Peş peşe felaketler

İLİÇ FELAKETİ

Peş peşe felaketler


Peş peşe felaketler

Felaketler üst üste geliyor. Maden ocaklarında grizu patlamaları, göçükler, seller, orman yangınları, her yıl ölümlü, ölümsüz 1 milyonu aşkın trafik kazaları… Son olarak 54 bin vatandaşımızın canını kaybettiği, 107 vatandaşımızın yaralandığı, 872 bin bağımsız bölümün yıkıldığı veya oturulamaz hale geldiği 6 Şubat depremi, gerçekten asrın felaketi…

Ve Erzincan’ın İliç ilçesindeki facia, siyanür faciası… 9 işçimiz, 9 can toprağın altında… Fakat siyanürün nelere yol açacağı henüz bilinmiyor.

Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, “tek sorun siyanür değil, Sodyum siyanür ile yıkama sırasında altınla birlikte çözünmüş ağır metallerden kaynaklanan daha büyük risk” diyor…

İLİÇ FELAKETİ

Kazalar, depremler dünyanın her yerinde oluyor. Fakat gelişmiş ülkelerde can kaybı ve tahribat çok daha az, bizim gibi ülkelerde daha çok. 7 civarındaki şiddetli depremlerle sarsılan Japonya’ya bir bakın, bir de bizim 6 Şubat depreminin yarattığı faciaya…

Aynı otoyollar, aynı marka otolar, bizde trafik kazaları daha fazla…

Ve iş kazaları, maden kazaları, gelişmiş ülkelerde neredeyse tümüyle önlendi. Bizde facialar dizisinin son örneği İliç… 800 dönümlük geniş bir alan, siyanür ve sülfirik asit karışmış zehirli çamur deryasının altında…

Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, 10 Haber’e açıklamasında, bölgenin topoğrafyası göz önüne alındığında “tamamen tasarım ve uygulama hatası” diyor.

Şu kesindir ki, Türkiye’de “denetim” yetersizliği yüzünden her türlü kaza vahim can ve mal kayıplarına yol açıyor.

Bunun en feci örneği, yapı denetimlerindeki yetersizliklerle imar aflarıdır. İşte 6 Şubat deprem felaketi…

YOLSUZLUK VE FELAKETLER

Bu iktidar döneminde tek yolsuzluk soruşturması açılmadı, Meclis’e gelen dosyalar iktidarın parmaklarıyla reddedildi, kapatıldı. Halbuki Türkiye’nin yolsuzluk algı indeksi 2012 yılında 4.9 puanla 52. sırada, yani ortalarda iken, 2022 yılında 36 puana VE 180 ülke arasında 101. Sıraya düştü! (31 Ocak 2023 tarihli açıklama)

Teknik ve organizasyon bakımından hak ederek değil “davet usulü” ile ihale veya “ruhsat” alan bir şirket ya da müteahhit… Yahut mülakatlarda “bizden” diye kazandırılan bir görevli, gereken titizlikle “denetim” yapar mı?

Türkiye’de depremlerin ve “kaza” dediğimiz felaketlerin daha büyük can kaybına ve hasara yol açmasında “denetim” eksikliğini kim inkar edebilir?!

İşte bu noktada, sadece gelişmişlik seviyemiz değil, sistemin denetimi dışlayan yapısı ve soruşturmaları hasıraltı eden davranış ahlaken baş sorumludur. Delileri ortaya çıkarsa hukuken de sorumlu olurlar.

BİREYSEL BAŞVURU HAKKI

İliç’deki siyanürlü altın madeni konusunda Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı değil. Eski değil, 1 Kasım 2023 tarihli karar... İliç ‘in Yakuplu köyünden Eşref Demir isimli vatandaş, siyanürlü altın işletmesi hakkındaki “ÇED olumlu raporu”nun iptali için dava açmış. Eşref Demirin’ iddiası özetle şöyle

“Köye çok yakın mesafedeki atık depolama tesisine tehlikeli kimyasallar dökülüyor, tesisin insan sağlığı ve ekolojik yaşam açısından tehlike arz ediyor…”

Ve vatandaş Demir, bunun araştırılması için “metalürji ve malzeme biyolog ve halk sağlığı alanında bilirkişi” incelemesi yapılmasını istiyor.

Mahkemenin atadığı bilirkişi “şirketin gerekli tedbirleri aldığını” yazıyor, mahkeme vatandaşın davasını reddediyor. Vatandaş da AYM’ye “bireysel başvuru”da bulunuyor.

AYM, kararında diyor ki:

• Konunun tarımla ilgili yönü önemli olduğu halde, bilirkişi heyetinde ziraat mühendisi yok!

• ÇED raporunda bölge halkının hayvancılıkla geçindiği belirtildi halde, Bilirkişi hayvancılığın etkilenip etkilenmeyeceğine dair inceleme yapmamıştır.

• Bilirkişi raporu yüzeyseldir!

• Mahkeme davacının iddialarını tartışmamış, ÇED raporunda öngörülen tedbirlerin alınıp alınmadığını araştırmamıştır! (B.No: 2020/12802)

AYM, yargılanmanın yenilenmesine karar verdi.

Felaketin göz göre göre geldiği açık değil mi?

AYM ve “bireysel başvuru” ne kadar önemli görüyorsunuz. Danıştay, bağımsız yargı, demokrasinin “denetim ve denge” ilkesi ne kadar önemli görüyorsunuz.

Bireysel başvuru hakkını niye kısıtlamak istiyorlar, bunu da görüyorsunuzdur.

Hiç unutmayalım, bağımsız ve güçlü hukuk ekmektir, güvenliktir, temiz çevredir, hayattır.

TAHA AKYOL / KARAR