KÜRTLERİ KATLEDEREK BAŞLADI

1973 yılında Ankara’da “Apocular” olarak örgütlenen, 27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesi Fis köyünde PKK adını alan terör örgütü, saldırılarına önce bölgedeki Kürt dernek temsilcileri ve siyasetçilerini öldürerek başladı.

Önce Kürtleri katleden PKK, 15 Ağustos 1984 tarihinde ise devlete ilk kurşunu sıktıktan sonra ardından bölgedeki yaşayan Kürt kökenli vatandaşlara karşı toplu katliamlara başladı. Böylece bölgede yaşayan vatandaşlar üzerinde bugün bile devam eden korkuyu inşa etti.

DEVLETE İLK KURŞUN

PKK’lı teröristlerin 15 Ağustos 1984 akşamı Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdiği, Onbaşı Süleyman Aydın’ın şehit düştüğü, 9 asker ve 3 sivilin yaralandığı ilk saldırıların üzerinden 39 yıl geçti.

39 yıllık PKK terörü ile mücadelede, resmi görevli Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu askerlerimiz, Emniyet mensubu polislerimiz ve Güvenlik Korucularımız ile vatandaşlarımızdan toplam 14 bin 851 insanımız şehit oldu. Milli Savuma Bakanlığı verilerine göre, bu süre içinde toplam 32 bin 685 resmi görevli ve sivil vatandaş ise yaralandı, gazi oldu.

FEDAKÂR VATAN EVLATLARI

Bu yazıyı yazmamın nedeni; PKK terörünün neye mal olduğunu ve nasıl mücadele verildiğini anlatmak. O yüzden hatam olursa kusura bakılmasın ama şöyle bir karşılaştırma yapmak istiyorum; PKK’nın ilk saldırısı olan 15 Temmuz 1984’ten bugüne kadar toplam 14 bin 235 gün geçti ve toplam 14 bin 851 insanımız şehit oldu. Bu iki rakamı birbiriyle karşılaştırdığımızda 39 yılda geçen her gün başına 1 şehit ve fazlası düşüyor. Yani bu ülkede her gün bir yiğit vatan evladı geride kalanlar için canını feda ediyor.

Kısacası yaşadığımız her günü 1 şehide borçluyuz.

45 BİN 667 PKK’LI ÖLDÜRÜLDÜ

O yüzden birisi size “Bu ülke şehitlerin kanı üzerinde duruyor” dediğinde ya da “Ay Yıldızlı bayrağımızdaki kırmızı renk şehitlerimizin kanı” dediğinde daha dikkatli dinleyin.

Millî Savunma Bakanlığı verileri, kahraman vatan evlatlarının artık yurtiçinde eylem yapamaz hale getirdiği PKK terör örgütüne çok daha büyük kayıplar verdirildiğini gösteriyor. Bu süre içinde 45 bin 667 PKK’lı öldürüldü. 6 bin 370’i yaralı yaralandı, 8 bin 136 PKK’lı teslim olurken 12 bin 10 PKK’lı da operasyonlarda yakalanarak toplamda 72 bin 183 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.

*

MALİYETİ 2 TRİLYON DOLAR

BUGÜN NATO üyesi Amerika Birleşik Devletleri başta Avrupa ülkelerinin desteği, korumasıyla ağırlıklı olarak Suriye’de PKK/PYD/YPG adıyla özellikle ABD’nin açıktan maddi ve silah desteği verdiği SDG olarak faaliyet gösteren terör örgütünün Türk ekonomisine doğrudan ve dolaylı maliyeti 2 trilyon doları buldu.

BİTMEME SEBEBİ: ABD, AB DESTEĞİ VE SİYASİ KOLU

TSK, Emniyet, MİT, Jandarma ve Güvenlik Korucuları 39 yılda ekonomik maliyeti 2 trilyon doları bulan PKK terör örgütüne büyük kayıplar verdirirken, terörün bir tehdit olarak bitirilmemesinin iki önemli nedeni var. Birincisi bu tür terör örgütlerinin ABD ve Avrupa gibi yabancı ülkeler tarafından desteklenmesi. Uluslararası desteği olan hiçbir örgüt tamamen bitirilemiyor, tıpkı Fetullahçı Terör Örgütü gibi... Her iki örgütün arasında ABD ve Avrupa ülkeleri var.

İkinci önemli sebebi ise yurtiçinde siyasi desteği.

PKK KADROSU TBMM’DE

Nitekim PKK terör örgütü devlete ilk kurşunu sıktığı 15 Ağustos 1984’ten sadece 6 yıl sonra SHP aracılığıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne elaman soktu.

PKK terör örgütü dünyada örneği olmayan biçimde HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP, HDP adıyla siyasi alanda faaliyet gösterdi. PKK’nın her kapatılan partisi yerine yenisi kuruldu. Şimdi ise Anayasa Mahkemesi’nde kapatılma davası devam eden HDP gibi tüm fikirleri ve propagandasıyla YSP adıyla TBMM’de faaliyet gösteriyor.

PKK’NIN SİYASİ KOLUYLA AÇIK İŞBİRLİĞİ

İşin ilginci, devlete ilk kurşunu sıktığı 1984 yılından sadece 6 yıl sonra PKK’nın siyasi elemanlarını TBMM’ye milletvekili olarak sokan SHP’nin devamı olan CHP, son seçimde PKK’nın siyasi kolu HDP ile açık işbirliği yaparak teröristleri güçlendirdi. PKK terör örgütünün kanlı eylemleri göz ardı eden bu tür siyasetçiler, PKK’nın siyasi kolunun olması, ABD ve Avrupa ülkelerinin desteği terörün bitirilmesinin önündeki en büyük engel olarak duruyor.

NEDİM ŞENER / HÜRRİYET