Paylaşımıyla herkesi duygulandırmıştı... 'Betonu tırnaklarımızla kazdık'

"Babamın “yavrum ömrünü bunlara verdin yavrum”

Paylaşımıyla herkesi duygulandırmıştı... 'Betonu tırnaklarımızla kazdık'




Paylaşımıyla herkesi duygulandırmıştı... 'Betonu tırnaklarımızla kazdık'

Ağır yıkıma neden olan Maraş merkezli deprem felaketinde can kaybı artmaya devam ediyor. Türkiye'nin en büyük afetlerinden biri olarak tarihe geçen felaketten kurtulan depremzedeler ise yaşadıkları şokun içerisinde. O insanlardan biri de Kahramanmaraş'ta yaşayan Hacer Gülep... Deprem sonrası sosyal medyadaki bir paylaşımı ile herkesi duygulandıran Hacer Gülep yaşadıklarını KARAR'a anlattı.

MERVE ŞİŞMAN | KARAR

Kahramanmaraş'ta 6 Şubat tarihinde saat 04.17'de 7,7 ve saat 13.24'te ise 7,6 büyüklüğünde iki büyük deprem meydana gelmişti. Deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı. On binlerce insan hayatını kaybetti. Geride kalan depremzedeler ise hala büyük felaketin etkisinde. O isimlerden biri de Kahramanmaraş'ta yaşayan Hacer Gülep...

Hacer Gülep'in yaşadığı ev de Türkiye'yi yasa boğan depremle yerle bir oldu. "Babamın “yavrum ömrünü bunlara verdin yavrum” diyip kitaplarımı çıkarmaya çalışışının unutursam kalbim kurusun…" paylaşımıyla sosyal medyada gündem olan ve herkesi duygulandıran Hacer Gülep yaşadığı felaketi KARAR'a anlattı.

'BETONU KENDİ TIRNAKLARIMIZLA KAZDIK'

Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde 3 katlı binadaki dairede 4 kişilik ailesiyle yaşayan Hacer Gülep, büyük depremin ardından evlerinin yıkıldığını ifade ederek kardeşinin molozların arasında sıkıştığını söyledi. Korku dolu anlatan Hacer Gülep şu sözleri kaydetti:

"Erkek kardeşim Kaan'a seslenmeye çalıştım. Kardeşimin uyuduğu yere duvar düşmüştü, molozların arasına sıkışmıştı. Annem dışarıdan bize bağırıyordu. Babamla birlikte dışarıya çıkabilmişlerdi. Annem, 'Çocuklarım enkazın altındaysa ben de içeri girerim' diye çığlık atıyordu. Dışarı çıktığımda kardeşimi kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Kendi çabalarımızla tüm gücümüzle betonu, enkazı tırnaklarımızla kazdık.


Hacer Gülep ve kardeşi Kaan Gülep

'GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYORDU'

Göz gözü görmüyordu kardeşime seslenmeye çalıştım. Çığlık attım 'Kaan orada mısın?' diye. Kardeşim sesimi duyuyormuş ama büyük bir şokta olduğu için donmuş, cevap verememiş. 'Abla gerçek mi?' diye seslendi bana. Onun sesini duyunca dünyalar benim oldu."

'ÇOCUKLARIM ENKAZIN ALTINDAYSA...'

Anne ve babasının binadan çıktığını kendisinin ise kardeşiyle birlikte enkaz altında kaldığını belirten Hacer Gülep, içeriden annesinin çığlıklarını duyduğunu belirterek şöyle devam ediyor:

"Babam dışarıya kendini atınca annemi de zorla çıkarmış. İçeriden annemin çığlıklarını duydum. Annem 'Çocuklarım içeride kaldı. Onları kurtarmadan olmaz ya çocuklarımla beraber çıkarım ya da hiç çıkmam. Çocuklarım enkazın alındaysa ben de içeri girerim' diye çığlık atıyordu. Aklıma telefonumun el fenerini açmak geldi. İyi olduğumuzu görsünler istedim. Babam dışarıdan seslendi, 'Bak iyiler bize el feneri tutuyorlar' dedi. Ben kendimi dışarı atabildim. Ama kardeşimin uyuduğu yere duvar düşmüştü. Molozlar kardeşimin üzerine yığılmıştı, kardeşim sıkışmıştı. Kendimi dışarı attıktan sonra komşularımıza seslendim kardeşimi kurtarsınlar diye. Kardeşim yaralanmıştı kendi çabalarımızla onu oradan tırnaklarımızı kazıya kazıya kurtardık."


Gülep ailesinin yıkılan evi

'İNSAN HER ŞEYİNİ KAYBEDİNCE...'

2 milyonu aşkın kişiye ulaşan paylaşımı hakkında da konuşan Hacer Gülep, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Kitaplarımın enkaz altında kaldığını görenler bana destek vermeye başladı. Ailecek çok korkunç dakikalar yaşadık. Babam emekliydi alnının teriyle parasını biriktirip aldığı evi, traktörü ve arabası depremin ardından enkazın altında kaldı. Bu korkunç hadiseden sonra AFAD bize çadır verdi. Büyük felaketten bir gün sonra çadırımıza kavuştuk. İki aile şu an çadırda yaşıyoruz.

Herkes kendi emeklerine yandı. Babam evine arabasına yanarken ben kitaplarıma yandım. Durumumu gören babam enkazın altından kitaplarımı çıkarmaya çalıştı. Tüm birikimimi kitaplarıma vermiştim. İnsan her şeyini kaybedince hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor. Birçok konuda artık hissizleştim."

KARAR