PPK’da faiz artışının sınırlı kalacağı iddiaları TL’deki kaybı arttırdı: Euro 30’u aştı, dolar 27’ye dayandı

Dolar, Türk Lirası karşısında 50 günde yüzde 36’dan fazla değer kazandı

PPK’da faiz artışının sınırlı kalacağı iddiaları TL’deki kaybı arttırdı: Euro 30’u aştı, dolar 27’ye dayandı


PPK’da faiz artışının sınırlı kalacağı iddiaları TL’deki kaybı arttırdı: Euro 30’u aştı, dolar 27’ye dayandı

Perşembe günü toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun politika faizini arttırması bekleniyor. Bu artışın “temkinli ve dengeli” olacağı yönündeki kulis bilgileri dolar ve Euro’yu hareketlendirdi. Serbest piyasada 27 liraya yaklaşan ABD Doları, seçimlerden sonra Türk parası karşısında yüzde 35 değer kazandı

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan sonra hızlanan Türk Lirası’ndaki değer kaybı sürüyor.

Euro/TL kuru bu sabah 30’u geçerken, dolar/TL kuru ise 27’yi zorluyor.

Türkiye saati ile 12.30 itibariyle serbest piyasada dolar, 26,80, Euro ise 30,20 TL’den işlem görüyordu.

Dolar, Türk Lirası karşısında 50 günde yüzde 36’dan fazla değer kazandı

Amerikan Doları seçimlerden bu yana geçen sürede Türk Lirası karşısında yüzde 37’den fazla değer kazanırken seçimlerden iki gün önce 21,40’dan işlem gören Euro’nun, TL karşısındaki kazancı ise yaklaşık yüzde 40’a ulaştı.

Altının ons fiyatında da binde 3 civarında artış meydana gelirken Türk parasının yabancı paralar karşısında yaşadığı kayıp nedeniyle tam Cumhuriyet altını düne göre yüzde 2,75 değer kazanarak 11 bin 155 liraya yükseldi.

Seçimlerden sonra geçen yaklaşık iki aylık sürede Cumhuriyet altını yüzde 20’ye yakın değer kaydetti.

Prof. Başlevent: “PPK’nın güçlü faiz artışı yapacağı beklentilerinin azalması, TL’nin değer kaybına yol açtı”

Ekonomistler, Türk Lirası’ndaki değer kaybına, 20 Temmuz’da toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nda (PPK) piyasa beklentilerine uygun bir faiz artışı olmayacağı yönündeki kulis bilgilerinin rol oynadığı kanısında.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Prof. Dr. Cem Başlevent, “Perşembe günü PPK, yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında ikinci kez toplanıyor. İlk faiz artışı beklentilerin altında kalmıştı. Bu sefer de ‘temkinli ve dengeli’ bir tutum alacağı konuşuluyor. Bu sözler, bugün iktidardan iyi bilgi alan gazetecilerin köşelerine de yansıyınca PPK’nın iki gün sonraki toplantıda, güçlü bir faiz artış yapacağı beklentilerini azalttı. Bu da TL’nin dolar ve Euro karşısında değer kaybına yol açtı. Halbuki bugünlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkelerine ziyaret gerçekleştiriyor. Hedefin buradan kaynak bulmak, yatırım sağlamak olduğu biliniyor. Bu durumun piyasalara daha olumlu yansıması beklenirdi. Ancak öyle olmadı. Belki de yabancı yatırımı cazip kılmak için bu politika izleniyordur. Bu arada Merkez Bankası rezervleri artıyor” ifadelerini kullandı.

“Kur artışının durması için Merkez Bankası’nın sarsıcı bir faiz artışına gitmesi gerekir”

Yıl sonu için dolar ve Euro tahmini yapmaktan kaçınan Profesör Başlevent’e göre, eğer enflasyon ile faiz arasında makas kapatılmazsa Türk Lirası’ndaki değer kaybının önüne geçmek mümkün görünmüyor.

Prof. Başlevent, “Merkez Bankası, beklenen faiz artışını yapamıyor bu da kur üzerinde baskı yaratıyor. Ben daha önce sizinle yaptığımız röportajda ‘Dolar/TL kurunu 25’lerde tutarlar’ demiştim. Ancak o zaman ‘rasyonel zemine dönme’ söylemi baskındı. Ancak TÜİK’in açıkladığı enflasyonun bile yüzde 40’a yaklaştığı, yıl sonu tahminlerinin yüzde 60’a ulaştığı bir dönemde, birkaç puanlık ekstra artış için bile Cumhurbaşkanı’nın ikna edilmesi gereken bir ortamda kurdaki sıçrama kaçınılmaz oluyor. Fakat bir yerde bu kurun durdurulması gerekiyor. Bunun için temel ihtiyaç Merkez Bankası’nın piyasaları ikna edici hatta sarsıcı bir faiz artışına yönelmesi. Türkiye bir kısır döngüye girmiş durumda. Maliyetler artıyor, insanların alım gücü azalıyor, asgari ücret artıyor, memur ve emekli maaşları artıyor, zamlar geliyor. Bu kısır döngüden çıkılmazsa, yerel seçimler öncesi yüzde 80-100 enflasyon gündeme gelebilir ve iktidarın böyle bir enflasyonla seçime gitmeyi göze alacağını düşünemiyorum” değerlendirmesini yapıyor.

Hilmi Hacaloğlu / VOA