Putin’in koltuk planı iyiydi, ah korona olmasa!

KREMLİN’İN SİYASİ HESAPLARINA KORONA MOLASI

Putin’in koltuk planı iyiydi, ah korona olmasa!




Mühdan Sağlam

Mühdan Sağlam

[email protected]

Putin’in koltuk planı iyiydi, ah korona olmasa!

Putin referandum kararını duyururken “Halkımızın fikri çok önemli, Rusya vatandaşı her bireyin görüşünü önemsiyoruz” sözlerini sarf etti. Ancak Rusya halkı söz konusu dönemde en geniş sınırlarından birine sahip olduğu Çin’den yayılan virüsün nasıl olup da Rusya’da hala patlak vermediğine odaklanmıştı.

Korona virüsünün dünya genelinde etkisi vaka ve ölüm sayılarındaki artışla devam ediyor. Virüs, iktidarların ve liderlerin izlediği politika ve stratejiye de ışık tutuyor. Toplumlar, bir yandan ölüm kalım savaşı veriyor, bir yanda da bu zor günlerde liderlerinin ne yaptığını not alıyor. Bir yanda “Biz buradayız, devlet olarak ekonomi bizim işimiz. Siz sağlığınızla ilgilenin, evlerinizde kalın” diyen Angela Merkel var. Diğer yanda virüsü yüzyılın fırsatı olarak görenler, solunum cihazlarına el koyan, valilere rest çeken, “aman virüs de bir yere bize para lazım” diyen Trumpgiller.

Yüzüne alışık olduğumuz liderlerden biri de Putin. Pek çok ülke gibi Putin’in Rusya’sı da bir dizi önlem paketini hayata geçirdi. Diğer ülkelerden farklı olarak Rusya’nın korona virüsüyle mücadelesine iki faktör etki ediyor: Siyasi reform süreci ve petrol fiyatlarının ekonomiye etkisi. Bu hafta Rusya’nın korona baskısıyla ara vermeye mecbur kaldığı Putin’in 2036 yol haritasındaki son duruma bakacağız.

Önümüzdeki haftaysa herkesin birbirini suçladığı, bir varil petrolün bir varil vişne suyundan ucuz olduğu petrol sektöründeki diplomatik gerilimin, yanlış hesapların, kısa günün karı yaklaşımın Rusya ekonomisine etkisini ele alacağız.

SAKİN OL ŞAMPİYON: KREMLİN’İN SİYASİ HESAPLARINA KORONA MOLASI

Küresel gündem ocak ayında Çin’de yükselen korona virüsü vakalarına dikkat kesildi. Aynı dönemde Rusya yeni bir siyasi harita için yola koyuldu. Dönemin başbakanının görevden alınmasına kadar giden süreçte, erkler arası yetki ve etki alanı yeniden düzenlenecekti.

Kremlin’in yol haritasına göre Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın hükümetin iş başına gelmesindeki gücü artırılıyor, tüm yetkilere haiz olan devlet başkanının yetkileri tırpanlanıyordu. Yeni yol haritası için Putin ve yakın çevresinin güven testinden geçen Mikhail Mişustin kıdemli siyasetçi Dimitri Medvedev’in yerine başbakanlık koltuğuna otururdu. Ancak kabinenin dış politikası yeniden Sergey Lavrov’a ve Enerji Bakanlığı Aleksandır Novak’a, Savunma Bakanlığı Sergey Şoygu’ya teslim edildi. Rusya’nın ulusal ve küresel dinamikleri uyarınca hayati önemde olan koltuk sahiplerinin yerinde kalması, kontrollü bir reform sürecinin başlayacağının kanıtıydı.

“Parlamento güçlenirken başkanın yetkileri azaltılıyor” yorumları kısa soluklu oldu. Bu iddianın yaslandığı zemin Putin’in görev süresinin 2024’te biteceği, halefine Kremlin’in anahtarını aynı yetki şemsiyesiyle bırakmak istememesine dayanıyordu. Ancak bu iddiaya gölge düşüren bir gelişme kısa sürede gündeme geldi.

 

PUTİN NE DEMEK İSTİYORDU: MUZİP GÜLÜMSEMENİN MASKELEDİĞİ YANIT

Putin yorgun ancak muzaffer bir edayla basının karşına geçiyor. Dile kolay, 2012’de Putin’e ömrünün belki de en zor süreçlerinden birini yaşatan “yeter artık Putin kenara çekil” dövizleriyle bezeli protestoların üzerinden 6 yıl geçmiş ve muzaffer komutan 18 Mart 2018’de yüzde 76’lık oyla Kremlin’deki koltuğunu garantilemişti.

Üstelik geçen altı yılda geçen yasalar, gözdağları protestocuların sokaklara dökülmesini bu sefer önlemişti. Korku, bu kitlenin, bu defa seçime katılımı sabote etmesiydi. Olur ya 2016 Duma seçimi gibi katılım yüzde 50’nin altına inerse, Putin seçime katılan herkesin oyunu olsa da büyük bir meşruiyet krizi yaşayacağını biliyordu. Nihayetinde Kremlin’in yemekli, ulaşım destekli çabaları sonuç verdi ve Putin’in kâbusu katılım oranı, yüzde 67’nin üzerine çıkmasıyla defedildi.

Vakur bir edayla ortaya çıkan Putin’e bir gazetecinin sorusu 18 Mart 2018’in en akılda kalan anıydı. Meşhur soru şuydu: “2024’e kadar koltuğun sahibisiniz, bu bir yasal düzenlemeyle görev sürenizi 2030’ya kadar uzatmayı düşünüyor musunuz?” Yüzünde muzip bir gülümse olan Putin, “Emekli olmak herkesin hakkı, ben de emekli olmak ve dinlenmek istiyorum” diyerek yanıtladı. Cevaba eşlik eden o gülümse ister istemez, “dalga mı geçti ciddi mi söyledi” soru işaretine neden olmuştu. Bu sorunun gerçek yanıtı için 2 yıl beklemek gerekecekti.

PUTİN’E 2036 KAPILARINI AÇAN KARAR

2018’de sorulara gebe kalan Putin’in Kremlin’deki görev süresine dönük soru, 10 Mart 2020’de Duma’da yanıt buldu. Hazırlanan siyasi reform paketinde başkanlık şartlarından biri iki dönem şartıydı. Düzenleme bu haliyle kalsaydı Putin 2024’den sonra Kremlin’de olmayacaktı.

Düzenleme çıktığında uzlaşılan fikir şuydu: Putin, Lahana Üretim Müdürü olsa da (öyle bir müdürlük şimdilik yok) siyaseten etkisini sürecekti. Kremlin’in altın varaklı koltuklarında oturan koca Putin, “Ey Rusya çiftçisi haydi lahana hasadına!” mı diyecekti, siz de yani.

Lahana lobisine kötü haberi uzay görmüş ilk Sovyet kadını Valentina Tereşkova verdi. Duma’ya “2024’teki seçim için başkanlık süresi sıfırlansın” önerisini sundu. Ağırlığın Putin’in partisi Birleşik Rusya’da olan vekiller “Çok akıllıca, hay hay” dediler. Duma ayağına bir tik atıldı.

Erkler ayırımı vurgusuyla yola çıkan Putin, 83 yaşına kadar koltukta kalması için anayasa mahkemesinin uygun bulmasını şart koştu. Neredeyse tamamı Putin’in oluruyla yüce yargıç koltuğunda olan mahkeme üyeleri, Kremlin’e direnip başına mı bela mı alacaktı? Lahana lobisi bir zahmet Putinsiz yoluna devam edecekti. Mahkeme alınan kararı uygun buldu. Yani Putin isterse 2024’te yeniden aday olabilecek. Ancak demokrasi beşiği Rusya’da halkın fikri alınmalıydı. Öyle ya sonra sokağa falan çıkıp can sıkıyorlardı(!). Herkes saatlerini ayarladı, takvimlere işaret koydu ve kavlin kavlimiz diyen Kremlin sevdalıları 22 Nisan’da “Haydi Sandıklara” dedi.

 

PLAN TIKIR TIKIR İŞLİYOR Kİ KORONA KAPIYI ÇALDI

Putin referandum kararını duyururken “Halkımızın fikri çok önemli, Rusya vatandaşı her bireyin görüşünü önemsiyoruz” sözlerini sarf etti. Ancak Rusya halkı söz konusu dönemde en geniş sınırlarından birine sahip olduğu Çin’den yayılan virüsün nasıl olup da Rusya’da hala patlak vermediğine odaklanmıştı. Nitekim kısa sürede Rusya’da korona virüsü vaka sayısı tırmanışa geçti. Hali hazırda 20 binin üstünde vaka ve 173 ölüm var.

Referandumdu, Duma’ydı derken virüsün yayılmasına sağır kalan yönetim, ‘sokağa çıkmayın’ uyarıları, karantina görüntüleriyle her binaya üç polis, dijital onay koduyla sokağa çıkma önemlerine geçti. Virüsün merkez üssü, vakaların yüzde 60’tan fazlasının yaşandığı Moskova. Onu Moskova Federal Bölgesi ve St. Petersburg izliyor.

Şehirlerin belediye başkanları ekranlarda uyarı yapıyor. Ancak Rusya, Putin ve sistemin geleceğine o kadar kafa yordu ki değinilen önlemleri, ancak martın ikinci yarısından sonra aşamalı hayata geçirdi. ABD’den iyi durumda olduklarının müjdesine halka veren Putin, nedense dikkat çeken önlemlerin merkezi Almanya’dan hiç bahsetmiyor.

Vaka sayılarındaki artış, önlemlerin yetersizliği, dünyanın en büyük kara ülkesinde işlerin sarpa sarmasına neden oluyor. Federal bölgeler, Moskova’da uygulanan önlemlerin benzerlerini uyguluyor. Dikkat çekense Putin’in basın karşısına az çıkması.

Referandum ilerideki bir tarihe ertelendi, işletmelere yardım paketleri yolda. Ancak halk Putin’i bir defa net biçimde gördü. Karantina kıyafetleri içinde yaptığı hastane ziyaretinde. Orada da gövde gösterisi yapıp el sıkıştı. Elini sıktığı doktorun korona pozitif olduğu kısa sürede ortaya çıktı.

Özetle Putin bu süreçte kötü polis olmamak için ekrandan ve halktan uzak duruyor. Kendi gösterdiği bir günde de skandala imza atıyor. Putin’i iktidarda tutan en önemli unsurlardan biri Rusya’yı 1990’lardaki yıkımdan kurtaran kurtarıcı/kahraman rolüydü. Ancak bu yüksek imaj şimdi mikroskop altında görülen bir virüsün tehdidi altında. Putin eğer bu süreçte başarılı bir yönetim ortaya koymazsa, daha önce güvenle girmeyi umduğu referandum, kendi eliyle yarattığı kabusu olacak.


Mühdan Sağlam kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora yapmaktadır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rusya’da devletin dönüşümü ve enerji politikaları, Avrasya temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir.

 

DUVAR