Nöbette şehit düşen askerin ilginç hikayesi

NÖBET TUTTARKEN ŞEHİT OLDU

Nöbette şehit düşen askerin ilginç hikayesi


Nöbette şehit düşen askerin ilginç hikayesi

Seyfettin Yağmur, Muş'ta askerlik yapıyordu. Tarih 9 Şubat 2004’ü gösteriyordu. Seyfettin nöbette iken vuruldu ve hayatını kaybederek şehitlik mertebesine ulaştı.

Seyfettin Yağmur, 1983 yılında Adıyaman’ın Besni ilçesi Suvarlı Nahiyesi’nde dünyaya geldi. Daha sonra ailesiyle Gaziantep’e gelen Seyfettin Yağmur, İstiklal İlkokulu’nu bitirdi. 4 çocuklu ailenin evladı olan Seyfettin, iş hayatına atılmak istiyordu ve nitekim de okulu bıraktı. Oto elektrikçisinde çırak olarak işe başladı. 1 yol sonra trikoculuk mesleğine atılan  Seyfettin, tam 11 yıl bu mesleği icra etti.

AYRILIK VAKTİ GELDİ
Seyfettin 12 yıl süren iş hayatı sonrasında artık askere gidecekti. Ailesinden hiç ayrılmamıştı. İçinde hüzün vardı. Ancak gururluydu da. Çünkü asker ocağına gidiyordu. Ailesiyle vedalaştı ve acemi birliği için Karabük’e gitti. Buradaki eğitimini tamamlayan Seyfettin’in usta birliği Muş Malazgirt ilçesine düşmüştü. İzine geldikten sonra usta birliği için Muş’un yolunu tuttu. Ailesini son görüşüydü bu. Çünkü şehit olacak ve geri dönemeyecekti.

NÖBET TUTTARKEN ŞEHİT OLDU

Ailesine çok düşkün olan Seyfettin Yağmur, Muş’tan sürekli ailesini arardı. Tam 7 ay geçmişti ve hiç gelmemişti Gaziantep’e. Günler ilerledikçe içerisindeki mutluluk da artıyordu. Çünkü biran önce askerliğini bitirip memleketine dönecek ve iş hayatına atılacaktı. Sürekli hayaller kurar ve annesi Fatma ve babası Murat ile paylaşırdı. Şehit olacağı hiç aklına gelmemişti. Ancak hayalleri gerçekleşmedi Seyfettin’in. 7 aylık asker iken nizamiye nöbetindeydi. Tarih 9 Şubat 2004’ü gösteriyordu. Seyfettin nöbette iken vuruldu ve hayatını kaybederek şehitlik mertebesine ulaştı.

İLGİNÇ TESADÜF

Seyfettin Yağmur’un askerlik yaptığı Muş’ta, amcası Hasan’ın samimi bir arkadaşı vardı. Yeğeni giderken de Hasan arkadaşını arayıp, yeğeninin oraya askerlik için geldiğini, yardımcı olmasını istemişti. Ancak kader öyle bir çıkarmıştı ki, amcanın arkadaşının karşısına Seyfettin’i herkes şok olmuştu. Seyfettin şehit olduktan sonra hastaneye kaldırılmıştı. Tabuta konulmuş ve ismi yazılmıştı.


Amcanın arkadaşı da o sırada hastaneye gitmişti. Hastaneden çıkarken tabutu gördü ve ismine baktı. Seyfettin Yağmur ismini görünce orada şok geçirdi. Hemen amca Hasan’ı aradı. Durumu ona anlattı. Amca da yıkılmıştı.

AİLEYE SÖYLEMEKTE ZORLANDILAR

Seyfettin Yağmur’un ölüm haberini Murat-Fatma çiftine söylemeye gelmişti sıra. Akrabaları öğrenmişti. Aileyi aradılar ve evden çıkmayın geleceğiz diye haber verdiler. Herkes evlerine gelmişti.

Kalabalık olmasına rağmen kimse söyleyemiyordu. Aile de şaşkındı. Oğullarının öldüğünü hiç akıllarına getirmiyorlardı. Baba Murat şüphelenmişti. Herkese ne oldu çabuk söyleyin diye defalarca sıkıştırınca acı haber verildi. Anne-baba orada yıkıldılar evlat acısı ile.

HAYALLERİ VARDI

Şehit olmadan bir gün önce Seyfettin ailesini aramış ve parasının bittiğini söylemişti. Baba Murat da hemen yarın göndeririz dedi. Ancak o parayı almak nasip olmadı şehidimize. Ertesi gün hayatını kaybetti.

4 çocuklu bir ailenin evladı olan Seyfettin, geleceğe yönelik hayaller kurardı. Askere gitmeden önce de sürekli yatırım yapardı. Önce araba, sonra da motosiklet ve bilgisayar aldırdı babasına. “Ben askerden dönünce araba ve motosikleti satar iş kurarım.

Bilgisayarla da desen çizeceğim” dedi. Ancak ne iş kurabildi, ne de o bilgisayarla desen çizebildi. Seyfettin’in şehit olması ile ailesi de tüm aldıklarını hemen sattı. Çünkü oğullarının acısı geliyordu akıllarına.

ANNESİNİN İÇİNE DOĞMUŞTU

Anne Fatma Yağmur, oğlunun şehit haberi gelmeden önce kendisini çok kötü hissediyordu. Üzerinde büyük bir ağırlık vardı. Sürekli içi sıkılıyor ve hiç kimseyle konuşmuyordu. Sürekli evladını düşünüyor ve acaba şimdi ne yapıyor diyordu kendi kendine. O gün evden dışarı dahi çıkmadı. Odalarda gezindi durdu. Sonunda da içine doğan kötü haber geldi ve evladının artık dönmeyeceğini öğrendi. Büyük acı yaşadı ama yine de gururluydu. Çünkü evladı vatanı uğruna canını vermişti. 

www.telgraf.net