Paris ve Berlin Ukrayna Krizi İçin Harekete Geçiyor
ABD ve Avrupa arasında üç görüş ayrılığı
Avrupa Birliği dönem başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'nın NATO üyeliği ve Rusya'ya yaptırımlar konusunda birlik sergileyemediği için müzakerelerde etkili olamayan AB'nin, Rusya'nın "yalnızca ABD ile masaya oturma" yaklaşımına rağmen, Avrupa'nın da müzakerelere katılması için kulis yürütüyor.
Özellikle ikili müzakelerde tıkanma olması durumunda, "Normandiya formatını" devreye sokmak isteyen Macron, diplomasi baş danışmanı Emmanuel Bonne'u Washington'a gönderdi. Fransa Cumhurbaşkanı önümüzdeki Salı günü de Berlin'e giderek Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşecek. Ardından Scholz'un Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile biraraya gelmesi bekleniyor. AB Dışişleri Bakanları ise Pazartesi günü toplanarak krizi değerlendirecek.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in, Rus Bakan Sergey Lavrov ile Cenevre'de görüşmeden bir gün önce, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Fransız bakan Jean Yves le Drian ve İngiliz bakan James Cleverly ile bir ön görüşme yaptı. Ancak burada ABD ve İngiltere ile Almanya ve Rusya arasında krize ilişkin görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Biden yönetiminin "Avrupa olmadan, Avrupa hakkında karar alınmayacak" garantisine son derece büyük bir dikkatle uymasına rağmen müzakerelerde belirsizliğin sürmesi, Paris ve Berlin'i harekete geçirdi.
ABD ve Avrupa arasında üç görüş ayrılığı
Le Monde gazetesinin Fransız diplomatik kaynaklara dayandırarak verdiği haberinde, Amerikalılar ve Avrupalılar'ın, "NATO genişlemesinin dondurulması" da dahil olmak üzere Rus taleplerinin çoğunu reddetme konusunda ortak tavır sergilemesine rağmen, üç ana alanda farklı yaklaşımlara sahip olduğunu yazdı: "Ukrayna'yı saran tehditlerin gerçekliği, krizin tırmanması durumunda nasıl bir yaklaşım sergileneceği ve son olarak en hassas konu olan Rusya'ya ne tür yaptırımların uygulanacağı."
Avrupa, ABD'nin, "Rusya'nın her an saldırabileceği" şeklindeki alarm veren yaklaşımını desteklemiyor. Le Monde'a konuşan Elysee Sarayı diplomatı, "ABD ile aynı askeri hareketliliği görüyoruz. Aynı kamyon, tank, silah ve personelin sınıra yığıldığını tespit ediyoruz. Ama bu gördüklerimizden bir saldırının yakın olduğunu çıkarmamız mümkün değil. Belki ABD ve İngiliz müttefiklerimiz, saldırının yakın olduğunu söylemelerine izin veren başka istihbaratlara sahip. Ancak bu durumda, bunları bizimle paylaşmaları gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı Macron'a yakın bir diplomatik kaynak ise, "Kontrolsuz bir kıvılcım oluşmasından korkuyoruz. Üstelik bizimle istişare çabalarına rağmen belirsizlik sürüyor. Ukrayna'ya yönelik bir Rus saldırısı olursa, biz sorumluluklarımızı üstlenmeye hazırız. Cumhurbaşkanı Macron bu konuda çok net konuştu. Ama ABD'li müttefiklerimizin ne yapacağını henüz bilmiyoruz. Askeri olarak yanıt verecekler mi? Joe Biden'ın 'Küçük bir saldırı olacağı, bu durumda Batı'nın tepkisinin de ölçülü olacağı' yönündeki sözlerini Beyaz Saray düzeltti. Amerikalılar'ın ne yapmaya hazır oldukları konusunda netliğe ihtiyacımız var" dedi.
ABD ve Avrupa arasındaki gerilimlerin bir başka kaynağı ise yaptırımlar. Fransız medyası, Paris için "bankalara veya büyük Rus şirketlerine yönelik" misilleme önlemlerinin sadece "varsayım" olduğunu, Rusya'nın bankacılık işlemlerini organize eden Swift sisteminden dışlanması ya da ABD'nin önerdiği gibi, Kuzey Akım 2 projesinin dondurulmasıyla ilgili de hiçbir anlaşma olmadığını yazdı.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, bu konudaki sorulara, "Birlik olmak, müttefiklerin her konuda aynı düşündükleri anlamına gelmiyor" yanıtını vermekle yetindi.
Avrupa'da bölünme
Rusya ile ekonomik ilişkileri ABD'den çok daha büyük olan Avrupalılar, bu ülkeye uygulanacak ekonomik yaptırımların bedelini ağır ödemekten de korkuyor. AB Dışişleri Bakanları'nın Brest kentindeki toplantısında üyeler bunu açıkça dile getirdi. Başta Almanya ve Polonya olmak üzere pek çok ülke, Rusya'nın gaz arzını kesmesi durumunda, kendilerini kış ortasında ısınma ve elektirik krizinin içinde bulmak istemiyor.
AB başkentleri Ukrayna'nın NATO üyesi olması konusunda da bölünüyor. Le Figaro gazetesi bu ayrışmaya, "Berlin ve Paris, diyalogdan yana oldukları Rusya'yı rahatsız etmekten korktukları için Ukrayna'nın NATO'ya girmesine karşı çıkarken, Baltık ülkeleri ve Polonya bunu destekliyor" ifadesiyle açıklık getirdi.
Macron ve Scholz'dan Zelenski'ye "jest" baskısı
Macron'un diplomasi baş danışmanı Emmanuel Bonne, bütün bu konulara açıklık getirmek için Washington'a gitti. Pazartesi günü Avrupa Birliği Dışişleri bakanları toplanarak, son gelişmeler ışığında Avrupa'nın nasıl bir tavır alacağını belirleyecek. Macron, önümüzdeki hafta Salı günü Berlin'e giderek Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşecek. Scholz'un ise hafta içinde Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüşmesi bekleniyor.
Macron ve Scholz, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye, Putin de kabul ederse, müzakereleri yeniden canlandırmayı mümkün kılabilecek bir iyi niyet jesti olarak Kremlin tarafından eleştirilen "oligark karşıtı" bir yasa tasarısını düşürmesi için baskı yapıyor.
Paris, Sovyetler Birliği'nin yıkılışının ardından Rusya ile Avrupa düzenini organize eden 1990 yılında imzalanan Paris Şartı'nı yeniden güncellemeyi öneriyor. Macron, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, "İnşa etmemiz gereken, otuz yıl önce Rusya ile hemfikir olduğumuz ve Rusya'sız veya Rusya'nın aleyhinde değil, Rusya ile hareket ettiğimiz ilke ve kurallara dayalı bir Avrupa düzenidir" sözleriyle bu arzusunu dile getirdi.
ARZU ÇAKIR / VOA