Operasyonu Türklere süt tozu içirmekle başlattılar. Kaç nesli böyle yok ettiler

İKİLİ İLİŞKİLERİN SONUCU

Operasyonu Türklere süt tozu içirmekle başlattılar. Kaç nesli böyle yok ettiler


Operasyonu Türklere süt tozu içirmekle başlattılar. Kaç nesli böyle yok ettiler

Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başta Türkiye olmak üzere Avrupa ülkelerine yaptığı Marshall Yardımları ile ülkemize gönderilen ürünlerden biri de süt tozu oldu. İşte, bir tarım ülkesi olan Türkiye’de okullarda içilmesi zorunlu kılınan, çocukları gerçek sütten mahrum ayıran ve bir neslin zehirlenmesine yol açan süt tozunun hikayesi…

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’ne karşı güç dengesini elinde tutmak isteyen Amerika, başta Türkiye olmak üzere ekonomik anlamda zor günler geçiren Avrupa ülkelerine, Marshall Yardımları adı altında birtakım maddi ve gıda paketleri adı altında yardımda bulundu.

Tam 71 yıl öncesine kadar hayatında hiçbir şekilde süt tozu gibi bir ürünle karşılaşmamış olan Türk halkı, bir anda sofralarına gelen süt tozu ile kısa sürede tanışmak zorunda kaldı. Marshall Yardımları sırasında Türkiye’ye gönderilen süt tozunun bir diğer özelliği ise okullarda zorunlu kılınması oldu. O tarihe kadar süt tozunun ne olduğu bilmeyen Türk çocukları, bir anda doğal sütten koparak su ile karıştırılacak içilen süt tozunu kullanmaya başladı. 17 Temmuz – 2 Ağustos 1945 tarihinde Birleşik Krallık, SSCB ve Amerika Birleşik Devletleri arasında düzenlenen Potsdam Konferansı’nda görüşülen önemli konulardan birisi de Türk Boğazları konusu olmuştur.

İKİLİ İLİŞKİLERİN SONUCU

18 Temmuz gecesi yemekte Sovyetler Birliği lideri Stalin, Birleşik Krallık lideri Churchill’e, Türkiye-SSCB arasındaki bir ittifakın ancak aralarındaki anlaşmazlıkların çözülmesiyle mümkün olacağını, fakat Türkiye’nin Kars ve Ardahan’ı SSCB’ye geri vermeyi, Montreux Antlaşması’nı tartışmayı reddettiğini söyledi. Daha sonra 23 Temmuz gecesi başka bir yemekte Stalin, Churchill’e “Eğer Marmara’da bize tahkim edilmiş bir pozisyon vermeniz mümkün değilse o zaman Dedeağaç’ta bir üs alamaz mıyız?” diye sorarak Boğazların denetimi ile ilgili niyetini açıkça dile getirdi. Churchill, Boğazlarda SSCB’nin istediği yönde bir düzenlemeyi desteklediğini ama bunun Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanıma koşuluna bağlı bulunduğunu söyledi.

suttozu-650x488.jpg

SSCB'nin tavrı ve ABD çıkarlarına ters istekleri üzerine Potsdam Konferansı’ndan kısa bir süre sonra, ABD’nin Boğazlarla ilgili politikası görüşmelerin sonunda değişmiştir ve ABD Türkiye'yi destekleme kararı aldı. ABD'nin destek kararına dönemin Türkiye hükümeti ABD lehine taraf olmuş ve böylece ikili ilişkilerde büyük gelişmeler oldu. Bu durum Marshall Planı doğrultusunda ABD'nin Avrupa ülkelerine yaptığı Marshall yardımlarını da kapsayan günümüz ABD-Türkiye ilişkilerine dek sürdü.  

8 Ekim 1948 tarihinde Marshall Planı imzalandı ve Türkiye ilk kez Dünya Bankası’na 50 milyon dolar borçlandı. O zaman 1 dolar 1 Türk Lirası değerindeydi. İlk borçlanma gerçekleşmiş Amerikan yardım programı ağını örmeye başlamıştı.

Marshall Planı, 1957 yılında noktalansa da Türkiye’de süt tozu tüketimi uzun yıllar daha devam etti.

SÜT ÜRETİCİSİ DARBE ALDI

O dönemde süt tozlarının piyasaya sürülmesi, süt üreticisine de darbe vurdu. Nitekim, aynı dönemde sütün litresinin 100 kuruş olduğu, süt tozlarının kilosunun ise 30 kuruşa satıldığı kaydedildi. Hatta süt tozunun topluma yayılması açısından, okullarda da teşviki sağlandı. Öğrenciler, sınıflarda sıralara girerek süt tozları tüketmeye başladı.

sut-toozu-1.jpeg

(Öğrenciler, Amerikan yardımı olarak yurda gelen sulandırılmış süt tozlarını içmek için sıradalar, 1960’lar.. Ankara)

DAHA UZUN RAF ÖMRÜ VAR AMA

Süt tozu ilk olarak Rus Doktor Osip Krichevsky tarafından 1802 yılında üretildi. Ülkelerin giderek gelişmesi ile birlikte ürünlerin saklanması ve taşınması konusunda maliyet yüksekliğinin olması bu tür bir maddenin üretilmesini beraberinde getirdi. Zira yaklaşık yüzde 87’si su olan sütün kurutulması ile birlikte ürün taşıma sayısı artarken maliyetler de düştü.

Bununla birlikte suya sahip olmaması sebebiyle mikroorganizmalardan korunmasına gerek kalmadığı için soğutmalı kamyonda taşınmasına gerek olmuyor ve bu da maliyetleri daha da düşürüyordu. Bu kurutma işlemi ile birlikte raf ömrü bir yıl kadar uzadığı için süt tozunun süte oranla daha fazla tercih edildiği söylendi.

icerken.jpg

Süt tozunu elde etmek için en çok kullanılan şey sprey kurutucular olarak karşımıza çıkar. Bu noktada yağlı ya da yağsız süt kullanılıyor. Sütün pastörize edilmesinin ardından buharlaştırıcılar kullanılarak yüzde 50 katı madde oranı kalana dek koyulaştırıldıktan sonra sprey kurutucuların yardımıyla birlikte toz haline getiriliyor.

KÖTÜ KOLESTROLÜ ARTIRIYOR

Sütün içinde yer alan sıvı, protein ve buna benzer ürünler yok edilmeden alındıktan sonra belirli basınç ve ısı ortamı dahilinde buharlaştırılarak süt tozu elde edilir. Böylelikle sütten 10 kat daha hafif olan süt tozu elde edilmiş olur. Öyle ki 10 lire süt, 1 kilogram süt tozuna denk gelir. Her ne kadar bazı uzmanlar tarafından saf süt tozunun sütten farklı bir zarar ortaya koymadığını söylese de kolesterolü arttırması ve aşırı yağ kazandırması gibi sebeplerden dolayı da zarara yol açtığını söyleyen uzmanlar bulunuyor. Bir tatlı kaşığı kahve her ne kadar 1 ya da 2 kalori olsa da kahve kremasından bir tatlı kaşığı kadar koyulması halinde 30 – 35 kalori ilave edilmiş oluyor.

toz-yeni.jpg

Kaynak Yeniçağ: Operasyonu Türklere süt tozu içirmekle başlattılar. Kaç nesli böyle yok ettiler