NOZ: Afrika'da teröre erkenden dur demeliyiz
Alman ordusunun Mali’deki varlığı Alman basınında öne çıkan yorum konuları.
Suriye’de sivillere yönelik saldırılar, Ukrayna’nın doğusundaki krizin çözümü ve Alman ordusunun Mali’deki varlığı Alman basınında öne çıkan yorum konuları.
Süddeutsche Zeitung’da Şam ve Moskova’nın Suriye'de sivillere yönelik saldırılarda bulunmasına uluslararası kamuoyunun sessiz kalmasına ilişkin eleştirel bir yorum yer alıyor:
"Beşar Esad'ın orduları ve suç ortağı Vladimir Putin yerleşim yerlerini bombalıyor; okulları, hastaneleri, çarşıları, sığınmacı güzergahlarını vuruyor. İdlib vilayetinde olduğu gibi sivilleri öldürüp evlerini terk edip kaçmaları için terörize ediyor; yollara düşenlerin sayısı daha şimdiden 200 bini geçti. Esad ve Putin'in topları ve savaş jetleri insani devletler hukukunu da paramparça ediyor. Yardım kuruluşları Suriyeli çocuk, kadın ve erkeklere fedakarca destek olurken kamuoyu tuhaf bir biçimde susuyor. Kitleler neden Rus ve Suriye büyükelçilikleri önünde gösteri yapmıyor? Cinayetleri teşhir etmek için neden küresel bir barış hareketi oluşturulmuyor? Sanatçı ve aydınlar birkaç istisna sayılmazsa fikri silahlarını neden mağdurlar için kullanmıyor? Medeniyet adımlarını hiçleştiren biraz da bu suskunluk.”
Frankfurter Allgemeine gazetesinde Ukrayna'nın doğusundaki krizin nasıl çözüleceğine dair bir yorum yer alıyor. Yorumda çözüm için önce Rusya'nın sorunun bir tarafı olduğunu kabul etmesi gerektiği belirtiliyor.
"Tutuklu takası önemli bir simge. Çatışmanın taraflarından biri artık diğer tarafın temsilcilerini alıkoymadığında işin zor kısmı başlıyor. İhtilafa gerçek bir çözüm Rusya ancak Normandiya Formatı'ndaki toplantıların sadece çıkar sahibi bir izleyicisi ya da hevesli bir katılımcısı olmadığını kabul ettiğinde mümkün olabilir. Moskova'daki hükümet çatışmanın taraflarından biri. Ve bu bakımdan da Ukrayna topraklarında kendi askerlerinin var olduğunu ve sonunda bunları da tekrar geri çekmekten başka bir seçeneği olamaz. Ukrayna'nın gerçekten siyasi bir egemenliğe sahip olduğunu kabul etmek, Moskova açısından en zoru. Ve Ukrayna'nın Kırım yarımadasının devletler hukukuna aykırı bir biçimde ilhak edilişinin de yeniden gündeme alınması şart.”
Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer Pazar günü bir gazeteye verdiği mülakatta Mali'de görev yapan Alman birliklerine silahlı kullanma hakkını da içerecek şekilde daha fazla yetki verilmesi gerektiğini savundu. Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung Savunma Bakanı'nın bu çıkışını savunan bir yoruma yer veriyor:
"Alman ordusunun misyonu başlamadan önce Mali ikinci bir Afganistan haline gelmemeli deniyordu. Ancak Annegret Kramp-Karrenbauer liderliğindeki savunma bakanlığının analistleri gidişatın o yönde olduğunu rapor ediyor. Avrupa Birliği açısından bu durum uygun değildir, zira Mali adeta Avrupa'nın kapısının önü sayılır. Çatışmaların tırmanması yeni sığınmacı dalgalarına yol açabilir. Organize suç, uyuşturucu ve insan kaçakçılığına da Avrupa daha fazla maruz kalabilir. O nedenle Almanya'nın daha fazla sorumluluk alması bir tabu olamaz.”
Neue Osnabrücker Zeitung'da yer alan yorumda da Alman ordusunun Afrika'da daha etkin bir rol alması gerektiği görüşü savunuluyor:
"Almanların işine gelsin ya da gelmesin, İslami terörün Afrika’da sabit hale gelmesi ve oradan Avrupa’nın içine etkide bulunması tehdidi hiç olmadığı kadar reel. O nedenle terör gruplarına Fransızların aktif bir biçimde Afrika'da yapmaya çalıştıkları gibi erkenden dur demek doğrudur. Almanya'nın Avrupa'daki muhtemelen en yakın partnerinin Alman Ordusu'nun desteğine güvenemeyecek olması abestir. Afrika'daki insanların radikalleşmesine kalkınma politikaları yardımıyla da karşı etkide bulunmak bir o kadar önemli, terörizmi henüz başlangıç halindeyken gerekiyorsa şiddetle boğmak da bir o kadar doğrudur.”
Deutsche Welle Türkçe