Başkent Paris yakınlarındaki Seine-Saint-Denis banliyösünü raporlaştıran uzmanlar, henüz reşit olmayan genç kızları hayat kadını olmaya iten nedenleri inceledi. Rapora göre her üç kızdan biri 13 ila 15 yaşında. Genelde ebeveynleri ayrı olan bu çocukların büyük bir kısmının daha küçük yaşlarda fiziksel, psikolojik ya da cinsel şiddete maruz kaldığı tespit edildi. İncelemeye konu olan kızların ayrıca okul hayatında başarısız oldukları ve her üç kişiden birinin hayat kadınlığından önce sık sık evinden kaçtığı kaydedildi.

Genç kızlar sosyal medya üzerinden kadın tacirlerinin kurbanı oluyor

Gözlemevi'ne göre aile ve eğitim hayatında sorunlar yaşayan kız çocukları genelde sosyal medya aracılığıyla kadın tacirlerinin hedefine giriyor. Kadın tacirleri, kurbanlarına özellikle Instagram ve Snapchat üzerinden ulaşıyor. Bu çalışma ayrıca, genç kızların %40'ının kendilerini sosyal ağlarda aşağılayıcı ya da küçük düşürücü durumlarda istemeden bulduklarını ortaya koyuyor.

Fransa'da seks işçisi olarak çalışan en az 40 bin yetişkinin reşit olmayan yaşta kadın tacirlerinin kurbanı olduğu tahmin ediliyor.

Fransa’nın fuhuşla mücadelesi

1946’da genelevleri yasal olarak kapatan Fransa’da hayat kadınları 1960’a kadar sağlık birimlerine yaptıkları işle ilgili bildirimde bulunmak zorundaydı.

Paris yönetimi 1960’da BM konvansiyonunu imzalayarak bu uygulamaya son verdi. Ancak genelevler kapalı kalmaya devam etti.

2003’de, Nicolas Sarkozy’nin İçişleri Bakanlığı zamanında. hayat kadınlarının sokaklarda kendilerini teşhir etmeleriyle ilgili kısıtlamalar getirildi. 2011’de hayat kadınlarının müşteri bulmalarını sağlayan bazı internet siteleri “aracı” statüsünde kabul edildi ve web tasarımcıları ceza aldı.

2013’e gelindiğinde, Fransa Milli Meclisi, hayat kadını müşterilerine 1500 euro para cezası ön gören tasarıyı kabul etti. Tasarıya karşı başlatılan “Fahişeme dokunma” (“Touche pas à ma pute”) adlı kampanyaya Fransa’da bazı sanatçılar da destek verdi.

Fuhşu bırakan kaçak göçmenlere geçici oturma izni

Sosyalist François Hollande hükümeti fuhuşla mücadele programını sürdürmüş ve hayat kadınlarını fuhşu bırakmaya teşvik edecek düzenlemelere gitmişti. Bu program kapsamında, ülkede kaçak yollarla bulunan ve hayat kadını olarak çalışanlar fuhşu bırakıp ‘aracılarını’ ele vermeleri kaydıyla geçici oturum sahibi olabiliyor. Ayrıca fuhşu bırakmak isteyen kadınlara iş kurma kredisi ve geçici barınma hizmetleri de sunuluyor.

Hayat kadınlarıyla ilgili Fransa İçişleri Bakanlığı verileri

İçişleri bakanlığının verilerine göre Fransa’da 18-20 bin civarında hayat kadını olduğu tahmin ediliyor. Yine bakanlığın resmi sitesinden yapılan açıklamada bu rakamın % 80’inin yabancı uyruklu kadınlardan oluştuğu belirtiliyor. Avrupalı hayat kadınlarının çoğunluğu orta Avrupa ülkelerinin yani sıra Romanya ve Bulgaristan’dan geliyor. Afrika kökenliler Nijerya, Kamerun ve Gana uyruklu olarak tespit edilirken, Asyalıların çoğunlukla Çinli olduğuna değiniliyor. Toplam rakamın yüzde 15’inin erkek olduğu sanılıyor.

Aynı metinde geçen diğer bir bilgi ise komşu Avrupa ülkerindeki tahmini hayat kadını sayısı: Hollanda 20 bin, İngiltere 60 bin, Almanya ve İspanya 400 bin. Eski İçişleri Bakanı Brice Hortefeux mecliste yaptığı bir konuşmada hayat kadını sayısındaki düşüşü ‘Fransa toplumu için bir iyiye gidiş işareti’ olarak vurgulamıştı.

Ancak Seks İşçileri Sendikası (Strass) bu rakamın 40 binin çok üzerinde olduğunu savunuyor.

Bununla birlikte, üniversite öğrencilerinin % 20’sinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı Fransa’da, yaklaşık 40 bin üniversite öğrencisinin geçimlerini sağlamak için “eskort kız” olarak çalıştığı tahmin ediliyor.

Fatih Yetim   EURONEWS