O fotoğrafın yürek burkan hikayesi
1999 Düzce depremini yeniden konuşulur hale getirdi.
12 Kasım 1999 Düzce depreminden sonra çekilen, kolunda ekmekler gözünde yaşlar olan bir yaşlı adamın fotoğrafı ise 1999 depreminin sembolü olmuştu.
Türkiye Elazığ'daki depremin yaralarını sarmaya çabalarken, yaşanan deprem, 1999 Düzce depremini yeniden konuşulur hale getirdi.
12 Kasım 1999 Düzce depreminden sonra çekilen, kolunda ekmekler gözünde yaşlar olan bir yaşlı adamın fotoğrafı ise 1999 depreminin sembolü olmuştu.
Yaşlı adamın ismi Eşref Cengiz idi ve 2004 yılında kanserden ölmüştü.
O fotoğrafı ise fotomuhabiri Abdurrahman Antakyalı çekmişti. Antakyalı, söz konusu fotoğrafı nasıl çektiğini ise, fotomuhabiri anılarını derleyen ve Youtube hesabından paylaşan Serdar Özsoy'a geçen sene Kasım ayında anlatmıştı.
Antakyalı, Eşref Cengiz için, "amca ağlayarak diyordu ki, 'hep gençler öldü, gençler' diyordu" ifadelerini kullandı.
Elazığ depreminden sonra, söz konusu fotoğraf ve onun bilinmeyen hikayesi sosyal medyada gündem oldu.
İşte o fotoğrafın hikayesi:
"Çok sayıda insan vardı. Bir tane yaşlı adam oradan kopmuş ayrılmış, yürüyor ve ağlayarak gidiyordu. Hemen 20 mm objektif vardı, dedim ki çevresel portre burada önemli olacak. Çünkü arka tarafta yıkıntılar, ön tarafta elinde ekmek taşıyan, ağlayarak yürüyen bir yaşlı insan. Ne yazık ki, bunlar duygusal yoğunluğu yüksek görseller oluyor. Amcanın fotoğraflarını 7-8 kare çektim. Amca ağlayarak diyordu ki, 'hep gençler öldü, gençler' diyordu. Ne ismini aldım amcanın, ne olayı kendisinden dinledim. Çünkü fotoğraf, kare olarak etkili bir kareydi. Olayı öğrenmek için hemen yıkıntının başına gittim. Nedir dedim durum? Türkiye’nin Polonya ile ümit milli maçı vardı o gün. Kaynaştı’nın gençleri kendi aralarında sözleşmişler, o tesisin altında maçı seyredecklermiş. Yaşlı amcanın dediği gençler onlarmış.
Yıllar sonra yaşlı amcanın adının Eşref Cengiz olduğunu öğrendim. Çünkü torunu aradı beni. Bu fotoğrafı dede de görmüş. O benim hatalarımdan biridir. Yaşadığı süre içerisinde gidip görmem, o hikayeyi kendisinden dinlemem gerekiyordu. Huzur içerisinde uyusun."
Odatv.com