Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailenin pozitif yönlerini tespit edeceğiz”

Üsküdar Üniversitesi’nin sosyal inovasyon projesi: Aileler Üniversitede

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ailenin pozitif yönlerini tespit edeceğiz”


Üsküdar Üniversitesi, uygulama ortağı NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile birlikte ‘Aileler Üniversitede (Üsküdar Aile Üniversitesi) Projesi’ni hayata geçiriyor. Proje ile bilimsel çalışmalara dayalı, koruyucu, önleyici ve rehabilite edici faaliyetleri kapsayan “Bilinçli Birey, Sağlıklı Aile, Güçlü Toplum” modelinin oluşturulması hedefleniyor. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Covid-19 salgınında aile kurumunun önemli bir sınav verdiğini belirterek “Bu süreç, bu projenin gerekliliğini ortaya koydu. Bu süreçte ailenin iletişim, ilişki yönetimi ve problem çözme konusundaki ihtiyaçları belirlendi. Bu proje ile bireyin bilinçlenmesini, dolayısıyla sağlıklı aile ve güçlü toplumu hedefliyoruz” dedi. Projede pozitif psikoloji yaklaşımına odaklandıklarını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Aile dinamiklerinin pozitif yönlerini tespit edeceğiz. Negatifle uğraşmadan, yara açmadan tedavi etme yöntemini kullanacağız” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesinin bilim ve uygulama ortağı NPİSTANBUL Hastanesi ile birlikte gerçekleştirdiği sosyal inovasyon projesi “Aileler Üniversitede” bir basın toplantısı ile tanıtıldı. Koronavirüsle mücadele kapsamında online olarak gerçekleştirilen basın toplantısında Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Proje Koordinatörü Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy ve Proje Danışmanı Dr. Nebiye Yaşar, projeye ilişkin bilgi verdi.

Toplantıya paydaş olarak davet edilen belediyelerden Üsküdar, Ümraniye, Sultanbeyli ve Sancaktepe, belediyeleri başkan yardımcıları da katıldı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bilinçli birey, sağlıklı aile ve güçlü toplum hedefleniyor”

 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında bilinçli birey, sağlıklı aile ve güçlü toplum hedefiyle yola çıktıklarını belirterek Aileler Üniversitede Projesinin üniversitenin sosyal inovasyon projesi olduğunu, bilim ve uygulama ortağı NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile birlikte gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Aile kurumu, Covid-19 sürecinde önemli bir sınav verdi”

 

Toplumun temel taşı olan ailenin Koronavirüsün yol açtığı Covid-19 salgınında önemli bir sınav verdiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, temeli güçlü olan ailelerin bu sınavı başarıyla geçtiğini, sorunların ertelendiği ailelerin ise bu sınavda biraz daha fazla zorlandıklarını kaydetti.

Covid-19 salgınının Aileler Üniversitede Projesinin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, projeyle bilinçli birey, sağlıklı aile ve güçlü toplum için gerekli psikolojik olgunluğun sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Paydaşların desteği, ihtiyaç sahiplerine ulaşmada çok önemli”

 

Projenin toplumu bilgilendirme ayağının önemli olduğunu belirten Tarhan, bu ayakta yerel yönetimlerle paydaş olarak çalışmak istediklerini belirterek “Burada gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmak ve onların bu projeden yararlanması önemli. Kolay ulaşılabilir olması açısından ilk etapta Anadolu yakasına odaklandık. Yakından başlamanın daha rasyonel olacağını düşündük. Gerçekten ihtiyacı olan aileleri tespit etmek gerekir. Bir çocuğun sorununu gidermeyi, ruhuna dokunmayı ya da anne-baba arasındaki kavga ve çatışmanın düzelmesine hizmet etmeyi hedefliyoruz. Bu alanlarda çalışan bir takımımız var. Çift terapisi yapan aile konusunda birikimleri olan hocalarımız bu birikimlerini bu projeye ayıracak” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pozitif psikoloji yaklaşımına odaklandık”

 

Projede pozitif psikoloji yaklaşımına odaklandıklarını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Pozitif psikoloji insan ilişkileri, iletişim stili, bağışlayıcılık, minnettarlık eğitimi gibi hiç patolojiye girmeden negatife girmeden pozitif özellikleri güçlendirme hareket ediyor. Polyannacılık değil bu. Kişinin pozitif yönünü de negatif yönünü de göreceksin ama pozitife odaklanacaksın. Bu duygusal zeka eğitimidir. Bu tarz yaklaşımın ruh sağlığına olumlu katkıları oluyor. Burada klasik aile yaklaşımlarından çok negatifle uğraşmadan yara açmadan tedavi etme yöntemi kullanılacak. Aile sorunlarını yara açmadan tedavi etme yöntemi. Aile dinamiklerinin pozitif yönlerini tespit edeceğiz. Gelen gruplara çeşitli testler yapacağız. Ailedeki iletişim biçimlerini, sorun alanlarını tespit edeceğiz. Hangi psikolojik savunma alanı güçlenirse kişi bu problemi yener diyeceğiz. Hastalık başlamadan bağışıklık sistemini güçlendirmek çok önemli. İdeal hekimlik anlayışı yara açmadan dokulara saygılı hekimlik anlayışı, bunun psikolojideki karşılığı da pozitif psikoterapi. Aileler üniversitedeki birikimden gelip faydalanacaklar. Bunu online olarak ailelere sunacağız” dedi.

Çiğdem Demirsoy: “Projeden dileyen herkes yararlanabilecek”

 

Proje Koordinatörü Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, Aileler Üniversitede projesinde her eğitimin bireyin veya çiftlerin ihtiyacına göre tasarlandığını belirterek “Proje toplumun tüm kesimlerine yöneliktir. Pandemi sürecinde ücretsiz olarak uygulanacaktır. Dileyen herkes faydalanabilir” dedi.

Çiğdem Demirsoy: “Dört farklı gruba eğitimler verilecek”

 

Projenin https://npistanbul.com/aile-universitesi/ web sitesi üzerinden ilerleyeceğini belirten

Çiğdem Demirsoy, eğitimlerin dört farklı grup üzerinden sürdürüleceğini söyledi.

Demirsoy’un verdiği bilgiye göre belirlenen grup ve hedefler şöyle olacak:

Beyaz Grup: 18 yaş altındaki bireylerin duygusal olgunluk ve ilişki yönetimi konusunda eğitilmesini sağlamak.

Pembe Grup: 18 yaş üzeri bireyler ve evlilik hazırlığındaki çiftlerin “Evlilik ve Aileyi” ilgilendiren konularda bilinçlenmesini sağlamak.

Turuncu Grup: Henüz problem yaşamasa da risk altında olan çift ve ailelerin desteklenmesini sağlamak.

Kırmızı Grup: Profesyonel yardım almayı gerektirecek düzeyde probleme sahip ailelerin rehabilite ederek güçlendirilmesini sağlamak.

Çiğdem Demirsoy: “Web sitesinden başvurulabilecek”

 

Web sitesi üzerinden formlarla katılımcıların başvuruda bulunabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, “Başvurular proje ekibi tarafından değerlendirilerek, her grup için özel olarak tasarlanmış eğitimlerden kendi ihtiyacını karşılayacak olana yönlendirme yapılacak. Eğitimler bu plan kapsamında düzenli olarak devam edecek. Eğitimler; seminer, konferans, atölye ve rehabilite edici grup çalışmaları ile desteklenecek. Ön test-son test uygulamaları ile analiz ve değerlendirme yapılacak. Eğitim saatleri dört hedef grubunun ihtiyacına göre düzenlenecek. Eğitimlerin özelliğine göre katılım belgesi veya sertifika verilecek” dedi.

Dr. Nebiye Yaşar: “Önleyici, koruyucu ve rehabilite edici faaliyetler yürütülecek”

 

Proje hakkında bilgi veren Proje Danışmanı Dr. Nebiye Yaşar ise projede bilimsel çalışmalara dayalı, önleyici, koruyucu ve rehabilite edici faaliyetler yürütüleceğini, pandemi sürecinde çevrimiçi eğitim üzerinden devam edileceğini söyledi. Yaşar, katılımcı profillerinden elde edilen veriler ışığında, çalışmanın sonuçları bilimsel yöntemlerle değerlendirileceğine işaret etti.

 

Doç. Dr. Gül Eryılmaz: “Bireyler ve ilişkiler enfekte oluyor”

Projede yer alan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gül Eryılmaz ise TÜİK verilerine göre Türkiye’de yaşayan bireylerin mutluluk oranlarının azaldığını belirterek şunları söyledi:

“2018 verilerine göre bu oran %52 iken bu oranın düştüğünü görüyoruz. Evli olmanın mutluluk oranını artırdığını görüyoruz. 2018’de evli olan bireylerde bu oran %56.3 iken 2019’da %55.6’ya gerilediği görülüyor. Son 6 yılda mutluluk kaynağı olarak eşlerini görenlerin oranı %49 azalmış durumda. En büyük mutluluk kaynağı da %74.2 ile tüm aile olarak görülüyor. Bireylerin mutluluk kaynağı tüm aile olarak temel alınmış durumda ama bu oran 2018’de %74.2 iken 2019’da %74.1’e düşüyor. Bu şu demek; artık bireylerin kendilerini ait ve güvende hissettikleri temel alana güvenleri azalıyor. Mutluluk alanlarını aile olarak görmemeye başlıyorlar. Zaten değişen bu dünyada da teknolojinin giderek ilerlemesi, içeriye iyi ya da kötü birçok bilginin giriyor olması ile bireyler ve ilişkiler enfekte olabiliyor ve mutsuz olabiliyorlar. Özellikle 2019’da bağımlılık oranları %17 arttı. Bu çok yüksek bir oran. İnsanların bağlanma ihtiyaçları olan aile kavramının giderek daha güvensiz olması nedeniyle özellikle teknoloji gibi davranışsal bağımlılıkların da arttığını görüyoruz. Her iki durum birbiriyle paralel gidiyor. Bu nedenle aile ve bireyleri önemsememiz ve elimizden geleni yapmamız gerekiyor.”

 

Doç. Dr. Emel Sarı Gökten: “Gençleri güçlendirerek sağlıklı ilişki ve iletişim kurmalarını hedefledik”

 

Çocuk Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten ise toplumun temel birimi olan aileyi güçlendirmenin önemine işaret ederek “Aileleri güçlendirmek ve ailelerin sorun çözme becerilerini artırabilmek için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Ailede oluşan her türlü problemin çocuk ve gençlerin ruh sağlığına önemli etkileri olmaktadır. Sadece oluşan sorunları çözmek değil, koruyucu olarak da temelde bireyi gençleri güçlendirerek onların daha sağlıklı iletiim kurmalarını ve sağlıklı ilişki kurmalarını da hedefledik” dedi.