Putin ile en zor masa

EN ZORLU ZİRVE

Putin ile en zor masa


Putin ile en zor masa

Türkiye, son zamanların en dezavantajlı gündemiyle Soçi yolunda. Dış politikadaki tartışmalı tercihler sonucunda gelinen noktada, Erdoğan-Putin zirvesine 72 saat kala Moskova, mutabakatın gereği yerine getirilmediği iddiasıyla İdlib ve Afrin’e bomba yağdırdı. Doğalgaz kozu Rusya’ya kaptırıldı. Beklentileri karşılamayan ABD ziyaretindeki “Tabii ki S-400 alacağız” çıkışı da manevra alanını kısıtladı.

Ankara’nın rasyonel dış politika yerine kişisel yaklaşımı öne alması Erdoğan-Putin görüşmesi öncesi Türkiye’yi zorda bırakan bir tablo doğurdu. Kritik masa öncesi üç başlık öne çıktı. İdlib’i silahsızlandırma mutabakatının aksadığını savunan Rusya, İdlib ve Afrin’i bombaladı. Kremlin Sözcüsü Peskov “Teröristlerin etkinliği devam ediyor. Bu kabul edilemez” dedi. Dışişleri Bakanı Lavrov da Ankara’ya “Yükümlülüğün yavaş yerine getirildiği açık” suçlamasını yöneltti.

Biden ile Trump zemininin oluşmaması pazarlık payını düşüren bir başka etken oldu. S-400’leri ‘kutudan çıkarıp çıkarmama’ gündemi üzerinden Moskova’ya hamle yapan Türkiye’nin tavrı “Pahalı da olsa Patriot”dan “Tabii ki Rus füzelerini alacağız”a döndü. Hükümetin kaybettiği son koz ise doğalgaz oldu. Rusya’nın alım taahhütlü sözleşme isteğini gözardı eden Türkiye, fiyatlar artınca ucuz gaz sözleşmesi için zemin aramaya başladı, Rusya’nın eli güçlendi.

EN ZORLU ZİRVE

Erdoğan ve Putin 29 Eylül’de bir araya gelecek, heyetler arası temas olmayacak. Görüşme öncesi İdlib ve Afrin’i bombalayan Moskova, Ankara’ya suçlamalarda bulundu. Soçi, dış politikada atılan adımlar nedeniyle Suriye’den S-400’lere birçok başlıkta Ankara’nın en az kozla masaya oturacağı zirve olarak kritik önem taşıyor.

umhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin iki gün sonra Rusya’nın Soçi kentinde bir araya gelecek. Zirvede heyetler arası görüşme olmayacak, sadece Erdoğan ve Putin bir araya gelecek. Son dönemde ABD Başkanı Joe Biden ve Washington’la ilişkilere dair sitemkâr mesajlar veren Erdoğan, CBS televizyonuna yaptığı açıklamada Moskova’dan ikinci parti S-400 hava savunma sisteminin alınacağını teyit etti. Mürted (Akıncı) Üssü’ndeki S-400 bataryalarının aktif olup olmadığı bilinmezken Ankara, ibreyi bir kez daha Patriot’tan S-400’e kırdı.

Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Tuğamiral Vadim Kulit ise Türkiye’nin denetimindeki bölgede bulunan militanların Halep kentindeki rejim güçlerine iki kez ateş açtığını ifade etti. Kulit, İdlib’de önceki gün El Nusra militanları tarafından 22 kez ateş açıldığının tespit edildiğini söyledi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Putin ile Erdoğan’ın siyasi irade ortaya koyarak İdlib konusunda mutabakat sağlamak için müzakere potansiyeli bulduklarını ifade etti. Peskov, “Mutabakatlar sağlandı. Maalesef o bölgelerde teröristlerin etkinliği devam ediyor. Bu, kabul edilemez ve tehlikeli. Suriye’de çözüm sürecini engelliyor. Tüm bunlar gündemde olacak” dedi. Erdoğan’ın Kırım’la ilgili açıklamalarının Soçi ziyaretinin başarılı geçme perspektifine zarar vermeyeceği mesajını veren Peskov “Her şeye rağmen Türkiye, çok gelişmiş ilişkilerimizin olduğu ve bu gelişmiş ilişkilerin yanında görüş ayrılıklarımızın da olduğu bir partnerimiz. Türkiye’nin, sayın Erdoğan’ın Kırım konusundaki tutumunu iyi biliyoruz ve onlar bunu saklamadı. Bu açıklamalar, biraz nahoş bir iz bıraktı, ancak bu Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin başarılı, zengin içerikli ve yapıcı geçme perspektifine hiçbir şekilde zarar vermez” diye konuştu.

Öte yandan Rus yetkililer üç gün önce Türkiye’nin ihraç ettiği domateslerde virüs tespit edildiğini açıkladı. Ayrıca Türkiye’nin uzun vadeli doğal gaz kontratlarının önemli bir bölümünün süresi de bu yıl itibariyle doluyor. Geçmişte 25 yıllık anlaşma gibi seçenekleri masaya getiren Moskova’nın, Kuzey Akım’la birlikte eli bu ihraç kaleminde de rahatlayınca Ankara’nın enerji kozu da sekteye uğradı. Dış politikada atılan adımlar sonucu Soçi; Ankara-Moskova hattında Türkiye açısından son yılların en dezavantajlı zirvesi olmaya aday. S-400’ler, İdlib ve ticaret gibi başlıklarda Türkiye’nin manevra alanı oldukça kısıtlı.

ABD AFGANİSTAN’DAKİ GİBİ SURİYE VE IRAK’TAN DA ÇEKİLMELİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York ziyareti sırasında CBC’e verdiği röportaj yayımlandı. ABD’nin Afganistan çekilmesini değerlendiren Erdoğan “20 yıldır Amerika’nın burada kalışıyla bölge güvenli bir hale gelmedi. Tam aksine, bölge her geçen gün ciddi manada kan kaybetti. Şu anda ise Taliban Amerika’nın silahlarıyla hareket ediyor. Fakat biz bazı şeylere de alıştık. Türkiye’ye saldıran terör örgütleri de maalesef ABD’nin çok ciddi silah, mühimmat desteği aldı. Öncelikle PKK/YPG/PYD terör örgütlerine bu tür silah desteklerinin verilmemesi gerekir” dedi.

Erdoğan “Amerika, bölgedeki PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle mi hareket edecek yoksa NATO’da beraber olduğu dostuyla mı? ABD’nin bunun kararını vermesi lazım. ABD’nin Türkiye’ye saldıran terör örgütlerine desteğini kesmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Suriye’deki 900 ABD askerinin kalmasını mı yoksa gitmesini mi istiyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan “Tabii ki benim burada tasarrufum olursa Suriye’den çıkmalarıdır, Irak’tan çıkmalarıdır. Afganistan’dan çıktıkları gibi çıkmalarıdır. Çünkü eğer dünyada biz barışa hizmet etmeyi istiyorsak barış için o bölgelerde kalmanın hiçbir anlamı yok” diye konuştu. Erdoğan, ABD Başkanı Biden’ın ‘otokrat’ sözlerine ilişkin soruya da “Benden bahsederken neden ‘otokrat’ ifadesini kullandığını anlamakta zorlanıyorum. Geçmişim siyasi bir geçmiş. Demokrasiyi içselleştirdim. Bu nedenle halkım hiç şikayet etmiyor” yanıtını verdi.

KARAR