Papa’nın Irak ziyareti, BOP ve milliyetçilik

DIŞ POLİTİKA NASIL YAPILIR?  

Papa’nın Irak ziyareti, BOP ve milliyetçilik




Barış Doster
Barış Doster

Papa’nın Irak ziyareti, BOP ve milliyetçilik

Papa Francis’in Irak ziyareti nedeniyle basılan hatıra pulunda, Türkiye ve diğer komşu ülkeler parçalanmış olarak gösterildi. Türkiye tepki gösterdi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), pula ilişkin “Henüz hükümet tarafından onaylanmadı” dedi. Bu ziyareti ve hatıra pulunu; ABD emperyalizminin politikalarından, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) hedeflerinden, bölgenin enerji kaynakları üzerindeki rekabetten bağımsız düşünemeyiz...   

Şunu bilelim: Papa, sadece dini bir lider değil. Aynı zamanda siyasi bir lider. Vatikan’ın muazzam ekonomik gücü, dünya çapındaki etkisi malum. O nedenle Irak gezisi, sadece dini boyutuyla ele alınamaz. En az onun kadar politik, diplomatik boyutu var. Türkiye’de ABD’nin Irak’ı işgalini destekleyen partileri; BOP kapsamında eşbaşkan olunan günleri; sonradan adı Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) olarak değiştirilen projeye verilen desteği düşününce; ne kadar yanlış işlerin yapıldığı, bugün daha iyi görülüyor.  

Anımsayalım. Türkiye; Bağdat hükümetini yok sayarak, Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani’yi destekliyor, muhatap alıyordu. Onu devlet başkanı protokolüyle karşılıyor, ağırlıyor, uğurluyor, bayrağını dalgalandırıyordu. AKP kongresinde kürsüde alkışlarla selamlıyordu. Diyarbakır’da mitingde sahneye çıkarıyordu. Sonuç ortada. Ankara; Barzani’ye yönelik tutumunu, Kuzey Irak’ta bağımsızlık referandumu yapılınca değiştirdi. Son dönemde ilişkilerin yumuşaması için karşılıklı adımlar atılıyor. Barzani’nin İsrail’le yakın ilişkileri de biliniyor. İsrail; Kuzey Irak bağımsızlık ilan ederse, hemen tanıyacağını açıklamıştı. Bu bağlamda, Papa’nın ziyareti, bir süre daha tartışılacaktır. Ziyaret, ABD’nin yeni yönetimiyle, yeni arayışlarıyla birlikte değerlendirilecektir.  

DIŞ POLİTİKA NASIL YAPILIR?  

Türkiye’nin, güçlü bir dış politika birikimi vardır. Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dış politikası, dış politikaya ilişkin öğütleri, çizdiği yol haritası, bugün de geçerlidir. Uymak gerekir. Çünkü dış politika hata kaldırmayan bir alandır. Yapılan hatalar ya telafi edilemez veya çok zor, çok büyük ödünler pahasına telafi edilebilir. Güçlü, etkili, sürdürülebilir bir dış politika izlemek için de ulus devletin kıymetini bilmek; nasıl kurulduğunu iyi özümsemek; ulusal hassasiyetlere ulusalcı bir duruşa sahip olmak gerekir. Dış politikayla; yurt, ulus ve tarih bilincinin doğrudan ilişkisi vardır. Sıklıkla vurguladığımız üzere; ulusalcı olmayan bir solculuğun da solcu olmayan bir ulusalcılığın da yurdumuzda başarılı olması mümkün değildir.  

Kalpaksız Kuvayı Milliyeci Uğur Mumcu’nun şu tanımı; milliyetçiliğin bağımsızlıkçı yönünü, yeraltı kaynakları konusundaki tavrını, iktisadi boyutunu çok iyi özetler:    

“Milliyetçilik; bu topraklar üzerinde yaşayan insanlarla, bu toprakların altındaki doğal kaynaklara sahip çıkmak demektir. Boraks, bu konunun en duyarlı örneğidir. Kim milliyetçi, kim değil, kim yurtsever, kim işbirlikçi, yani komprador, bunları boraksın öyküsünden çıkartmak kolaydır. Petrolümüz yok, çıkartamıyoruz. Hiç olmazsa anamızın ak sütü gibi helal olan bu boraksa sahip çıkalım, hiç olmazsa buna! Milliyetçilik budur efendiler, budur.” (Cumhuriyet, 07.11.1981)

BARIŞ DOSTER / CUMHURİYET