Reform yapılacak, ama bunu kim yapacak?
Yunanistan ile savaş ihtimali mi var?
Hükümet ne yapsa yaranamıyor.. Faiz, dolar, ekonomi, reform derken bir de savaş mı?
Siyasi hayatımızda yaşananları izlerken, emin olun, iktidarda bulunanlara üzülüyorum; özellikle de her önemli kararı kendisinin aldığını bizzat ağzından işittiğimiz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın durumuna…
Ne yapsa yaranamıyorlar da ondan…
Uzun bir süre “Enflasyonun sebebi faizdir” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve faizle ilgili kararı alan devlet kurumlarının yöneticileri onun bu tezinin doğru çıkması için gayret sarf ettiler. Faiz sıfıra yaklaştı, ancak doların TL karşısındaki değeri muazzam arttığı gibi enflasyon da düşmedi.
Zaten birileri, piyasaya müdahale edildiğinde, eş zamanlı olarak, “Göreceksiniz, dolar değerlenecek, enflasyon da artacak” deyip duruyor ve bunu faizin düşük tutulmasına bağlıyorlardı.
Ekonomi kadrosunu değiştirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni gelenler de faizi eleştirenlerin istediği orana çıkardılar.
Alınan kararların ilk olumlu etkisi dolar-TL dengesinin TL lehine değişmesiyle görüldü.
Yetkililer dün de bir miktar daha faiz oranını yükselttiler.
Faiz oranına müdahale edilmesinin yanlışlığını savunanlar tatmin oldu mu? Hayır. Tam tersine, neredeyse aynı kalemler, şimdi de, yüksek faizin Türk sanayisini batıracağı öngörüsünde bulunuyorlar. Yükselen faiz oranı yüzünden kredilerin ödenemez hale geleceği, işyerlerinin kapısına kilit vurulacağı iddiasındalar.
İşte ben de bu yüzden ülkeyi yöneten iktidar sahiplerinin durumuna bakıp üzülüyorum.
Reform yapılacak, ama bunu kim yapacak?
Kimsenin hakkını yemek istemem; bu sebeple de vaktiyle faizin zorlamalarla düşük tutulmasını eleştiren ve şimdilerde faiz tavana vurduğu halde tatmin olmak yerine farklı boyutta eleştirilerini sürdürenlerin de haklarını teslim etmem gerekiyor.
Her iki durumda da, aynı kişiler, ne yapılması gerektiğini söyler veya yazarken, mutlaka bir ihtiyat kaydı koymayı da ihmal etmiyorlar. O ihtiyat kaydı da ‘reform’ sözcüğü… Hemen her alanda kapsamlı bir reform yapılmadığı takdirde yalnızca faizle oynayarak sonuç alınmayacağını konuşmaktan dillerinde tüy bitti, yazmaktan kalemlerinde mürekkep kalmadı.
Ne olacak şimdi?
Hükümetin önünde ‘reform’ yapmaktan başka bir çıkış yolu yok. Hem de hukuk başta olmak üzere, sanayide, tarımda, eğitimde -bütün bu alanlarda- köklü yol değişikliğine gitmek gerekiyor.
Yani?
İyi de, bunu hangi kadroyla yapacak AK Parti?
AK Parti’nin ilk on yılında kaydettiği içte ve dışta takdir görmüş başarılarda imzaları bulunan kadrodan şimdi bir tek kişi kaldı: Tayyip Erdoğan… Onun dışındaki önemli isimlerin hemen hepsi artık AK Parti içerisinde değiller.
Şimdiki kadrosu AK Parti’nin, ne yapayım doğruyu söylemek gibi bir huyum var, bugünkü tablonun da müsebbibi…
“Faizi indir” denildiğinde faizi yerin dibine batıran, “Bindir” denildiğinde bunun neden gerekli olduğunu savunan onlar…
‘Reform’ sözcüğü en fazla onları rahatsız ediyor; “Reform yapılacak” denildiğinde o iştahı bozmak için akıl almaz iddialarla ortalığa dökülüyorlar.
Dahası da var.
İktidar artık yalnızca AK Parti’ye ait değil; başarıya sahiplik iddia edebilecek durumda olanlar tasfiye edildikten sonra iktidarını sürdürebilmek için kendisine destek aramak zorunda kaldı AK Parti ve MHP ile ittifak kurdu.
“Reform” denildiğinde “Ne reformu ulan” tarzı tepkileri sizler de duyuyorsunuzdur.
Gerçekten üzülünecek bir durum bu.
Yunanistan ile savaş ihtimali mi var?
Dün, her sabah göz attıklarım arasında yer alan Yunan Kathimeri gazetesinde Türkiye ile ilgili bir yazıyla karşılaşmıştım. Ankara’dan yükselen “Avrupa Birliği’ni ve Avrupa ülkelerini devreye sokmaktan vazgeçin, gelin ikimiz masaya oturalım” teklifine başyazar Tom Ellis cevap veriyor.
Dediği şu: “Karşınızda Yunanistan yok, Yunanistan Avrupa Birliği (AB) üyesi ve siz AB’ye, Avrupa ülkelerine muhatapsınız. Milli geliri 200 milyar dolar olan Yunanistan değil, 19 trilyon dolar olan AB var karşınızda.”
Henüz bu çıkışı hazmedememişken Ellis’in yazısının içine sızmış bir tehdit dikkatimi çekti.
Okuyalım:
“Ortaklarımızın bizim adımıza savaşmayacaklarını biz de biliyoruz. O iş kendimize düşüyor; bize, Rafale’lerimize, F-16 Viper’a ve Yunan Hava Kuvvetleri’nin diğer savaş uçaklarına, denizaltılara, Yunan donanmasına ve kara kuvvetlerine. Sonra bizim savaş gücümüzü, Yunan silahlı kuvvetlerini hafife alıyorsunuz, ama özellikle sayısal mukayese hiç de hafife alınacak bir durumumuz olmadığını göstermeye yeter.”
Tehdit değil mi bu?
Bugün de emekli bir general olan Yeniçağ yazarı Armağan Kuloğlu şunları yazdı:
“ABD’nin Dedeağaç’ta Lozan hilafına üs kurması, Girit’te üs edinmesi, Yunan F-16 modernizasyonuna olumlu cevap vermesi dikkate değer hususlardır. Yunanistan şimdi de 24 adet F-35 alımı için başvurmuştur. ABD’nin Atina Büyükelçisi, talepten duyulan memnuniyeti belirtmiş, ABD ve Yunanistan’ın bölgesel istikrarı artırmak için birlikte çalıştığını söylemiştir. Yunanistan, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı CAATSA yaptırımlarından da memnundur. Yunanistan, 2021 bütçesindeki askeri harcamalarında 5 kat artırıma gitmekte, gerekçe olarak da Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği göstermektedir. Fransa’dan 18 adet Rafale savaş uçağı almakta, 4 adet fırkateyn alımı için teklif hazırlamaktadır. Ayrıca drone ve yenilenmiş F-16 satın almayı, silahlı kuvvetler mevcudunu da 15.000 artırmayı planlamaktadır.”
Kuloğlu’nun yazdığından Yunanistan’ın arkasında yanız AB’nin değil ABD’nin de bulunduğu anlaşılıyor.
Yunanistan silahlanıyorsa Türkiye ne yapacak? Savunma bütçesini artıracak doğal olarak.
Ekonomimiz bundan etkilenmeyecek mi?
Soruyu yanlış mı sordum yoksa?
https://fehmikoru.com/hukumet-ne-yapsa-yaranamiyor-faiz-dolar-ekonomi-reform-derken-bir-de-savas-mi/
FEHMİ KORU