Öldükten sonra işlerine iade edildiler

OHAL Komisyonu “ince eleme” komisyonu gibi çalışıyor

Öldükten sonra işlerine iade edildiler


Öldükten sonra işlerine iade edildiler

OHAL komisyonu, 15 KHK’li hakkında, hayatını kaybettikten sonra işe iade kararı verdi. İade edilen 16 bin 60 kişi içerisinden bu 15 kişi dışında, kaç kişinin yaşamını yitirdiği ise tam olarak bilinmiyor.

Türkiye’de olağan üstü hal hukuku fiilen devam etmektedir. Türkiye tarihinde bile örneği verilemeyecek bir hukuksuzluk 6 yıldır KHK’lilere kolektif bir şekilde yaşatılıyor. İsimlerini bir gece vakti Resmi Gazete’de yayınlanan KHK’lerde gördükten sonra, mahkemelerde haklarındaki iddiaları ve işten çıkarma gerekçelerini “öğrenmek” için başvuran yüz bini aşkın kamu emekçisine, mahkeme yolu yine KHK ile kapatıldı. KHK’lerin kendileri, aileleri, çocukları, emeği ve geleceği; işleyişi keyfi, gizli, hukuk dışı olan bir OHAL komisyonun verdiği kararlara ve bu kararlara itiraz edilen “OHAL Mahkemelerine” bağlı hale getirildi.

Türkiye, aslında 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra olağanüstü bir döneme girmiştir. Ancak bu dönemde başlatılan “İç Güvenlik Paketi” tartışmaları kapsamında birçok kamu emekçisinin işten atılacağı “söylentisi”, “olağan hukuk” içerisinde uygulama imkanı bulamamıştı. 20 Temmuz 2016 tarihinde resmi olarak başlayan, 2018 yılının Temmuz’una kadar devam ettirilen bu “Allah’ın Lütfu dönem” iktidar için hukuken denetlemez bir alan açmıştır. İlk günden bu durumun hukuk dışı olduğuna ilişkin birçok hukukçu itiraz etti[1] ama iktidarın tutumu KHK’leri ve KHK’lerle kamu emekçilerini işten çıkartmaya devam etmek oldu.

OHAL Komisyonu “ince eleme” komisyonu gibi çalışıyor

OHAL döneminde kamudaki işlerinden atılan kişi sayısı net bilinmemekle birlikte çeşitli araştırmalarla bu sayının 152 bin kişiye yakın olduğu ifade ediliyor. Bu kişilerden çok önemli bir kısmı ilk anda idare mahkemelerine, Anayasa mahkemesine ve hatta AİHM’e başvurarak bu haksız ve hukuksuz uygulamaya itiraz etti. Ancak AİHM’in “bu kadar başvuruya bakabilecek alt yapısı olmadığından” başvurulara bakılmadı. Çünkü AİHM’in önüne bir anda bu konuda 25 binden fazla başvuru yapılmıştı. AİHM’in yıllık verilen karar sayısının 2 bin civarında ve bekleyen başvuru sayısının 60 bin civarına olduğu[2] göz önünde bulundurulursa AİHM’in bu hukuksuzluğa karşı yaklaşımı daha net anlaşılacaktır.

Öte yandan açıkça Anayasaya ve TBMM içtüzüğüne aykırı olan, masumiyet karinesini ihlal eden bu KHK’lere karşı AYM “OHAL KHK’leri Denetim Dışıdır” şeklinde bir tutum aldı. İlk derece mahkemeleri de sessiz kalmayı tercih etti. Ta ki bir KHK ile OHAL komisyonu “icat” edilene kadar yaklaşık bir buçuk yıl, işten atılan KHK’lilere, haklarını aramak için bir başvuru mekanizması sunulmadı. 23 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan komisyon ilk iade ve ret kararlarını 2018 yılında vermeye başladı. İki yıl için kurulan “bu KHK icadı komisyon” 23 Ocak 2022 tarihinde 5 yılını doldurmuş olacak. “İç hukuk yollarının tüketilmemesi için” AKP-AYM ve AİHM işbirliği ile icat edilen bu hukuk dışı aparat hak aranabilecek bir mahkeme değildir, çünkü bir mahkeme değildir.

Cumhurbaşkanlığı’na bağlı çalışan bu komisyonunun açıkladığı son “faaliyet raporuna” göre[3] komisyona başvuran 126 bin 783 kişiden 120 bin 703 kişinin “dosyası” incelenmiş ve bu kişilerden 104 bin 643 kişinin işlerine iade talebi ret edildi. Aradan geçen 5 yıla rağmen dosyası hala incelenmeyen 6 bin 80 kişinin olduğu ifade edilirken “dosyası incelenenlerin” yüzde 87’si işlerine iade edilmedi. İşine iade edilen yüzde 13’e (16 bin 60 kişiye) ise 8-10 milyar TL’ye yakın tazminat ödendi. İşlerine iade edilmeyen kişilere ise hukuki bir gerekçe sunulmadığı gibi gerekçe diye sunulan bazı hususların evrensel, uluslararası ve ulusal hukukta izahı yoktur. Süreç baştan sona hukuk dışı işlemekte ve kolektif bir cezalandırma uygulanmaktadır.

5-6 yıldan sonra OHAL komisyonundan ret alan KHK’liler Ankara’da görevli 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. ve 27. İdare Mahkemelerinde (OHAL Mahkemeleri) karara karşı itiraz edebilecektir. Her birinin yaklaşık 15 bin dosyayı incelemesi beklenen bu mahkemelerin de yavaş işlediği ve elden geldiğince iç hukuk yollarını “uzatmak” amaçlı olduğu görülmelidir.  Ret alan yüzbinden fazla insan şimdi yıllarca sürecek “OHAL Mahkemeleri” sürecini bekleyecektir.

Birgün OHAL hukuku, OHAL komisyonu ve OHAL mahkemeleri lağvedildiğinde ve evrensel hukuk ilkeleri esas alındığında işinden atılan yüzbinlerce insan işlerine elbette dönecektir. Bu hukuk dışı KHK’ler TBMM Genel kurulunda çıkarılacak tek bir kanunla, tüm sonuçları ile birlikte iptal edilecektir. Ancak tüm KHK’lilerin işlerine iade edilmesinin sadece maaş tazminatlarının karşılığı 130 milyar TL’nin üzerinde olacaktır. Maalesef işlenen bu hukuksuzluğun tek maliyeti maddi değildir.

Bazı zararlar asla tazmin edilemeyecek

Bu 5 yıllık süreçte telafi edilemeyecek hak ihlallerine maruz kalan on binlerce KHK’li oldu. Çalışma ve sosyal güvenlik haklarından hukuk dışı bir şekilde yoksun bırakılan KHK’lerden; aile, ekonomi ve sağlık durumları zarar görenlere dair kapsamlı bir çalışma yürütülmelidir. Mehmet Fatih Tıraş’tan en son Fatma Demirel’e, intihar eden KHK’li sayısının 100’ün üzerinde olduğu kamuoyuna yansıdı. İhraç edildikleri ve sistematik bir şekilde işsiz bırakıldıkları için her türlü işte çalışmak zorunda kalan KHK’lilerden iş cinayetleri sonucunda ölen kişi sayısı tam olarak bilinmiyor.

152 bin KHK’linin içinden doğal nedenlerle, intihar ederek, iş cinayetine maruz kalarak, hastalıktan veya diğer nedenlerle yaşamını yitirmiş KHK’li sayısı tam olarak bilinmiyor. Öte yandan öldüğü halde OHAL komisyonun işe iade ettiği kişiler var. Maalesef bir daha hiçbir işe gidemeyecek bu insanların listesi her geçen gün uzayacaktır;

  1. Zeynep Binen,
  2. Yurdal Gökçe,
  3. Ahmet Çoban,
  4. Atila Yalçıntaş,
  5. Mustafa Çamaş,
  6. Salman Taş,
  7. Yahya Barça,
  8. Emine Yürükçü,
  9. Mehmet Nasır Sönmez,
  10. Ömer Faruk Arsoy,
  11. Gökhan Açıkkollu,
  12.  Mücahit Karataş,
  13. Kazım Kurnaz,
  14. Bülent Uçar,
  15. Necdet Kalkan.

İsmi yukarıda listelenen KHK’liler, OHAL komisyonun işe iade ettiği “ölülerdir.[4]” Aslında iade edilen 16 bin 60 kişi içerisinden bu 15 kişi dışında, kaç kişinin yaşamını yitirdiği tam olarak bilinmiyor. Yine iade edilmeyen, ret alan veya dosya incelemesi devam eden kişilerden de kaç kişinin yaşamını yitirdiğini bilmiyoruz.

Basına ve kamuoyuna yansıyan ölüm, intihar vakaları dışında da birçok kişinin öldüğü biliniyor. OHAL komisyonunda “ince elemesi devam eden” veya OHAL mahkemelerinde “yargılaması” devam eden yüz binden fazla KHK’linin kaçı ölmeden adalet yerini bulacak? şeklindeki hak ve adalet arayışımız devam ediyor.

Bu haksızlık ve hukuksuzluk sadece KHKlilerin sorunu olmamalıdır. Hak, hukuk ve adalet mücadelesi verdiğini iddia eden herkesin bu haksızlık sistemine karşı “Biz ne yaptık?” sorusunu sorma vakti maalesef geçmiştir! (SO/AS)