Örgütün haberi olmadan bu eylemler yapılamaz!

İstihbaratçı Hanefi Avcı, bombalı eylemi SÖZCÜ'ye anlattı:

Örgütün haberi olmadan bu eylemler yapılamaz!


Örgütün haberi olmadan bu eylemler yapılamaz!

Hanefi Avcı, Mersin ve İstanbul’daki terör saldırılarının, örgütün belli bir dönem için planladığı eylemler olduğunu söyledi. “Yenilerini batı illerinde akla gelmedik yolla deneyebilirler” dedi.

İstihbaratçı Hanefi Avcı, bombalı eylemi SÖZCÜ'ye anlattı:

Mersin ve İstanbul-İstiklal Caddesi'ndeki eylemleri Suriye'den gelen teröristler gerçekleştirdi. İstihbaratçı Hanefi Avcı, modern anlamda sınır güvenliğimizin kurulmadığını söyledi ve kaçak geçişlerin nasıl yapıldığına dair şu bilgileri paylaştı: “Yabancı bir ülkeye illegal yollarla geliyorsanız bir rehber öncülük yapmazsa olmaz. Zaten örgütsel işleyişte de, militan bir yere gönderiliyorsa, karşı tarafta onu karşılayan, kabul edecek kişi, örgütün sistemi vardır. Yoksa kendiliğinde gelmesi, bulması kolay değil. Yakalanmaması için  mutlaka örgütsel destek vardır.”

Genellikle gönderilen kişi gittiği ilde örgütle kontak kurar. O elemanın dediği talimatlarla hareket eder. Örgüt grubu merkezi,  aldığı talimatlara göre bu kişiyi yönlendirir.

MOBESE ÇOK ÖNEMLİ

Ülkemizde MOBESE sisteminin kurulması, Hollanda'da, kameralar kullanılarak cinayetin nasıl çözüldüğün Türk heyetine anlatması etkili oldu. Avcı konuyle ilgili şunları şöyledi: “Özellikle uyuşturucu kaçakçılarını takip etmek için bu sistem son derece önemli. Daha önceleri yol güzergahında tedbir alarak yakalamaya çalışıyorduk. Bugün her ilde bir MOBESE merkezi var. Hatta İstanbul'un tüm ilçelerinde herkes kendi bölgesini izliyor. Belli kavşaklara belli yol güzergahlarına plaka okuma sistemi konur. Gelip geçen araçların plakasını okur. Ama özellikle yakalaması, cezası olan plakaları okuduğu zaman alarm üretiyor.”

İstiklal Caddesi'ndeki bombalı eylemin örgütün en üstündeki kişilerin haberi, talimatı olmadan yapılamayacağına dikkat çeken Avcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘YÜZDE YÜZ HABERİ VAR'

“Eylem emri, gelişi güzel verilecek bir karar değil. Bu eylem de planlı. O açıdan bu eylemden örgüt merkezinin yüzde yüz haberi vardır. Örgütün dışında bir odağın işbirliği yapması imkansız. Ama bazı olaylar birçok kişinin hesabına yarar, bu hesabına yaraması onla işbirliği yaptığı anlamına gelmiyor. Sivil hedeflere yönelik eylemi hiç kimse tasvip etmez. PKK'nın uzun süredir kendini dünyaya masum gösterme anlayışı vardı. ‘Üzerime gelinemezse sivillere eylem yapmıyorum' diye ortaya çıkıyor. Dolayısıyla böyle bir eylemi üstlenmesinin imkanı yok. Bu örgütün belli bir dönem için aldığı bir kararın icrasına benziyor. Mersin ve İstanbul'daki olayla birlikte örgütün batı illerinde sivil hedeflere yönelik eylemler yapacağı manasına gelir.”

‘HALK DİKKAT ETMELİ'

“Örgüt, belli bir dönem için eylem kararı alır ve bunu uygular” diyen Avcı sözlerini şöyle tamamladı: “Benzer eylemlerin  farklı illerde de farklı şekillerde de meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Örgüt böyle bir karar aldıysa, fırsat buldukça bu tür eylemleri dener. Bizim göremediğimiz buna benzer bazı olayları da emniyetin önceden engellediğini düşünüyorum. Terör örgütü, akla gelmeyecek her türlü yöntemi dener, akla gelmeyecek her türlü  sistemi kurmaya çalışır. Çok dikkatli olmak zorundayız.”

Yazarımız Saygı Öztürk'e gündemi değerlendiren Hanefi Avcı, terörün en azgın döneminde Diyarbakır ve İstanbul'da istihbarat şube müdürlüğü, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcılığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı ile Edirneve Eskişehir'de emniyet müdürlüğü yaptı. Emniyet içindeki Fethullahçı yapılanmayı yazdığı kitapla gündeme getirince kumpasa uğradı ve cezaevine kondu. İktidarın terörle mücadele politikasını eleştirince Emniyet Müdürlüğü rütbesi alınmıştı.

Sorguda neler yaşanıyor?

Avcı, eylemden sonra yakalanan teröristlerin ruh halini ve sorgu sürecinde neler yaşandığını şöyle anlattı: “Önce kendisini suçsuz göstermeye çalışır, ‘olay yerinde yoktum. Ben değildim' der. Ama kendisi olduğu kamera kayıtları ispatlanırsa bu defa bunu masum göstermeye çalışır. ‘Gittim ama o amaçla gittiğimi bilmiyordum' der. Eylem amacıyla gittiğini ispatlamaya çalışırsınız. Bu sefer, ‘Bana bir paket verildi; birine teslim edecektim. Kişi gelmeyince öyle oldu' der. Öyle olmadığını ispatlarsanız bu defa  o kişi masumluğunu anlatmaya çalışır. Yani her seferinde ifadesi değişir. Siz bu ifadeleri teker teker kamuoyuna vermeye kalkarsanız kamuoyunun kafası karışır tereddüt duymaya başlar.”

Bir olay nasıl aydınlatılıyor?

Olay sonrası kişinin nereye gittiği, kimlerle temas ettiği, hangi semte gittiği, hepsini tek tek takip etmenin belli oranda mümkün olduğunu kaydeden Avcı, şöyle devam etti: “Araca bindiği zaman aracın plaka okuma sistemi suretiyle gittiği yeri takip etmek mümkün. Elinde telefon varsa telefonun baz istasyonuna bakarak o bölgedeki kamera görüntülerine bakarak  bir kişinin olaydan sonra, hatta diyelim ki size bir ay sonra bile söyleseler bir ay önceki olayı bile böyle kişileri peşinden takip ediyormuş gibi olay yerine gelmesi gitmesini tek tek görebilirsiniz. Daha geriye giderek çalıştığı iş yerini 3 ay öncesinde kimlerle görüştü takip etmek izlemek mümkün.”

SÖZCÜ