Putin Çarlık yolunda
2000'li yılların Rus çarı Putin, "Bağımsızlıklarını tanıdığımız bölgeler zaten Rus toprağı." diyor.
Putin adım adım ilerliyor. Dünya umurunda değil. Ukrayna'da, daha önce yerli Rusları kışkırttı, Donetsk ve Luhansk'i kontrolüne aldı, şimdi işgal ettirdiği bu bölgelere kendince bağımsızlık verdi. Putin "Donetsk ve Luhansk'in bağımsızlıklarını tanıdık." dediğinde, iki bölgenin isyancı lideri de yanındaydı. Bunlar göstermelik. Hedef Kiev; çünkü, Karadeniz'i Romanya'ya kadar çevrelemek istiyor. Belki bu defa Ukrayna'nın önemli liman şehri Odesa'ya yönelecek, Ukrayna'nın denizle irtibatını kesecek. Kırım'ı gasp etmesi boşuna değil. Odessa deyince... Bu şehrin önceki adını biliyor musunuz: Hacıbey. Türk adı. Bu şehir ve çevresinde hâlâ Türkler var.
Ukrayna'daki Türk partisinin başkanıyla Donetsk'te görüştüğümü yazmıştım. Donetsk'te, bizim Diyanet'in desteğiyle büyük bir cami yapıldı. (Yapılış hikâyesini orada dinlemiştim. Ukrayna'dan daha çok bahsedilecek. İleride yazarım.) Donetsk Camisi'nin bünyesinde bir de İslâm Üniversitesi bulunuyordu. Bu üniversite Ukrayna üniversiteleriyle eşit şartlara sahipti. Şimdi ne oldu acaba?
2000'li yılların Rus çarı Putin, "Bağımsızlıklarını tanıdığımız bölgeler zaten Rus toprağı." diyor.
Tarihte Osmanlı'dan daha geniş kaç devlet vardı? Şimdi, Osmanlı Devleti içinden bağımsızlığını alan devletler içinden çıkanları da sayarsak 49 bağımsız devlet var.
Biz Osmanlı'dan çıkan devletleri tekrar sınırlarımıza katmak isteyecek miyiz? Olabilir mi?! Öyle olsa, Türkler tarihte Kiev'e de, Moskova'ya da hâkimdi. Hak iddia edelim mi?!
Rusya, Slav menşeli devletleri ve grupları da elde tutmak istiyor. Ayrıca din bağını da dikkate almak gerekir. Hristiyan mezheplerinin her biri ayrı din gibi… Ortodokslar, Katoliklere göre daha merkezî düşünürler. Bizans yıkıldıktan sonra, Rus Ortodokslar kendilerini varis görmüşlerdir. Yunanistan, diyebiliriz ki Ortodoks Rusların Osmanlı'ya tavrını koyarak Yunanlılara her türlü yardımı sağlamasıyla 1829'da bağımsızlıklarını elde etti. II. Abdülhamit zamanında kazandığımız tek savaş Yunanlılara karşı 1897'de verdiğimiz savaştı. Atina'ya yürüdük, önümüzü Ruslar kesti.
1990'lı yıllarda Bosna Hersek, Kosova savaşlarında Sırplara en büyük destek Ruslardan geldiği gibi, mezhep bağından dolayı Yunanistan'dan da geliyordu. Belgrad'da, şimdiki Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç'le daha Radikal Parti'nin genel sekreteriyken görüşmüştüm. Parti binasında Rusların aşırı milliyetçisi Jirinoviski'nin fotoğrafı asılıydı. Tekrar hatırlatmamın sebebi, Bosna Hersek'te, Kosova'da, Putin yine Sırpların kendisine bağlı kollarını alttan alta harekete geçirmek, Avrupa içinde huzursuzluk çıkarmak istiyor. Bu huzursuzluk Avrupalıları ırgalamaz ama bizi derin yaralar.
Rusya'nın bir politikası da, göz koyduğu devletlerde iç karışıklık çıkarmaktır. Ruslar, Sovyetler döneminde de, komünist ideolojiyle bu yolda yürüdü. Doğu Avrupa'yı nüfuzuna aldı. O ülkelerde daha önce komünist hareketler vardı. O hareketler, İkinci Dünya Savaşı sonunda Moskova'nın işini kolaylaştırdı.
Kafkaslarda, Balkanlarda, Ukrayna'da Rusya'nın yerini ve gayesini inceledim, diyebilirim. Hedefinin de kesinlikle Türkiye olduğu bilinmeli.
Rusya'nın Suriye'de ne işi var meselâ? 1954'ten itibaren Baas yönetimi Sovyetler'e yanaşmışlar, askerî destek sağlamışlardır. Devirler değişti, fikirler değişti ama Ruslar hâlâ Suriye'de... Dolayısıyla Türkiye için güneyimizde büyük tehdit. Biz PKK ve IŞİD'le mücadelede belli bölgelere girebildik. Ötesine izin vermeyen Suriye'nin gücü değil; Putin'in inadıdır.
Suriye'de Putin'in uçağını düşürdük. Adam bize kan kusturdu, desem yeridir. Sonra sonra biraz ara bulduk.
Putin, 2016'da PKK'ya Moskova'da temsilcilik açtırdığı gibi, Suriye'de de koruyup kolluyor.
Putin, Ukrayna'ya hâkim olursa işimiz zorlaşır; iki taraflı kıskaca alınırız.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/putin-carlik-yolunda-513101h.htm
ARSLAN TEKİN / YENİ ÇAĞ