Fransa'nın başkenti Paris'in banliyölerinden Elancourt'ta geçen çarşamba bir polis aracıyla çarpışarak ağır yaralanan 16 yaşındaki Türk asıllı Sefa'nın ailesini temsil eden avukat Yassine Bouzrou "(Olay) Hayır, kaza değildi" dedi.

Franceinfo'ya açıklama yapan avukat, "Çeşitli unsurlar, polis aracının motosikletin önünü keserek temas kurmaya çalıştığını kesin olarak ifade etmeme olanak sağlıyor" dedi. 

Bouzrou, "Bunu, polis aracının motosiklete doğru hızla ilerlediğini ve çarptığını gören bir tanığa dayanarak söylüyorum" dedi. Avukat, Yani ortada bir kaza yok. Motosiklet ile araç arasında bir çarpışma olduğunu açıkça ortaya koyan oldukça net kanıtlar var" ifadelerini kullandı.

"Olayda görgü tanıkları var"

Tanıklara dayanarak kouştuğunu belirten avukat, "Bunu (kaza olmadığını) olaya tanık olan, hatta bazı medya organlarına ifade veren ve  polis aracının motosiklete çarpmak üzere hızla geldiğini gördüğünü söyleyen bir tanığa dayanarak söylüyorum. Her şeyden önce, bu tür davalarda ne yazık ki sıklıkla gördüğümüz bir şey var. Başından beri yanlış olan polis ifadeleri. Dün (Perşembe) basın gün boyu polis kaynaklarından polis aracının motosikletle çarpışmasının tamamen tesadüfi olduğunu bildirdi." dedi. 

"Motosiklete çarpan polis memurunun serbest bırakılması skandal"

Olaya karışan polisin serbest bırakılmasını eleştiren Bouzrou, "Önemli olan, polis aracının kasıtlı olarak bu motosiklete çarptığını bilmektir ve polis memurlarının böylesine ciddi ve muhtemelen ölümle sonuçlanan bir kazaya neden olduktan sonra kovuşturmaya uğramadan serbest bırakılmaları normal değildir. Sefa'nın şu anda beyin ölümü gerçekleşmiş durumda ve ne yazık ki en kötüsünden korkuyoruz. Hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir ülkede, yasaları hiçe sayarak genç bir adamın motosikletine çarpan bir polis memurunun herhangi bir yasal işlem yapılmadan serbest bırakılması normal değildir. Bu skandaldır ve aile yasalara saygı gösterilmesi ve bu polis memurlarının yargılanması çağrısında bulunmaktadır." şeklinde konuştu. 

"Davanın naklini istedim"

Sefa'nın ailesi "adam öldürmeye teşebbüs" suçlamasıyla dava açmak için mahkemeye başvururken Bouzrou ayrıca, Versailles savcılığının bu davayı "düzgün bir şekilde ele alamayacağına" inandığı için davanın "naklini" talep ettiğini doğruladı. 

Çarşamba akşamı savcılık ilk olarak Sefa'nın öldüğünü belirtmiş, daha sonra bu açıklamada düzeltmeye giderek "gencin beyin ölümünün gerçekleştiği" fakat ailesinin isteği üzerine bitkisel hayatta tutulmaya devam edildiği açıklanmıştı:

"Versailles savcılığı bu davayı tamamen skandal bir şekilde ele almış ve genç adamın öldüğünü açıklamakta çok hızlı davranmıştır ki bu tamamen gerçek dışıdır. Böylesine önemli bir olgusal unsur hakkında yanılıyor olamayız. Medyanın Sefa'nın öldüğüne dair haber yaptığı sırada ailesi hastanede başucundaydı. Dolayısıyla, gelişigüzel iletişim kurmayı bırakmanız gereken bir zaman gelir. Ayrıca bu davanın nakledilmesini talep ettim çünkü Versailles savcılığının bu davayı düzgün bir şekilde ele alacak donanıma sahip olmadığına inanıyorum. Şu anda neredeyse hiç soruşturma yok. Versailles savcılığı bu soruşturmayı başka bir mahkemeye devretmek yerine kendisinde tutmaya karar verdi. Dolayısıyla bugün maalesef hukuka saygı göstermeyen bir yargı sistemimiz var."

Ne olmuştu?

Paris'in Elancourt banliyösünde meydana gelen ve 16 yaşındaki Türk kökenli Sefa adlı gencin beyin ölümünün gerçekleştiği çarpışmayla ilgili soruşturma sürerken perşembe günü iki polis memuru gözaltından serbest bırakıldı.

Sefa'nın aile avukatı, polisi kovalamaca sırasında devriye aracını motosiklete "kasıtlı olarak" çarptırmakla suçladı. Aile, polis memurlarını "cinayete teşebbüs" ile suçlayan bir dava açtı.

Savcılar olayda "kasıt" olmadığı değerlendirmesinde bulunurken polis tarafından yapılan açıklamada, motosikletli gencin kaldırımda giderken 'dur' talimatına uymadığı ve kaçarken kavşakta bir polis aracıyla çarpıştığı belirtildi.

Olay, polisin Paris'in Nanterre banliyösünde 17 yaşındaki Kuzey Afrika kökenli Nahel adlı genci trafik kontrolü sırasında vurarak öldürmesinden iki ay sonra meydana geldi.

Bu olay başta Fransız banliyöleri olmak üzere ülke genelinde beş gün süren ayaklanmalara ve yağmalamalara yol açmıştı. Olaylarda 700 kişiye hapis cezası verilmişti. Sanıkların yüzde 95'inden fazlası vandalizmden polis memurlarına saldırmaya kadar çeşitli suçlardan hüküm giydi.

Olay birçok açıdan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyahi George Floyd'un ölümüne benzetiliyor.

George Floyd, beyaz bir polis tarafından boğazına dizle basılarak öldürülmüştü.

EURO NEWS