O general aslında nasıl "yakalandı"
“Saklandığı evde” değil, “Cenaze evinde” gözaltına alınıp, Ankara'ya getirilir.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün en önemli davalarından birisi olan 475 sanıklı Akıncı davası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün en önemli davalarından birisi olan 475 sanıklı Akıncı davası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
1 Ağustos 2017'de başlayan davada ilk savunmalar alındıktan sonra Savcı, 21 Ocak 2019'da esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Temmuz ayından beri de sanıklar esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapıyor.
İşte bu önemli davanın 12 Ekim'deki duruşmasında sürpriz bir gelişme yaşandı. Mahkeme, “Suç vasfının değişme durumu ve tutuklu kaldıkları süreyi” dikkate alarak, 3 yıldır tutuklu olan 3 general ile 1 albay ve 1 yüzbaşının adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Tahliye edilen isimler; Eskişehir’deki Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Kurmay Başkanı eski tümgeneral Suat Murat Semiz, Konya 3. Ana Jet Üs Komutanı eski tümgeneral Haluk Şahar, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hava Lojistik Komutanlığı Uçak Sistemleri Yönetim Daire Başkanı eski tuğgeneral Murat Yalçınel, Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Harekat Başkanı eski albay Abdurrahman Arslan ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal’ın emir subaylığına vekaleten bakan eski yüzbaşı Temel Karagöz’dü.
Dosyaya hakimiyeti, dikkati ve titizliği ile bilinen 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selfet Giray ile heyetinin verdiği bu karara iktidar medyası, “Skandal” diye tepki gösterdi. Savcının, söz konusu isimlerden dördü için darbe, birisi için “FETÖ üyeliğinden” ceza istediği hatırlatıldı.
Neticede hem Savcı hem müdahil avukatları, karara itiraz etti.
İtirazları görüşen 5. Ağır Ceza Mahkemesi de 4 Kasım'da, 5 sanığın yeniden tutuklanmasını kararlaştırdı. Kararda, “Suçun vasfı ve mahiyeti, somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin mevcut olması, sanıkların kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunması, yasada öngörülen cezanın üst sınırı, tutuklulukta geçirilen süre ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararının kaldırılarak, sanıklar hakkında tutuklanmalarına yönelik yakalama müzekkeresi çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir” denildi.
Bu gelişmeden 2 gün sonrabaşta Anadolu Ajansı olmak üzere birçok medya, “Akıncı üssü davası sanığı Trabzon'da yakalandı... Tümgeneral Trabzon'da saklandığı evde yakalandı” vs. başlıklarıyla bir haber yayınladı.
Haberde, tahliye edildikten sonra hakkında yeniden yakalama kararı çıkartılan isimlerden eski tümgeneral Suat Murat Semiz'in, terörle mücadele ekiplerinin düzenlediği operasyon sonucunda Of İlçesi'nde saklandığı evde yakalandığı bildirildi. Bazı haberlerde, “FETÖ üyesi eski Tümgeneral Suat Murat Semiz, Of’ta annesinin evinde yakalandı” bilgisi de yer aldı.
GERÇEKTE NE OLDU?
Bu haberlerden anlaşılan şu; Eski general Trabzon'a kaçtı, annesinin evinde saklandı ve yakalandı!.. Yani tahliye edilmelerine gösterilen tepkileri haklı çıkaran bir gelişme yaşandı!..
Peki gerçek ne?
5. Ağır Ceza Mahkemesi itiraza ilişkin kararını henüz açıklamamışken, annesinin vefat ettiği haberi gelir. Suat Murat Semiz, bazı avukatlar aracılığıyla 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nden cenaze törenine gitmek için izin ister.
Gerek Mahkeme, gerekse de Savcı, şifai izin verir. Bir yandan da resmi işlemler yapılır.
Ve Semiz, bu izin üzerine Trabzon'a, annesinin cenazesine gider.
Ancak gitmeden önce bir şey daha yapar, Ankara'daki evinin kapısına Trabzon'da gittiği adresin yazılı olduğu bir kağıt yapıştırır.
5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeniden yakalama kararı vermesinin ardından evine giden polisler, kapıya yazdığı o adresi Trabzon'daki polislere bildirir ve gözaltı işlemi yapılır. Yani “Saklandığı evde” değil, “Cenaze evinde” gözaltına alınıp, Ankara'ya getirilir.
Semiz “Darbecidir, FETÖ'cüdür”, bilemeyiz... Ancak son derece insani bir durum olan, üstelik hakim, savcı izniyle gerçekleşen bir olayın, böyle sunulmasının “Hak, hukuk, adalete” acaba nasıl bir katkısı olabilir ki?!.
Müyesser Yıldız
Odatv.com