Reutlinger General-Anzeiger gazetesi, Belarus'ta yaşanan gelişmeleri şu yorumla değerlendiriyor:

"Aleksandr Lukaşenko muhalefet tarafından kurulan Koordinasyon Kurulu üyelerini tutuklatmak istiyor ve kendini eleştirenlerle muhalefeti korkutmak için kalaşnikofla pozlar veriyor. Moskova da her ne kadar onun arkasını kolluyor görünse de, Kremlin Lukaşenko'yu her bedele rağmen destekleyecek gibi görünmüyor. Minsk'teki diktatör son zamanlarda ticaret partneri ve hamisi olan Kremlin'i inkar etmeden bazı yaramazlıklar yapmıştı. Belarus, Rusya'ya göbekten bağlı."

Süddeutsche Zeitung gazetesi ise Belarus'ta gerçek demokrasiye dönülüp dönülmeyeceğini şu şekilde sorguluyor:

"Lukaşenko muhalefetin iyi niyetine şiddet ile karşılık verebilir. Barışçıl protestocuların ne kadar daha dayanabileceği de soru işareti. Son birkaç günün itidaline rağmen öfke büyüyor. Başka saldırı gerçekleşmese bile, birçoğu için Lukaşenko'yu savunanları affetmek çok zor. Çoğunluğun hedefine ulaştığı ve Lukaşenko'nun iktidara yapışmasının sonlandığı noktada, daha hangi çatlakların onarılması gerektiği ortaya çıkacak. Ekonomi zayıflıyor, anayasa Lukaşenko'nun iktidar iddialarına uygun bir zemin yaratıyor. Çeyrek asırdır Belarus'ta bağımsız ve demokratik bir seçim gerçekleşmedi. Koordinasyon Kurulu üyeleri sadece bağımsız seçimler için değil ayrıca kendi özgürlükleri için de savaşıyorlar. İkisi Pazartesi günü tutuklandı."

Evden çalışma koşullarının toplumda ne kadar yaygınlaşmaya başlayacağı Frankenpost gazetesinde şu şekilde tartışılıyor:

"Evden çalışma hakkını elde etmek için, bugüne dek hep firmaların güvensizliğine karşı mücadele vermek gerekiyordu. Fakat şimdi, korona krizi sonrasında tam tersi bir baskının oluşmamasına dikkat edilmeli. Milyonlarca insan dijital verimliliğin ne kadar iyi olduğunun farkına vardı. Bunu gerçekten seviyorlar mı? Her zaman değil, özellikle haftanın beş günü değil. Büro işlerine geri dönen otoparktaki iş arkadaşları bile bunu her gün yapmak istemiyor. Evde bir kaç gün ve ofiste bir kaç gün olarak çalışmak çoğu kişi için ideal çözüm olabilir. Bu belirlenmiş bir sonuç olmasa da krizden sonra şirketlerde önemli bir konu olacak."

Kalabalık düğünler salgın döneminde tehdit oluşturuyor. Straubinger Tagblatt gazetesi bu konuda şu yorumu yapıyor:

"Herkesin şunu anlaması gerekiyor: yüz, yüz elli ve hatta daha fazla insanın katıldığı bir düğün bu aralar iyi bir fikir değil. Özellikle, alkolün dahil olduğu durumlarda tedbirler unutulabiliyor. Ancak bunun herkes tarafından kabullenilmesi, ülkeler kabul etmezken çok zor. Mesela bir yerdeki kutlama kuralları, sınırın ardındaki yerdeki kutlamalardan daha az kişinin bir araya gelmesine izin veriyorsa bu güvensizlik ve hüsran yaratıyor. Bu yüzden, hükümetler bu konuda ortak bir yaklaşımda anlaşmalı."

Deutsche Welle Türkçe