ODTU Mezunu Mühendis Mert Çokluk'a Almanya'da kim işkence etti, kim öldürdü?

“AYAK TIRNAĞI BİLE SÖKÜLMÜŞ ÇOCUĞUMUN, ÇOK İŞKENCE EDİLMİŞ”

ODTU Mezunu Mühendis Mert Çokluk'a Almanya'da kim işkence etti, kim öldürdü?


Baba Çokluk Odatv’ye anlattı: “Üzerinde çalıştığı yazılım alınmış işkence edilmiş”

Caner Taşpınar yazdı

Almanya’nın Nürnberg şehrinde yüksek lisans yaparken hayatını kaybeden ODTÜ mezunu Mert Çokluk’un babası Bekir Çokluk Odatv’ye konuştu.

ODTÜ mezunu Mert Çokluk, zeki ve çalışkan bir öğrenciydi.

ODTÜ’de iki bölüm birden bitirmişti: Elektrik Elektronik ve Matematik.

Almanya’da master yapan Mert Çokluk, hayatını kaybetmeseydi, günler sonra Hollanda’da doktorasına başlayacaktı. Öyle ki Hollanda’da kalacağı pansiyonu bile ayarlamıştı.

Ancak, 5 Ekim sabahı saat 7:40 sıralarında Erlangen Tren İstasyonu’nda cesedi bulundu.

Baba Bekir Çokluk, bilgisayar mühendisi oğlunun ölümündeki soru işaretlerini Odatv’ye açıkladı.

“DÜNYAM YIKILDI”

Bursa’nın Orhangazi ilçesinde çiftçilik yapan Baba Çokluk, oğlunun ölüm haberini nasıl aldığını şöyle anlattı:  

“Geçen hafta bugün, tarlada ilaç atarken mahalle muhtarı aradı, ‘Almanya’da okuyan oğlun var mı’ dedi, ‘var’ dedim. ‘Konsolosluktan aradılar’ dedi, numara bırakmışlar, aramamız lazımmış.

Bu arada mastırını bitirip Hollanda’da üniversitede doktoraya başlayacaktı Kasım’ın 1’inde.  

Ben de kendimi teselli ediyordum, inşallah o işler içindir, konsolosluk hayra aramıştır, bir yanda da içime kor düştü, bıraktım traktörü muhtarın yanına gittim. Aradık verdikleri numarayı, ‘polis kayıtlarına göre 5 Ekim sabah 7:40’da Mert Çokluk vefat etmiştir’. Dünyam yıkıldı. ‘Nasıl olduğuna dair bizde de bir ayrıntı yok’ dediler. Emniyet müdürümüz daha önce oralarda görev yapmış, olayın doğruluğunu teyit etti.”

KONSOLOSLUK “MEKTUP” DEYİNCE KAFAMIZ KARIŞTI

Ertesi gün konsolosluktan araştırmanın sürdüğünü ve daha iki gün boyunca süreceğini öğrendiklerini aktaran Baba Çokluk şöyle devam etti:

“O arada biz tanıdık bir ağabeyimize, ‘bizim adımıza avukat tutmaya yetkilidir’ diye vekalet verdik, vekalet gider gitmez konsolosuktan bizi tekrar aradılar; ‘cenazenizi otopsi istemediğinize dair vekalet verirseniz, bu akşam uçağıyla gönderebiliriz’ dediler. Bir de kafamızı karıştıran ‘üzerinden anneye, babaya verilmek üzere mektup çıktı’ dediler. Biz de şaşırdık, bir akşam önce kardeşiyle yetmiş dakika telefonla görüşmüşler, gülüşmüşler, çok neşeliydi, özellikle son zamanlarda, Hollanda’da kalacağı pansiyonu, her şeyi ayarlamıştı. Bu arada Türkiye’ye gelecekti izine, bugünlerde 15 günlüğüne ziyaretimize gelecekti. Başımıza bu geldi. Biz vekaleti verirken, konsolosluk işlemleri hızlandırdı, ben de bu işleri bilen tecrübeli kişilere sordum ‘göndermeleri iyi olur, darp falan olsa otopsi yapmadan gönderemezler zaten’ dediler. Biz de bunun üzerine cenazemizi istedik.”

“AYAK TIRNAĞI BİLE SÖKÜLMÜŞ ÇOCUĞUMUN, ÇOK İŞKENCE EDİLMİŞ”

Baba Bekir Çokluk, oğullarının cesedinin Türkiye’ye ulaşmasını beklerken Erlangen Cami imamından telefon geldiğini söyleyip o görüşmeyi şöyle anlattı:  

“Erlangen Cami İmamı aradı, ‘Cenazenizi yıkayıp kefenleyip öyle mi gönderelim?’ diye sordu. Ben de ‘vaktiniz varsa öyle yapalım’ dedim. ‘Ne demek bizim vazifemiz’ dedi. Aradan bir saat geçti, imam tekrar aradı; ‘Bekir Bey biz cenazeyi yıkamadık, bilgi vereyim diye aradım’ dedi. Öyle deyince şüphelendim, ‘Hocam darp falan var mı çocuğun üzerinde, kurşun izi, kesik gördünüz mü?’ diye sordum. İmam da bana ‘ben yıkamayacaktım, kardeşim yıkayacaktı var ki o nedenle yıkamadı’ dedi. İmamın kardeşi imama ‘İstanbul Adli Tıp Kurumu otopsi yapmadan bırakmaz’ demiş. İmam bana bunu aktardıktan sonra ‘şimdi yıkasak otopsiden sonra yeniden yıkanması gerekecek’ dedi.

Akşam uçağıyla geldi cenazemiz, sabaha karşı fotoğrafladı Ataşehir savcısı cesedi. Vücudunu çoğu yerinde kırık var, ayak tırnağının biri bile sökülmüş çocuğumun. Çok işkenceler edilmiş…

Savcı, ‘trafik kazası gibi görülüyor’ demiş ama sonradan yıkarken gördük ki çok işkenceler edilmiş.”

CESEDİN BULUNDUĞU İSTASYONDA YANGIN

“Savcının raporuna göre gece 03:30 sıralarında hayatını kaybetmiş” diyen Baba Çokluk, cesedin bulunduğu saat ve yer bakımından “öldürüp atılmış” olabileceği iddiasının kuvvetlendiğini öne sürdü.

Baba Çokluk, “Sabah 07:40’ta yaya trafiğine kapalı tren istasyonunda cesedi bulunuyor. Orada yaşayan Türk komşularımızın bize verdiği bilgilere göre; 07:40 sıralarında cesedin bulunduğu istasyonda iki trenden birinde yangın çıkıyor. İtfaiye gidip yangını söndürüyor. İtfaiye mi bulup polise bilgi verdi, belki de cesedi trenin içine koydular, cesedi yakmak mı istediler, ama bunları tam öğrenemedik” diye konuştu.  

“NE BİLGİSAYARI NE CEP TELEFONU HİÇ BİRİNE ULAŞAMADIK”

“Alman yetkilileri açıklama yapmıyor, ne bilgisayarı ne cep telefonu hiç birine ulaşamadık” diyen baba Çokluk, şu iddiayı ortaya attı: “Üzerinde çalıştığı yazılım da elinden alınmıştı. Bu nedenle başına bunlar mı geldi, bilmiyoruz.”

Baba Çokluk, mektup tartışmasını ise şöyle açıkladı:

“Mektuptan bahsediyor Alman makamları yakınlarımız aracılığıyla biz öğrendik mektubun içeriğini kız kardeşinin ağabeyi ODTÜ’de okurken ilkokul ödevi nedeniyle yazdığı bir mektup ve ağabeyi de hatıra diye saklıyormuş cüzdanında. Yani intihar mektubu değil. Başka mektup var mı, bilmiyoruz.”

“Oğlumuzun arkadaşları vardı, ancak hepsi yoğun çalışıyorlardı” diyen Baba Çokluk arkadaşlarından bilgi alamadıklarını ise şöyle açıkladı:

“Öğrendikten sonra aradık ve biz haber verdik. Bir arkadaşı ‘Ağustos sonunda görüşmüştük’ dedi. Bir başkası ‘5-6 kez çay içmiştik’ dedi. Hepsi harıl harıl şirketlerde ve okullarda çalışan çocuklar… O nedenle sosyal olarak çok aktif olamıyorlardı.”

“BU OLAYA DEVLET BÜYÜKLERİNİN SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUZ”

“Cesedinden çok büyük acılar çektirilerek öldürüldüğünü anladık. Çok darp edilmiş, sanki öğrenmek istedikleri bir şeyi vermeyip direnmiş gibi… Neden böyle bir şey geldi başına bilmiyoruz” diyen Baba Çokluk, devlet büyüklerinden şu sözlerle destek istedi:

“Bu olaya devlet büyüklerinin sahip çıkmasını istiyoruz. Bu çocuklar kolay yetişmiyor. ODTÜ’de iki bölüm birden okudu, elektrik elektronik ve matematik bölümünü bitirdi. ODTÜ Matematik Bölüm Başkanı aradı, ‘çok zeki, çok akıllı bir öğrenciydi, ciğerimiz yandı’ dediler. Yurtdışında okuyan çocuklarımıza sahip çıkılsın, başka acılar yaşamayalım.”

Caner Taşpınar

Odatv.com