Orhan Uğurluoğlu, Ak Partilileri bekleyen büyük tehlikeyi yazdı
Ak Parti'ye FETÖ Operasyonu göstere göstere geliyor...
Fethullah nerede? Savcılar nerede?
AKP'lilerin itirafları peş peşe yağıyor… Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları görüyor, duyuyor, okuyor ve maalesef uyuyor… AKP'lilerin itirafları, birbirlerini FETÖ'cülükle suçlamaları, kahramanlarımız Türk askerlerine kurdukları kumpasları anlatmaları karşısında cumhuriyetin koruyucu gücü savcılar neden harekete geçmiyor?
7 yıl önce attığı Tweet mesajlarını bulup hakkında iddianame hazırlayarak 9 yıl hapis cezası verdikleri CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu suçlu da;
Türk askerine kumpas kurulduğunda "davaların savcısıyız" diyen AKP'liler suçsuz öyle mi?
CHP'li olunca aç eski defterleri, AKP olunca kapat defterleri…
Bu ne korku? Bu ne sorumsuzluk?
Cumhuriyet savcıları için bunun adı; görev ihmalidir…
Nokta.
AKP Diyarbakır eski milletvekili Abdurrahman Kurt itiraf etti:
"Amerika, AKP cemaat üçümüz ortak askeri vesayeti yıktık"
AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı itiraf etti:
"Evet, kol kola yürüdük... Bunu fantezi olsun diye yapmadık. Darbeci Kemalist zihniyeti ortadan kaldırmak için FETÖ ile ittifak yaptık.
Eğer ki AK Parti, FETÖ'yle bürokraside geçmişte kol kolaydı diyorsanız;
Bunu farklı darbecileri tasfiye etmek için yaptı.
Bir tarafta darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta FETÖ vardı. Bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldık.
Mesele budur. Bunu ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider yapabilirdi."
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi AKP'nin ağır topu Bülent Arınç itiraf etti:
"Masum değiliz hiçbirimiz...
Benim söylediğim sözleri Binali Yıldırım da, Bekir Bozdağ da, Sayın Recep Tayyip Erdoğan da söyledi. Çünkü biz dış görünüşüne bakarız. Kimsenin kalbini yarıp da bakmadık.
Eğer bizi aldatmışlarsa, bizi yanıltmışlarsa bu suç bizim değil…"
Mehmet Metiner köşe yazısında hem Arınç'ın itiraflarını yanıtladı, hem FETÖ'cülükle suçladı hem de itiraf etti:
"Kim inanır bilmem, ama ben inanacak kadar aptal değilim.
FETÖ'cülerin nasıl takiyeci olduklarını bilen bilir.
Televizyonda meydanı boş bulunca yağıp gürleyen o şahıs benim nazarımda FETÖ'nün amaçlarına hizmet eden ve siyasi hayatının her aşamasında FETÖ'cülere yardım ve yataklık eden biri olarak siyasi mevta hükmündedir.
FETÖ'nün siyasi emellerine nasıl hizmet ettiğine benim gibi binler tanıktır.
FETÖ hamiliğini bilmeyen yoktur.
"Biz bu faaliyetleri sezseydik kafalarını ezerdik. Ama 15 Temmuz'da bir faciayı yaşadık. Bu facianın yaşanabilir olduğunu kimse söylemedi."
Yalanın batsın senin…
Değerli okurlarım,
Hukuk fakültesi mezunu değilim ama olmam da gerekmiyor.
Çünkü bu itirafları okuyan, televizyonlarda dinleyen ilkokul diploması dahi olmayan vatandaşlar benim gibi der ki;
- Madem hiç biri masum değil, demek ki her biri suçlu…
- O halde hepsi yargılansın, hesap sorulsun…
Bu hesabı kim soracak?
- Muhalefet Türkiye Büyük Millet Meclisinde soracak, hukuken hesap sorulması için suç duyurusunda bulunacak…
- Gazeteciler televizyon programlarında, gazetelerde, köşe yazılarında gündem yaratacak,
- Türkiye Barolar Birliği ve barolar anayasal görevlerine dayanarak cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunacak,
- Vatandaş da seçim sandığında siyaseten sorumlu iktidar partisinden hesap soracak,
- Ve elbette cumhuriyet savcıları soruşturma başlatacak…
Değerli okurlarım,
Bu hesap sormalar yapılabilir mi
AKP +MHP = AKMHP olan Cumhur İttifakı, Meclis'te oy çokluğu ile hesap sorulmasını engelliyor, muhalefet partileri her nedense yargıya suç duyurusu yapmıyor…
Medyada her geçen gün baskı altına daha çok alınan özgür gazeteciler soruyor ama medyanın yüzde 90'ına hâkim olan yandaş medya görmezden geliyor
Özgür Barolar bölünmemek için büyük direnç gösteriyor ki, gündemlerinde mesleklerine sahip çıkma derdi birinci sırada olduğundan AKP'lilerin FETÖ suçlarının peşine düşemiyorlar…
Cumhuriyet savcıları ise siyasi iktidarın baskısı altında hesap soramıyor.
Evet, anladınız…
Demem o ki;
AKP'nin FETÖ'cülerle el ele Türkiye'yi 15 Temmuz'a mahkûm etmesinin hesabını siz değerli vatandaşlar seçim sandığında göreceksiniz…
Değerli okurlarım,
FETÖ'cülerle işbirliği yaparak devlet içinde "paralel yapı" kuran AKP'liler ne yazık ki 15 Temmuz hain darbe girişimin "1" numaralı sanığı Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesini sağlayamadılar.
Neden?
Klasörler dolusu belgeyi Amerikan başkanı ve yönetimine hem de İngilizceye çevirerek gönderdiler.
Başkan Trump dedi ki;
- "Yargı kararı gerekir…"
Bu durumda AKP iktidarının yapması gereken ne?
Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi için Amerika'da dava açmak değil mi?
Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına AKP iktidarı bu davayı açtı mı?
- Hayır, 4 yıldır dava açılmadı…
Neden?
AKP'lilerin son günlerdeki itiraflarını görünce bu sorunun yanıtına ancak soru ile yanıt verebilirim;
Fethullah Gülen Türkiye'ye getirildiğinde ya konuşursa?
Ya elele kurdukları kumpasların perde arkasını itiraf ederse?
Demem o ki;
AKP'liler Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesini asla istemezler…
Kaynak Yeniçağ: Fethullah nerede? Savcılar nerede? - Orhan UĞUROĞLU