Robin Brooks.. Brad Setser.. Timothy Ash.. Dünyaca ünlü ekonomistler 31 Mart'ı değerlendirdi

TIMOTHY ASH: ŞİMŞEK'E DESTEK İKİ KATINA ÇIKMALI

Robin Brooks.. Brad Setser.. Timothy Ash.. Dünyaca ünlü ekonomistler 31 Mart'ı değerlendirdi




Robin Brooks.. Brad Setser.. Timothy Ash.. Dünyaca ünlü ekonomistler 31 Mart'ı değerlendirdi

31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları, küresel iktisatçıları harekete geçirdi. Dünyaca tanınan 3 ismin yorumları, Türkiye ekonomisinin ne yönde ilerleyeceği konusunda ilginç analizler içeriyor

31 Mart yerel seçimleri sonrası muhalefet partisi CHP'nin üstünlük sağlaması, Türkiye'de olduğu kadar dünyada da ilk gündem maddelerinden biri...

Seçim sonuçlarının ardından ekonomik ibrenin nasıl bir ivme alacağı hala tartışma konusuyken, özellikle sosyal medyada yaptığı yorumlarla ünlenen küresel iktisatçılar da vakit kaybetmeden analizlere başladı.

ROBIN BROOKS: SÜREKLİ SEÇİM MODUNDA GÖRÜLECEK

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, sosyal medya platformu X'ten şöyle bir değerlendirmede bulundu:

"Piyasalar Türkiye'deki seçim sonucunu beğenmeyecek. Seçimle ilgili teşviklerin sona ermesini ve ortodoksluğa dönüşü umuyorlardı. Bu sonuç tam tersi bir sinyal gönderecek. Piyasalar bunu Türkiye'yi sürekli seçim modunda tutmak olarak görecek. Daha fazla pump-priming*. Daha fazla devalüasyon…

(*pump-priming: Durgunluk devrelerinde iktisadî hayatı canlandırmak amacile piyasaya satınalma gücü çıkartılmasını ve kamu harcamalarının arttırılmasını ifade eden bir terimdir.)

Brooks'un paylaşımına çok sayıda yorum geldi. Bu düşünceyi alıntılayarak ona hak veren bir diğer isim Timothy Ash oldu.

TIMOTHY ASH: ŞİMŞEK'E DESTEK İKİ KATINA ÇIKMALI

Yirmi yılı aşkın bir süredir finansal piyasalarda faaliyet yürüten Timothy Ash, genel olarak gelişmekte olan piyasalar, özel olarak da Doğu Avrupa ve Balkanlar konusunda çalışan bir ekonomist ve stratejist...

Robin Brooks'un haklı olduğunu düşünen Ash, seçim sonrası Türkiye'nin ekonomisi hakkındaki yorumlarını şu ifadelerle aktardı:

"CHP'nin İstanbul, Ankara, İzmir ve (diğer) büyük şehirleri alması ve ulusal oylamada da AKP'yi yenmesi ile birlikte AKP, yerel seçimlerde oldukça net bir şekilde, büyük bir yenilgi aldı. Her şey enflasyonla ilgili! [Bu durumda] Erdoğan'ın, Şimşek ve TCMB'deki yeni ekibe desteğini iki katına çıkarması gerekiyor..."

"Piyasalar Erdoğan'dan enflasyonla mücadelenin devam edeceği, Şimşek ve ekibinin kalacağı konusunda güvence isteyecek.

TCMB reeskont faizini artırıyor. Bunun anlamı şu: Piyasaya tam olarak doğru sinyali göndermek ve "Biz burada Ortodoks olarak kalıyoruz ve enflasyonla mücadele için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız." mesajı...

Erdoğan'ın yaptığı konuşmada enflasyonla ilgili hataları kabul etti, Şimşek'i ve ekonomi ekibini destekleme sözü veriyor.

Muhtemelen pazar için en iyi sonuç bu oldu. Demokrasi yeniden onaylandı. Erdoğan için gerçeklik kontrolü Erken seçim/anayasa referandumu şansı yok. Erdoğan için tek yol Şimşek'e geri dönmek ve siyasi dirilişin yolu olarak enflasyonu öldürmek.

Yıkıcı seçim sonuçları AKP'nin bir sıfırlamaya ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Şimşek gibi reformculara daha belirgin bir rol verildiğini, Fidan, Bayraktar, Kalın ve diğerleri gibi isimlere daha fazla delegasyon/önem verildiğini görmemiz muhtemeldir."

BIDEN'IN ESKİ DANIŞMANINDAN FAİZ ARTIRIMI ÖNERİSİ

Harvard'lı akademisyen ve ABD Başkanı Joe Biden'ın eski ekonomi danışmanı Brad Setser, yüksek oranlardan hoşlanmayan Erdoğan'ın faiz artırımı ve sıkılaştırmaya gitmesi gerektiği görüşünde. X'ten paylaşım yapan Setser'in ifadeleri şöyle:

"Partinin pek başarılı olmadığı son seçimlerden sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi politikasını nasıl ayarladığını görmek ilginç olacak.

Manevra marjı Türkiye'nin (düşen) döviz rezervleriyle sınırlı.

Türklere döviz satıp bankalara yatırdıktan sonra bankaların bunu TCMB'ye geri vermesi (swap ayarlı net rezervlerin düşürülmesi) ile cari açığın finansmanı için yurt dışından alınan dövizin kullanılması arasında fark olduğu doğru. ..

Ancak seçim öncesinde döviz rezervlerindeki hızlı düşüş, Türklerin seçimin lirada ilave bir düşüşe yol açacağından korktuğunu ve korunmak istediklerini gösterdi. Ve Erdoğan'ın bu beklentileri onaylayıp onaylamayacağına karar vermesi gerekiyor.

Erdoğan bu gece Şimşek'e bir destek gösterisi yaptı (okuduklarıma göre) ve seçeneklerinin aslında Türkiye'nin sınırlı döviz rezervleri nedeniyle kısıtlı olduğundan şüpheleniyorum (Katarlılardan veya Suudilerden daha fazla döviz alamazsa) …

Ancak ABD Doları karşısında mevcut yönetilen yavaş ilerlemeri sürdürmek (yavaş ilerleme bir miktar değer kaybına izin veriyor, ancak değer kaybı enflasyon oranından daha yavaş oldu) muhtemelen daha fazla faiz artırımı ve daha fazla sıkılaştırma gerektiriyor... ve Erdoğan da yüksek oranlardan pek hoşlanmıyor.

TL'nin biraz daha değer kaybetmesine izin vermek bir anlamda rasyonel (enflasyon bir tür ayarlama ihtiyacını ortadan kaldıracak kadar hızlı düşmedi), ancak TL'nin çıkışını onaylıyor ve enflasyonist baskıyı artırıyor.

Ve Erdoğan'ın Şimşek öncesi politika tercihleri göz önüne alındığında, Türkiye'nin gerçekten ortodoksluktan uzaklaşacak kaynaklara (özellikle dövize) sahip olduğundan emin değilim…

Ancak Erodoğan, geçmişte şapkadan tavşanlar çıkardı, bu yüzden asla gerçekten ne olur bilemezsiniz... Kesinlikle 3-4 yıl önce Türkiye'nin CBRT'nin FX bilançosunu olduğu kadar kaldırabileceğini tahmin etmedim.

İlginç olmalı.”

ODATV