Rus muhalif gazetecilerden çarpıcı iddialar: Putin’in 'Azov Taburu'ndan haberi yokmuş
HÜKÜMET YETKİLİLERİ 'ASKERİ HAREKATI'NDAN HABERDAR DEĞİLMİŞ!
Rus muhalif gazetecilerden çarpıcı iddialar: Putin’in 'Azov Taburu'ndan haberi yokmuş
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı askeri harekat üçüncü ayını geride bırakırken, Rusya savaştan istediğini alabilmiş değil. Savaşın ilk başladığında kısa süre içerisinde "zafer" ilan edeceklerini duyuran Rusya, "Ukrayna savaşını nasıl planladı?", "Neden bu kadar başarısız oldu?" ve "En büyük hatalar nerede yapıldı?" sorularını akıllara getirdi. Kırımlı gazeteci Gönül Şamilkızı, yazısında bu sorulara yanıt aradı.
Rusya, Ukrayna'ya yönelik 24 Şubat'ta başlattığı işgal harekatı üç ayını geride bıraktı. Bugüne kadar Rusya istediğini alamasa da Ukrayna'nın saldırılara karşı ortaya koyduğu direniş adeta Rusya'nın savaşta tıkanıp kalmasına neden oldu.
Kırımlı gazeteci Gönül Şamilkızı, gdhdijital için yazdığı yazıda, "Rusya, Ukrayna savaşını nasıl planladı?", "Neden bu kadar başarısız oldu?" ve "En büyük hatalar nerede yapıldı?" sorularına yanıt aradı. Rusya’nın muhalif gazetecilik platformlarından “Proekt”in daha önceki haberinden yararlanan Şamilkızı, savaşın başında Putin'in "Azov Taburu"ndan haberinin olmadığını yazdı.
Yazıda çoğu hükümet yetkilisinin ve Kremlin çalışanlarının Putin'in "tam kapsamlı askeri harekat" başlatacağına ilişkin planından haberdar olmadığına yer verildi. Yazıda "Hatta üst düzey yöneticiler bile kendi eylem planlarını hazırlayıp yetiştiremediler– örneğin ekonomi ve propaganda alanlarında… Bunun yanı sıra, komşu devletle savaş fikrinin kendisi bile çoğu insanı şaşırttı. Bakanlar Kurulu’ndaki bir kaynak 'Proekt'in savaşla ilgili ne düşündüğüne ilişkin sorusuna küfürle cevap vermişti…" ifadelerine yer verildi.
Ukrayna savaşının başından bu yana sık sık Rusya'nın paralı askerleri savaş bölgesine götürdüğü iddiaları medyada yer aldı. Yazıda savaş bölgesine götürelen askerler içerisinde zorunlu askerlik sürecindeki askerlerin sayısının daha fazla olduğu ileri sürülerek, "Mesela, 252. Motorize alayının bir bölüğünde 40 kişiden 26’sı zorunlu askerlik sürecinde olanlardı" denildi.
'PUTİN'İN AZOV TABURUNDAN HABERİ YOKTU' İDDİASI
Ukrayna savaşın başlamasından haftalar sonra iki ülke arasında ilk görüşmeler başladı. Müzakerelerin ilk başında Rusya Devlet Başkanı Putin'in "Azov Taburu"ndan haberdar olmadığı ve kendisine konu aktarılmasına rağmen konuyla çok ilgilenmediği ileri sürüldü. Yazıda, "Azov Taburu" ile ilgili kendisine bilgi aktarıldığında Putin’in kanıt talep ettiği belirtildi.
Rusya'nın Kiev'den çekilmesine dair de "Mart sonunda Medinskiy’e önemli bir açıklama yapma talimatı verildi – güya Rusya Ukrayna tarafında taviz girişimi gördü ve kendisi de buna cevaben taviz adımı atarak birliklerini Kiev’den çekmeye karar verdi. Gerçekte ise Rusya ordusunun kötü planlanmış saldırısı bütün istikametlerde batağa saplanmıştı ve şimdi orduyu savaşın doğu sahnesine yönetmeye karar vermişlerdi. Medinskiy’nin yaptığı açıklama ile bu geri çekilmeyi haklı çıkarması gerekiyordu…" denildi.
Yazıda, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Kiev’den çekilme kararını açıklaması propaganda için savaşın ilk haftalarındaki yavaş ilerlemeden daha büyük sürpriz olduğu belirtildi.
BAŞARISIZLIĞA KARŞI 'SUSMA' TERCİH EDİLDİ
Rusya'nın Ukrayna'daki başarızlığı ve kafa karışıklığına karşı yeni yöntem bulduğunu ve bu yöntemin de Putin ve Şoygu'nun açıklama yapmaması olduğu belirtildi. Yazıda, "Kendi PR’ını çok sevmesiyle ünlü olan Savunma Bakanı 'özel operasyon'dan sonra kayboldu. Sadece bir kez – 11 Mart’ta askeri hastaneye gitti. Ancak bir kez ne bir cephe hattında, ne askeri birlikte görüldü. Askeri hastane ziyaretinden sonra Şoygu iki kez daha uzun sürelerle – 11-24 Mart ve 8-19 Nisan arasında gözden kayboldu." denildi.
PUTİN SADECE 18 KEZ KAMUOYU KARŞISINA ÇIKTI
24 Şubat’dan itibaren Putin'in sadece 18 kez kamuoyu karşısında çıkarak, savaş değerlendirmesinde bulunduğuna yer verilen yazıda, "Oysa mevkidaşı Zelenskiy her gün video açıklama yapıyor. Savaşın ilk günlerinde Putin neredeyse her gün değerlendirme yapıyordu, ancak sonra açıklamaları arasındaki aralar iki haftaya çıktı. Yönetime yakın kaynaklar, bu durumu, söylenecek bir söz kalmadığı ile açıklıyor…" değerlendirmesinde bulunuyor.
KARAR