Özel Röportaj | Altuğ Çelikbilek
Kariyer yılın olan 2019’dan sonra nasıl bir Altuğ bekliyor bizleri?
Altuğ Çelikbilek, 2018 yılını ATP klasmanında 419 numara olarak kapatmıştı. An itibariyle 332 numaraya kadar yükselen Altuğ; teklerde Türkiye iki numarası, çiftlerde ise Türkiye bir numarası konumunda. Kariyer sezonunu geçiren 23 yaşındaki tenisçi, Doğukan Dilber’in sorularını yanıtladı.
Tenise nerede ve nasıl başladın?
Beş yaşında, Antalya Tenis İhtisas Kulübü’nde başladım. Babam Kemal Çelikbilek, Milli Takım antrenörü olduğundan antrenmanları izleyerek tenis oynamaya başladım.
Bu yılın ortalarına kadar Futures turnuvalarında yer aldın. Yılın ikinci yarısında Challenger turnuvaları oynamaya başladın. Bu süreç planladığın gibi mi ilerledi?
Aslında her sezona Challenger elemeleri oynayarak başlamak istiyordum. Fakat yeni sistemden dolayı Challenger elemeleri kalktı ve ana tabloya sıralamam yetmedi. Bu yüzden sezona Future turnuvaları oynayarak başladım ve iki turnuva kazandım. Bu puanlarla Challenger turnuvalarında oynamaya başladım ve çok iyi olmasa da fena olmayan sonuçlar aldım.
Antalya Open kariyer zirvesini yaptığın turnuva oldu. Ernests Gulbis galibiyeti, ATP turundaki ilk ana tablo galibiyetindi. Aynı zamanda Türk tenisinde bunu başaran ikinci isim oldun. Sonraki turda geçen senenin şampiyonu Damir Dzumhur’u elinden kaçırdın. Bu turnuvanın kariyer planlamanda ve tenise bakış açında yarattığı değişiklikler nelerdir?
Her zaman üst seviyede tenis oynayabileceğimi biliyordum ama bu galibiyet buna daha da inanmamı sağladı. Antalya’da evimde kazanmış olmam, galibiyetin daha da güzel olan kısmıydı. ATP turunda oynamak her zaman daha zevkli ve daha heyecanlı, sonuçta dünyanın en iyileri orda. Turnuvada aldığım bu sonuçlar planlamamı değiştirmedi. Sonuçta Challenger turnuvaları oynamaya devam ediyorum ve ATP seviyesine geçmem için öncelikle bu turnuvalarda daha iyi sonuçlar almam lazım.
Bu sene Davis Cup’ta Milli Takım’ı sırtladın. Teklerde aldığın iki galibiyet Danimarka karşısında seriyi kazanmamızı sağladı.
Hayatımda yaşadığım en iyi histi beşinci maçı kazanmak. Ülken için oynamak çok daha farklı bir his. Sonuçta bireysel spor yapıyoruz ve milli maclar ya da takım maçları benim için her zaman daha özel oluyor. Ayrıca milli maçlar her zaman daha stresli ve daha yoğun geçiyor. Ama bu sene ve son beş altı senedir yakalanan güzel takımdaşlık ve herkesin kort içi ve kort dışında her şeyini vermesi, bu stresin üstesinden gelmemizi kolaylaştırıyor.
Bu yıl Almanya’da bir tenis kulübünde de antrenman yapıyorsun. Ülkemizle kıyasladığın zaman çalışma, antrenman vb. konularda ne gibi farklılıklar gördün? Bu yılki performansında, orada çalışmanın katkısı hangi seviyede?
Öncelikle ben İstanbul’daki Soul Tenis Akademisi’nde çalışıyorum. Turnuvalarda Tobias Hinzmann bana eşlik ediyor. Bu sebeple bazı haftalar antrenmanlarımı Almanya’daki Hamburg Tenis Federasyonu’nun kortlarında yapıyorum. Önceki sene Slovakya’da çalışıyordum. Kıyaslama yapmam gerekirse, her şeyden önce bu işe her gün yüzde yüzünüzü vermeniz gerekiyor. Avrupa’da oyuncular ve antrenörler bunu her gün ve her dakika bizden daha iyi yapıyorlar. Bunun dışında inanılmaz farklar yok. Herkes işiyle ilgileniyor ve en önemlisi işini tam yapıyor. Geçen sene ve bu sene buralarda edindiğim tecrübe ile daha profesyonel olduğumu düşünüyorum. Hâlâ çok eksiğim var ama her sene daha iyiye gidiyorum. Avrupa’da antrenman yapmanın bana en büyük getirisi bu oldu.
Kasım, Challenger turnuvalarının son ayı. Bu ay katılacağın bir turnuva var mı, programın nasıl? Antalya Open’dan sonra hedefinin Grand Slam’lere katılmak olduğunu açıklamıştın.
Antalya Open’dan sonra hedefim Grand Slam elemeleriydi. Çünkü o hafta Challenger seviyesinde iyi sonuç alabileceğimi düşündüm. Aslında iyi sonuçlar da aldım. Ama Grand Slam turnuvaları için bir Challenger finali veya Challenger şampiyonluğu gerekiyor. Bunu henüz başaramadım. Bu yüzden kasım ayında bir hafta Future turnuvası oynayıp, sonrasında iki Challenger turnuvası ile sezonu en iyi şekilde kapatmak istiyorum. Umarım bu iki Challenger turnuvasında en azından bir final yapabilirim. O zaman seneye Avusturalya Açık elemelerine girme şansım çok artar. Şu an sezonu en iyi şekilde kapatıp seneye hazırlanmak istiyorum.
Kariyer yılın olan 2019’dan sonra nasıl bir Altuğ bekliyor bizleri?
Hedefim 2020’de daha istikrarlı ve daha iyi sonuçlar almak. Umarım başarılı olurum.