Ordumuzu ABD ve Rus orduları koruyacak

Özal beni çağırınca yanına oturdum, hemen sordu, "Yüksekova'da yapmıştın askerliğini, terör oldu mu?"

Ordumuzu ABD ve Rus orduları koruyacak




Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başbakanlığının 1. Yılı idi. 5 Ağustos 1984 akşamı saat 21.30'da Eruh'ta Erzincanlı Jandarma Onbaşı Süleyman Aydın şehit oldu. Bu silahlı eylem ile kahpe terör örgütü PKK adını ilk kez duyurdu.

8 Ekim 1984'de ise alçak PKK ikinci saldırısını Şemdinli ilçesindeki Jandarma karakoluna yaptı. Bir Yüzbaşı, bir astsubay ve bir erimizi Şehit etti.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi kardeşim köşe yazısında Şemdinli'ye giden başbakan merhum Turgut Özal'ı hatırlattı. Ben de Özal'ı izlemiştim ki Günaydın Gazetesi arşivimde yer alan haberlerimin kupürlerimi kendisine gönderdim.

O günleri anımsatayım.

ANAP kurultayında Özal'ın MKYK listesine karşı liste basıldığını haber yapmıştım ki Kırıkkale delegesi, kim talimat verdi ise bana yumruk attı. Araya giren Günaydın muhabiri Dursun Gündoğdu'yu da tek yumrukla yere yıktı.

Tüm gazeteciler protesto ederek kurultayı terk edip Atatürk Spor Salonundaki TSYD Ankara şubesinin odasında toplandık.

Özal konuşması bitince yanımıza gelip benden ve Dursun kardeşimden özür dileyerek eyleme son vermemizi istedi.

Özal'a, askerliğimi Komando Asteğmen olarak yaptığımı yumruk yemediğimi söyledim.

Şemdinli olayına döneyim tekrar.

Şemdinli-Van yolunda merhum Özal beni çağırınca yanına oturdum, hemen sordu, "Yüksekova'da yapmıştın askerliğini, terör oldu mu?"

Bir çavuşumu kollarımda şehit verdiğimi 3-4 çatışma da yaşadığımı söyledim.

Özal detayları sorunca Ankara'ya gidince çağırın anlatayım dedim.

Şemdinli'de kendisine anlatılan doğa koşullarının az söylendiğini belirttim ki Özal bir "tampon bölge" hedefinden ilk kez söz ederek şunları söyledi:

"Doğunun sorunlarını biliyoruz. Bunların çözüm yollarını da biliyoruz. Bu nedenle Doğu'ya yatırımı teşvik ediyoruz.

Buradaki yatırımlar gerçekleştikçe, iş sahaları açıldıkça, sınırda yaşayan vatandaşlar ekonomik nedenlerle içerlerdeki iş sahalarına göç edeceklerdir. Böylelikle sınır bölgelerinde yoğunlaşan olaylar halkın boşalması ile son bulacak."

Türkiye'nin hali

Değerli okurlarım,

Ne yazık ki Özal'ın tampon bölge projesi ve arzu ettikleri, 1984'den bu yana 35 yıldır hiçbir siyasi iktidar tarafından maalesef yapılamadı.

Doğu ve Güneydoğu'ya fabrikalar kurulamadı, istihdam sağlanmadı, gelişmişlik ülkemizin batısında olan seviyenin binde biri kadar olmadı.

PKK ile mücadele Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman Mehmetçiklerine bırakıldı.

Muş ili Hasköy ilçesinde kurulan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan bir geri dönüş fabrikasının nasıl yok olduğunun hazin öyküsünü de yakında yazarım inşallah.

Konumuza dönecek olursak Türkiye'nin içinde bulunan şu halini sizlere sunmam gerekli.

Suriye'nin kuzeyinde, Fırat'ın batısında Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 adet gözlem noktası var.

Geçtiğimiz günlerde 8 numaralı gözlem noktamıza ikmal götüren askeri konvoyumuz Rus savaş uçağının füzesi ile durduruldu, 3 sivil hayatını kaybetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rus mevkidaşı Putin'i telefonla aradı. Rusya, "Üzüntünüzü anlıyoruz" açıklaması yaptı.

FOX ana haberde şu haberi duyunca şoke oldum.

Rus ordusu, Türk ordusunun Suriye'deki gözlem noktalarını kuşatarak "koruma" altına almış.

Açık söyleyeyim, benim için ikinci şok Fırat'ın doğusunda Amerikan askerleri ile birlikte "Güvenli bölge" kuracak olmamızdır.

AKP iktidarı da muhalefet de Amerika ile yapacağımız ve adı "müşterek harekat" olan bu projeyi destekliyor.

Peki, Türkiye'nin PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütü ile mücadelesi ne olacak?

Bu alçak teröristler mevzilerini terk ediyorlarmış mevziler kapatılıyormuş…

Televizyonlar büyük bir başarı gibi veriyorlar.

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika'nın PYD/YPG'ye verdiği 10 binlerce TIR dolusu ağır silah, mühimmat, zırhlı aracı geri alması gerektiğini olmazsa olmaz şart olarak söylememiş miydi?

Söylemişti, ama sonuç ne oldu?

Amerika YPG'yi 30 kilometre dışına çekiyor, hiçbir silahı da toplamıyor. Hatta müttefiki terör örgütüne yenilerini vermeye de hala devam ediyor.

Erdoğan, "Bir gece ansızın gideriz" demiş miydi?

Demişti, ama sonuç ne oldu?

Türkiye, Amerika ile "randevulaştı."

Fırat'ın doğusuna "müşterek" giriyoruz ki amaç "güvenli bölge."

Güvenli bölgede Amerikan ordusu müttefiki YPG saldırısından Türk ordusunu koruyacak.

YPG'yi Türk ordusunun saldırısından ise Amerika ve Rusya koruyacak.

Peki, Türkiye'yi tehdit eden ve "beka sorunu" denilen PKK/PYD/YPG terör örgütünü nasıl yok edeceğiz?

Türk ordusunu;

- Fırat'ın batısında Rus ordusu,

- Fırat'ın doğusunda Amerikan ordusu koruyacak…

Sonuçta, Amerika ve Rusya PYD'ye "Özerk Kürt Bölgesi" kuracak.

İşte fotoğraf budur…

Kaynak Yeniçağ: Ordumuzu ABD ve Rus orduları koruyacak - Orhan UĞUROĞLU