Putin ile Anlaşma Mümkün mü?

Putin ile müzakere edilerek bir çözümün mümkün olup olmadığı.

Putin ile Anlaşma Mümkün mü?




Putin ile Anlaşma Mümkün mü?

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı üçüncü ayına girerken, akıllardaki soru, Rus lider Vladimir Putin ile müzakere edilerek bir çözümün mümkün olup olmadığı.

Geçmişte ABD Dışişleri Bakanlığı için çalışmış bir psikiyatrist olan Kenneth Dekleva, Putin'in dengesiz olduğu ve bu nedenle başa çıkmanın imkansız olduğu yönündeki spekülasyonlara katılmıyor.

Dekleva, Rusya Cumhurbaşkanı’nı, "Putin deli değil. O mantıklı bir aktör ve tam olarak ne yaptığını biliyor. 22 yıldan uzun süredir iktidarda olan, sezgisi güçlü, son derece zeki ve acımasız bir lider" ifadeleriyle tanımlıyor.

Teksas'taki George H. W. Bush ABD-Çin İlişkileri Vakfı'nın kıdemli uzmanı Kenneth Dekleva, eski bir Rus istihbarat ajanı olan Putin üzerine 20 yıl çalıştı.

Dekleva, Vladimir Putin'in KGB ajanı olarak aldığı eğitim nedeniyle kararlı, metanetli, insanları manipüle etmede uzman ve aşırı odaklı olduğunu söylüyor. Ancak 69 yaşındaki Putin’in son eylemleri, bazen yaşlanan liderlerde görülen daha az esnek bir liderlik tarzını akla getiriyor.

Dekleva bu liderlik tarzını, "Daha katı oluyorsunuz. Her şeyi daha çok siyah beyaz görüyorsunuz. Nüanslara ve belirsizliğe daha az tolerans gösteriyorsunuz" ifadeleriyle açıklıyor.

Ancak Dekleva bu tanıma Rus liderin uyup uymadığı ile ilgili, "Bu kesinlikle bir olasılık, ancak Ukrayna savaşıyla ilgili son kararından yola çıkarak Putin’i böyle tanımlayabilir miyiz emin değilim. Bununla birlikte, Putin bilinçli olarak odaklanmış ve biraz aceleci bir adam gibi görünüyor" diyor.

Dekleva, Putin gibi biriyle müzakere etmenin yolunun, onun zihniyetini anlamaya çalışmak ve onunla aynı fikirde olunmasa bile empati kurmak olduğunu söylüyor.

İtalya'daki NATO Savunma Koleji Vakfı'nda kıdemli analist olan Jason Pack’e göre, Putin ile anlaşmaya varmak kararlılık gerektiriyor.

Pack bu kararlılığı, "Siber bir savaşa girmek gibi, gerginliklerde büyük bir tırmanışa neden olacağını düşündüğümüz şeylerin eşiğine gelebilecek kadar cesur olmamız gerektiğini düşünüyorum. Mesela, 'İki saatliğine St. Petersburg'da ışıklar kapanacak ve ondan sonra pazarlık yapacağız. Bir dahaki sefere, taleplerimizi karşılamazsanız ışıklar iki gün boyunca kapalı kalacak' denilebilir" şeklinde açıklıyor.

Pack, Putin'in Ukrayna'yı işgal etmesi halinde Batı'nın, "hizmetinde daha fazla askeri ve ekonomik güç" olmasına rağmen, geri atacağına inanmak için her türlü nedeni olduğu görüşünde.

Pack bu noktada, Rusya'nın 2008 yılında Gürcistan ile savaşı sonrası ülkenin yüzde yirmisini işgal ettiğini hatırlatıyor. Putin ayrıca 2014 yılında, o dönem Ukrayna’nın elinde olan Kırım’ın güneyini ilhak etmişti.

Pack, Putin için "Güce saygı duyuyor gibi görünüyor ve bir şeylerin lafta kalmasından hoşlanmıyor. İşgal halinde tehdit edildiği yaptırımları uygulayacağımızı düşündüğünü bile sanmıyorum, çünkü tavrı 'bunlar sadece boş laflar’ gibiydi" diyor; Putin'in yıkıcı nükleer eylemde bulunacağına da inanmıyor.

Pack, Putin’in yaşamak istediğini de "COVID'den korkuyor. Fotoğraflarda görüldüğü üzere, danışmanlarından altı metre uzakta duruyor. Bu yüzden, Ukrayna'da savaşan NATO personelinin olmaması kuralına bağlı kaldığımız sürece dünyayı havaya uçurma riski olduğunu düşünmüyorum" sözleriyle anlatıyor.

Eskiden Sovyetler Birliği’nin parçası olan Ukrayna'nın NATO'ya katılmasına şiddetle karşı çıkan Putin, Batı'nın Rusya sınırlarına çok yakın olmasından şikayet ediyor.

Putin’in asıl amacının Kiev'i almak olduğunu ancak bunun için taktik nükleer silahlar kullanmadığına dikkat çeken Pack, "Bir dereceye kadar içi boş bir güç olduğu ortaya çıktı. Geri çekileceğimizi düşündü. Yaşamak istiyor. Rusya içinde devrilmek istemiyor. Generalleriyle korkunç bir koordinasyonu var. Savaş planları yoktu" diyor.

Kenneth Dekleva, Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirme müzakerelerinin ise hem Ukrayna'nın güvenlik ihtiyaçlarını ve egemenliğini hem de Putin'in NATO'nun Rusya sınırlarına genişlemesine dair tehdit algısını göz önünde bulundurması gerektiğini belirtiyor.

Dekleva, Çin, Hindistan veya İsrail gibi hem Putin'in hem de Batı'nın güvenebileceği kıdemli bir üçüncü taraf arabulucunun süreç için yararlı olabileceğini düşünüyor. Dekleva, müzakerelerde neyin olmaması gerektiği konusunda çok net.

Dekleva, "ABD Başkanı Joe Biden dahil Batı'daki üst düzey liderlerin Putin'e deli, haydut, katil ya da savaş suçlusu demesinin bir faydası yok" diyerek Rus liderin masaya gelmesinin bu şekilde sağlanamayacağını söylüyor.

VOA