NYT: “Erdoğan ülke içinde sertleşirken Washington'la daha iyi ilişki arayışına girebilir”

“Türkiye otoriterleşen tek Batı müttefiki değil”

NYT: “Erdoğan ülke içinde sertleşirken Washington'la daha iyi ilişki arayışına girebilir”




NYT: “Erdoğan ülke içinde sertleşirken Washington'la daha iyi ilişki arayışına girebilir”

New York Times'da yayınlanan “Erdoğan'ın zaferi Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine itirazını yumuşatacak mı?” başlıklı habere göre Erdoğan, yeni dönem cumhurbaşkanlığında Türkiye içindeki sert tutumunu devam ettirirken, NATO müttefikleri ve Rusya'ya olan ekonomik bağımlılığı arasında bir denge oluşturmaya çalışacak.

Ancak uzmanlara göre Erdoğan, Amerika'yla olan bağları tamir etme yoluna girebilir ve Temmuz'daki NATO zirvesi öncesinde İsveç'in NATO üyeliğini onaylayabilir. İsveç'in NATO üyeliğine onay verilmesi, F-16 satışına yeşil ışık yakılmasını da sağlayabilir.

Gazeteye göre ABD’nin eski Savunma Bakanı Mark Esper da Finlandiya ziyareti sırasında Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine onay vermesinin daha iyi ilişkiler açısından kilit önem taşıdığını söyledi.

Esper, Erdoğan'ın İsveç'e yakında onay vermemesi ve meselenin çözümünün NATO zirvesi sonrasına kalması durumunda “Enerjimizi kaybederiz ve korkarım o noktadan sonra mesele uzar gider. İsveç'in NATO'ya katılımı İsveç, Kuzey ülkeleri, NATO ve Amerika'nın güvenliği açısından önemli” ifadelerini kullandı.

“Türkiye otoriterleşen tek Batı müttefiki değil”

Gazete, Erdoğan'ın daha yumuşak ve Batı eğilimli bir Türkiye umanları ise hayal kırıklığına uğratabileceğini, Türkiye'nin giderek daha otoriterleşen tek Batı müttefiki olmadığının altını çiziyor.

Macaristan ve Sırbistan'ın da aynı çizgide ilerlediğini belirten NYT, Rusya karşıtı Polonya'nın da Türkiye gibi hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına ve basın özgürlüğüne zarar verdiğini kaydediyor.

Alman Marshall Fonu Brüksel Ofisi Direktörü Ian Lesser, Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin “Batı'nın benzerlikleri giderek azalan müttefikleri ve stratejik ortaklarıyla nasıl ilişkiler kuracağıyla ilgili tartışmaları açacağını, Türkiye'nin bu tartışmalara dahil olacak tek ülke olmayacağını” kaydetti. Avrupa'nın bu ülkelerdeki demokratik muhalefete hitap etmenin yeni yollarını bulması ve toplumla daha iyi ilişki kurması gerekecek.

Avrupa Birliği rahatladı mı?

Demokratik değerlerden ve hukukun üstünlüğünden sapmak, uzun zamandır duraksayan Avrupa Birliği üyeliği görüşmeleri açısından çok az ilerleme anlamına gelecek.

İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Nathalie Tocci'ye göre Brüksel açısından bu durum, bir rahatlama anlamına geliyor çünkü demokratik muhalefetin seçimi kazanması durumunda Brüksel, Türkiye'nin AB üyeliği görüşmelerini daha ciddiye almak zorunda kalacaktı ve buna, gümrük ve vize anlaşmalarının revizyondan geçirilmesi de dahil olacaktı.

Nathalie Tocci, Politico'da kaleme aldığı makalesinde, “Avrupa Birliği değerlerden bahsederek, üzerinde hiçbir etkisi olmadığı Türkiye'nin otoriterliğini eleştirirken, açıkça çıkarcı bir liderle çekinmeden çıkarcı bir ilişkinin yollarını sinsice yürüyebilecek” ifadelerine yer vermişti.

Tocci, Erdoğan'ı otokrat olarak tanımlarken, Avrupa'nın “göç konusunda Erdoğan'la sevimsiz anlaşmalar müzakere etme konusunda başarılı olduğunu” kaydetti.

Tocci'nin sözünü ettiği anlaşmalar, mülteci ve sığınmacıların Avrupa'ya akın etmesini önlemek için Türkiye'ye ödeme yapılmasını, böylelikle Türkiye'den göçün engellenmesini amaçlamıştı.

Hedef yerel seçimler

Risk analizi firması Avrasya Grubu'ndan Türkiye uzmanı Emre Peker de şimdiye kadar önüne çıkan en büyük seçim engelini aştıktan sonra Erdoğan'ın ülke içinde daha da sertleşeceği, önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerde muhalefetin büyük kentlerde elde ettiği başarıyı geri çevirmeye çalışacağını öngörüyor.

Ekonomik zorlukların Erdoğan'ın uluslararası arenada daha dikkatli olması gerektiği anlamına geldiğini kaydeden Peker, yatırım ve yardım aradığı bu dönemde Erdoğan'ın “başarısız olmayı göze alamayacağını” söyledi.

Türkiye'nin Amerika ve Avrupa Birliği'yle ilişkilerinin çıkara dayalı ve gergin olacağını öngören Peker, Erdoğan'ın Rusya konusunda Batı'nın yaptırımlarından kaçınmak isteyeceğini, bu yaptırımların Türk banka ve şirketlerinin Moskova'yla ticaret yapmasının önünde engel olduğunu kaydediyor ve “Ankara bu yıl büyük olasılıkla F-16 satışını sonuçlandırmak için İsveç'in NATO üyeliğini onaylayacak” şeklinde konuşuyor.

VOA