DE CEZA GELDİ
ABD Hazine Bakanlığı da Avrupa Birliği, Avustralya, İngiltere ve Kanada ile birlikte Rusya’nın Kırım’ı işgali nedeniyle sekiz birey ve kurumu yaptırım listesine aldı.
Can alıcı müeyyide ise şu.
Biden yönetimi, ABD’li finans kuruluşlarına 14 Haziran’dan itibaren de Rusya Merkez Bankası, Rusya Varlık Fonu ya da Hazine Bakanlığı’ndan doğrudan tahvil satın alımını da yasaklıyor. Hem ruble, hem ruble dışı borçlanma için uygulanacak bu yaptırım Rusya’nın para bulmasını zorlaştıracak bir adım olarak değerlendiriliyor.
Özetle Biden yönetimi açıkladığı yaptırım listesiyle Rusya’yı ekonomik olarak köşeye sıkıştırmayı hedefliyor.
ASLINDA Ukrayna krizinin alevlenmesinin arkasında da büyük çekişmeler söz konusu. 12 Şubat 2015’te yapılan Minsk anlaşmasıyla Ukrayna’nın ayrılıkçı Donbas bölgesiyle ilgili kriz bir anlamda kış uykusuna yatmıştı. Şimdi taraflar birbirini Minsk anlaşmasının şartlarını yerine getirmemekle itham ederken arka planda uluslararası aktörlerin nüfuz çatışması var.
Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya alınma ihtimalinden rahatsız. ABD ise neredeyse bitme aşamasına gelmiş olan Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım 2 doğalgaz hattından rahatsız. Almanya, boru hattını ekonomik bir işbirliği olarak değerlendirse de Washington bunu Rusya’nın jeopolitik bir hamlesi olarak görüyor.
ABD yaptırım kararlarıyla Rusya’yı dizginlemeyi umarken, Moskova’nın ilk tepkisi ise ‘misilleme’ oldu. Tansiyon, düşmeye başlamadan önce daha da yükseleceğe benziyor.
Ukrayna ile Rusya’nın savaşın eşiğine geldiği bir dönemde ABD yönetimi, Rusya yönetimine karşı çok sert yaptırımlar açıkladı. ABD, savaş gemilerini Karadeniz’e geçirmedi ama açıkladığı yaptırım kararlarıyla Moskova’ya bir nevi ekonomik savaş ilan etti.
SON haftalarda Rusya’nın Ukrayna’nın Moskova yanlısı ayrılıkçıların kontrolündeki sınırına ve 2014’te ilhak ettiği Kırım’a asker yığdığı haberleri tansiyonu yükseltmişti.
ABD ve NATO, Ukrayna’ya tam destek açıklamalarında bulunmuştu. Kiev ve Batı, Kırım’ın aksine bu kez ‘Hazırlıklıyız’ mesajı vermeye başlamıştı.
Yine bu dönemde ABD’nin iki savaş gemisini 14-15 Nisan’da Türkiye Boğazları’ndan Karadeniz’e geçireceği haberleri geldi. Buna göre ABD, Montrö Anlaşması uyarınca 15 gün önceden Türkiye’ye bildirim yapmıştı.
Rusya da aynı günlerde Hazar Filosu’ndan irili ufaklı 15 savaş gemisini Volga ve Don Nehri’ni bağlayan kanal üzerinden Karadeniz’e indirmeye başladı.
GEMİ YOLLAMAMA KARARI
GERİLİM üst perdeden devam ederken ABD Başkanı Joe Biden, verdiği bir röportajda ‘katil’ diye tanımladığı Rus mevkidaşı Vladimir Putin’i aradı.
Biden, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek açıklayarak Rusya’nın sınıra ve Kırım’a asker yığmasından duyduğu endişeyi dile getirdi, Moskova’dan gerilimin düşürülmesini istedi. Çünkü Ukrayna’ya göre Rusya sınıra 40 bin, Kırım’a 40 bin asker yığmıştı.
YAPTIRIM SİLAHINI ÇEKTİ
ABD’nin bu adımı tabii ‘Tansiyon düşüyor mu’ sorusunu akıllara getirdi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un ilk yorumu “ABD’nin gemi göndermeme kararı neticesinde tansiyonun düştüğü yorumunu yapmak için erken” dedi. Nitekim haklıydı.
Çünkü ABD, Moskova’ya gemiden daha ciddi bir hamleyle karşılık verdi. ABD geçen yılki seçimlere müdahale ve Solarwinds yazılımına yerleştirilen kötü amaçlı kodlarla ABD bakanlık ve kurumlarına düzenlenen siber saldırılar, Ukrayna’ya baskı ve diğer ‘kötücül’ eylemleri gerekçe göstererek Moskova’ya ağır yaptırımlar açıkladı.
Buna göre ABD’de ‘istihbaratçı’ 10 Rus diplomat sınır dışı ediliyor, ayrıca siber faaliyetlerde bulunan altı Rus şirketi ve ABD seçimlere yönelik dezenformasyon eylemlerinde bulunan 32 birey ve kurum yaptırım listesine alınıyor.
KIRIM İÇİN DE CEZA GELDİ
Can alıcı müeyyide ise şu.
Biden yönetimi, ABD’li finans kuruluşlarına 14 Haziran’dan itibaren de Rusya Merkez Bankası, Rusya Varlık Fonu ya da Hazine Bakanlığı’ndan doğrudan tahvil satın alımını da yasaklıyor. Hem ruble, hem ruble dışı borçlanma için uygulanacak bu yaptırım Rusya’nın para bulmasını zorlaştıracak bir adım olarak değerlendiriliyor.
Özetle Biden yönetimi açıkladığı yaptırım listesiyle Rusya’yı ekonomik olarak köşeye sıkıştırmayı hedefliyor.
ASLINDA Ukrayna krizinin alevlenmesinin arkasında da büyük çekişmeler söz konusu. 12 Şubat 2015’te yapılan Minsk anlaşmasıyla Ukrayna’nın ayrılıkçı Donbas bölgesiyle ilgili kriz bir anlamda kış uykusuna yatmıştı. Şimdi taraflar birbirini Minsk anlaşmasının şartlarını yerine getirmemekle itham ederken arka planda uluslararası aktörlerin nüfuz çatışması var.
Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya alınma ihtimalinden rahatsız. ABD ise neredeyse bitme aşamasına gelmiş olan Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım 2 doğalgaz hattından rahatsız. Almanya, boru hattını ekonomik bir işbirliği olarak değerlendirse de Washington bunu Rusya’nın jeopolitik bir hamlesi olarak görüyor.
ABD yaptırım kararlarıyla Rusya’yı dizginlemeyi umarken, Moskova’nın ilk tepkisi ise ‘misilleme’ oldu. Tansiyon, düşmeye başlamadan önce daha da yükseleceğe benziyor.