Osmanlı Sarayı ve cariyelikten gelen Sultanlar
Kösem Sultan naibe sanıyla padişahlık yetkisini kullanan tek kadındır
Hürrem Sultan
Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’ı güzel olmasa bile, şirinliğiyle, öylesine büyülemişti ki, o öldükten sonra Kanuni’nin dul yaşadığı tahmin edilir. Kanuni Hürrem’e o kadar aşıktır ki, bir şiirinde mealen şöyle der: “Namaz kılarken Gece suresini okudum. Gece karanlığı aklıma simsiyah saçlarını getirdi. Namaz mı kıldım, ne yaptım, bilemedim.”
Hürrem Sultan, hoş bir kadın olduğu kadar yetenekliydi de. Bir kreatör, modacıydı. Portrelerine baktığımızda çok özel bir giyim tarzı görürüz. Hürrem’i bazı tarihçiler, muhteris, kendi oğullarından birini padişah yapabilmek için Rüstem Paşa’yı kullanan, Şehzade Mustafa’yı idam ettiren bir kadın olarak anlatır. Oysa Hürrem kendi çağında Kanuni’ye çok yakışır bir kraliçeydi. Yabancı krallar ve kraliçelerle ile görüşür, onlara hediyeler gönderir, misafir eder, onlara elleriyle gömlekler dikerdi. Beş çocuğunu da hasekiyken, yani tutsak kadınken doğursa da sonrasında Kanuni’ye dayatarak özgürlük belgesini almıştır. Sonra da nikahlanmaları zorunlu olmuştur. Kanuni de bu nikahı kıymış ve bunun üzerine Hürrem’e Sultan unvanı verilmiştir.
Kösem Sultan da acımasız anlatılır. Oysa Osmanlı’yı erken bir çöküşten onun otoritesi kurtarmıştır. Kocası I. Ahmed, ölünce tahta önce Mustafa, sonra üvey oğlu II. Osman, sonra Mustafa tekrar geçer. Osmanlı tahtı sürekli el değiştirmekte, kimse yerini koruyamamaktadır. Kösem’in büyük oğlu IV. Murad tahta geçtiğinde 11 yaşındadır. Kösem Sultan naibe sanıyla padişahlık yetkisini kullanan tek kadındır. Bu unvanla oğlu 18 yaşına gelene kadar devleti resmen idare etmiştir. IV. Murad otoriteyi ele geçirdikten, hatta oğlu 27 yaşında öldükten sonra da etkili olmuştur. Çünkü IV. Murad’ın oğlu yoktu. Bu yüzden Kösem Sultan, küçük oğlu İbrahim’i, ağabeyine rağmen korumuş, onu Saray’ın en izbe yerlerinde saklamayı başarmıştır. IV. Murad onu da diğer üç kardeşi gibi öldürseydi Osmanlı’nın soyu bitecektir. İşte Kösem Sultan bunu engellemiştir.
Psikolojik sorunları olan İbrahim tahta geçtikten sonra da onu kontrol etmek için çok uğraşmıştır. Sultan İbrahim, İstanbul’u adeta haraca kesince ulema bir taht değişikliği zorunlu der. Ama Sultan İbrahim’in en büyük oğlu sadece 6.5 yaşındadır. Ulema bu durumu Kösem Sultan’la yüz yüze konuşur. Bu çok önemlidir. Çünkü yetkinin Kösem Sultan’da olduğunu gösterir. Kösem Sultan değişikliği kabul eder. Ancak, ulema şehzadeyi Fatih Camii’nde tahta oturtmak ister. Kösem Sultan, “Şimdiye kadar camide biat olmamıştır, toplanın buraya gelin, işte taht kapısı…” der. Yani Kösem Sultan, siyasetin laik temele dayanmasını vurgulayan ilk kişidir. Taht değişikliği camide yapılmış olsaydı, idare camiye geçmiş olacaktı ki Kösem Sultan buna izin vermemiştir. Daha sonra Sultan İbrahim’in hapsedildiği yerden tekrar tahta geçirilmesi için entrikalar yapıldığında, Kösem Sultan yine devletin geleceği için kendi oğlunun idamına da göz yummuştur.
Mihrimah Sultan
Mihrimah Sultan, Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kızıdır. Osmanlı kadın sultanlarının en zenginiydi. İki büyük külliye yaptırmıştır, biri Üsküdar’da, diğeri Edirnekapı’da. Bazı tarihçiler bunu şöyle yorumlar: Mihr güneş, mah ay demektir. Yani güneşin ve ayın doğup battığı yerlere külliye yaptırmıştır. Üsküdar’da ayrıca bir de sarayı vardır. Kocası Rüstem Paşa da Osmanlı’nın en zengin devlet adamlarından biriydi. Öldüğünde malvarlığındaki mücevherler taneyle değil, okkayla hesaplanmıştır.
Nurbanu Sultan
Safiye Sultan
Hatice Sultan
KAYNAK: https://birsence.com/osmanli-sarayi-cariyelikten-gelen-sultanlar/