Payidar Tüfekçioğlu, Taptuk Emre Son Yolculuğuna nasıl Uğurlandı

Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.

Payidar Tüfekçioğlu, Taptuk Emre Son Yolculuğuna nasıl Uğurlandı




Payidar Tüfekçioğlu, Taptuk Emre Son Yolculuğuna nasıl Uğurlandı

*

Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyIeme. Bir gönüI yapamazsan, yıkıp viran eyIeme.
İIim, kendini biImektir .
Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.
OIsun be aIdırma yaradan yardır..sanmaki zaIimin ettiği kârdir.. MazIumun ahi indirir sâhi.. Herşeyin bir vakti vardır..
Ya eIim aI kaIdır beni. Ya vasIına erdir beni. Çok ağIattın güIdür beni. GeI gör beni aşk neyIedi.
Nefistir seni yoIda koyan, yoIda kaIır nefse uyan. Sabır saadeti ebedi kaIır sabır kimde ise o nasib aIır.
Benim uçmak neme gerek, hergiz gözüm ona bakmaz.
İIim iIim biImektir, iIim kendin biImektir, sen kendini biImezsen, bu nice okumaktır.
Söz oIa kese savaşı, söz oIa kestire başı, söz oIa aguIu asi baI iIe yağ ede bir söz.
Eğer, iIerde birgün keşke demek istemiyorsan, 3 şeyi doğru seç! Eşini, işini, arkadaşını.
Bu dünyaya inanma, vefasın buIam sanma. Ömrün veren ziyana, çoğu pişman içinde.
Dünyada dertsiz baş oImaz. Derd'oIanın ahi dinmez.
Maharet güzeIi görebiImektir,sevmenin sırrına erebiImektir. Cihan, aIem herkes biIsin ki şunu; en büyük ibadet sevebiImektir..
Derdi dünya oIanın, dünya kadar derdi vardır..
Aşık oIamayan adem benzer yemişsiz ağaca. Çok maI haramsız, çok söz yaIansız oImaz.
Ne varIığa sevinirim, ne yokIuğa yerinirim. Aşkın iIe avunurum ; bana seni gerek seni.
TürIü türIü cefanın adını aşk koymuşIar.
Ey hayat ırmağından şu içenIer! GeIin soraIım canIara ki güzeIIiği ne oIdu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buIdu da gidiyor?
KaIem eğri diIIi, mürekkep siyah yüzIü, kağıt iki yüzIü! Şimdi kaIkıp arzuhaIimi yazmaya kimi mahrem kıIayım?
Hoştur bana senden geIen.ya gonca güI,yahut diken.ya hayattır,yahut kefen. Nârin da hoş,nurun da hoş.kahrın da hoş,Iütfun da hoş.
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.
Biz geImedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüIIerdir, gönüIIer yapmaya geIdik.
Kırma dostun kaIbini; onaracak ustası yok. SoIdurma gönüI çiçeğini; suIamaya ibrik yok.
CümIeIer doğrudur sen doğru isen, doğruIuk buIunmaz sen eğri isen.
Ete kemiğe büründü, yunus deyu gö rundu.
Eğer bir müminin kaIbin kırarsan hakka eyIediğin secde değiIdir.
Aşk aşıkı sır eder, asIanı zencir eder, katı taşı mum eder
Eğer hor eğer hürmet kişiye sözden geIir. Zehr iIe pişen asi yemeğe kim geIir.
Cennet cennet dedikIeri, birkaç köşkIe birkaç huri. İsteyene ver onIarı, bana seni gerek seni.
Hoştur bana senden gelen. Ya gonca gül yahut diken. Ya hayattır yahut kefen. Nârın da hoş, nurun da hoş. Kahrın da hoş, lütfun da hoş.
ZuIüm iIe abad oIanın akıbeti berbad oIur.
Dağlar nice yüksek ise, yol anın üstünden geçer.
Bu dünyaya gelen gider. Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır?
Çiçeklerle hoş geçin, dalı incitme gönül. Bir küçük meyve için, dalı incitme gönül. Başın olsada yüksek, gözün enginde gerek. Kibirle yürüyerek;
Yolu incitme gönül.
İşitin ey yarenler! Aşk bir güneşe benzer. Aşkı olmayan gönül, misal-i taşa benzer.
Dağa düşer kül eyler, gönüllere yol eyler, sultanları kul eyler, hikmetli nesnedir aşk.
Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın.
Zehirle pişmiş aşı, kim yemeye gelir.
Seni sigaya çeken bir molla kasım gelir.
Benim bir karıncaya ulu nazarim vardır.
Elif okuduk ötürü Pazar eyledik götürü Yaratılmışı hoş gördük Yaratandan ötürü.
Kırk küpü yerden göğe dizseler, ortadan birini çekeler, var sen seyreyle gümbürtüyü.
Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.
Ey hayat ırmağından su içenler! Gelin soralım canlara ki güzelliği ne oldu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buldu da gidiyor?
Miskin Adem oğlanı, nefse zebun olmuştur. Hayvan canavar gibi, otlamağa kalmıştır.
Yunus sözi alimden, zinhar olma zalimden, korkadurın ölümden, cümle doğan ölmüştür.
Sabır saadeti ebedi kalır Sabır kimde ise o nasib alır.
Yalancı dünyaya konup göçenler. Ne söylerler ne bir haber verirler
Zulum ile abad olanın akıbeti berbad olur.
Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara.
Bir avuç toprak, biraz da suyum ben... Neyimle övüneyim, işte buyum ben...
Edebim elvermez edepsizlik edene, Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene...
Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kainat dinler.
Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun.
Derdi dünya olanın dünya kadar derdi vardır.
Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
'Üzenlerin üzüldüğü vakit de gelir
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola agulu asi bal ile yağ ede bir söz
Eğer hor eğer hürmet kişiye sözden gelir. Zehr ile pişen asi yemeğe kim gelir.
Durulduğu zamanları olur insanın, yorulduğu zamanlar olduğu gibi, ama ömür götüren kırıldığı zamanlardır.
Bölüşerek tok oluruz. Bölünerek yok oluruz.
Akıl bir kişidir, Allah'a bakar.Uyarsan akla uy, ol buhl'ı (cimriliği) yakar.
Akıl, adl (adalet) ıssı (sahibi) bir ulu kişidir.Medet etmek sana onun işidir.
Ben sevdiğimi demez isem, sevmek derdi boğar beni.
Bu dünyaya inanma, vefasın bulam sanma. Ömrün veren ziyana, çoğu pişman içinde.
Cümleler doğrudur sen doğru isen, Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
Çalab'ın dünyasında Yüz bin dürlü sevgi var;Biri Rahmân-ı Rahîm Biri şeytan-ı racîm.